SALGININ EREĞLİ BOYUTU ?
15 Aralik 2020 00:51:04
Bizim Yeni Ufuk ilkeli bir gazetedir. Geçenlerde bir ilke kararı aldık. Duyumlara dayalı bölük pörçük Korona haberi yayınlamayacağız. Hanidir yayınlamıyoruz da.
Hem meslek ilkelerini ve hem de toplum psikolojisini dikkate alarak böyle bir karar aldık.
Mesleki açıdan, bir haber eksikse yanlıştır. Oysa gazeteler doğru haber yayınlamakla yükümlüdür. İlke, “haber doğru ise yayınlanır” şeklindedir. Doğruluğunu teyit edemediğiniz bir haberi yayınlamak, gazetecilik değildir.
Ereğli’deki Korona salgını konusunda bize de çeşitli duyumlar geliyor. Değişik kaynaklardan bilgiler alıyoruz. Ama yayınlamıyoruz. Çünkü konu çok kapsamlı ve hassas.
Teyit edemediğiniz haberleri yayınlamak, özellikle salgın haberi gibi toplum sağlığını ve psikolojisini doğrudan etkileyen haberleri yayınlamak, hem mesleki ve hem de toplum sağlığı açısından sorumsuzluk oluyor.
Resmi makamların yaptığı açıklamaları yayınlıyoruz.
Resmi makamların yaptıkları açıklamaları sorgulayan açıklamalar olursa, onları da yayınlarız, ama bizim buralarda öyle şeyler yok. Bu konuda yazarlarımız özgürdür. Ama biz Yeni Ufuk olarak resmi makamlarca teyit edilmemiş, sadece duyumlara dayalı bölük-pörçük bilgileri haber diye yayınlamanın doğru olmadığına inanıyoruz.
Korona fizyolojik bir rahatsızlık, ama aynı zamanda psikolojik bir rahatsızlık da. Halkın Korona önlemlerine yaklaşımında, açıklanan veya açıklanmayan veriler negatif ve pozitif etki yaratıyor. Rakamlarla oynanması, gerçeğin olanca çıplaklığı ile gösterilmemesi halkta rehavet duygusu yaratıyor, bu da bireysel önlemlerin aksamasına yolaçıyor.
Spekülatif haberler ise, toplumun ruh sağlığını bozuyor, paranoyal takıntılar yaratıyor…
Bu yüzden salgının ta başından beri, Korona konusunda şeffaflık istiyoruz. Rakamların periyodik olarak açıklanmasını öneriyoruz.
Sağlık Bakanlığının Korona salgını konusunda bazı verileri sakladığı ortaya çıktı.
Yakın zaman öncesine kadar toplam vaka sayısı gizleniyordu. Artık açıklanıyor örneğin…
Verilerin sağlıklı olup olmadığı da tartışma konusu ayrıca . Bu konuda TTB gibi sorumlu kurumların yaptığı açıklamaların kesinlikle haber değeri var. Ereğli’de böyle açıklamalar olsa biz de hiç düşünmeden yayınlarız; ama dedim ya, yok. Bu konuda muhalefet partileri de suskun, milletvekilleri de. Yerel yönetim hiç oralı değil.
Daha da kötüsü, devletin yerel temsilcilerinin de halka bu konuda bilgi vermekten kaçınmaları! Bunun nedeni, merkezi yönetimin talimatı mıdır, bilmiyorum. Zaten Sağlık Bakanlığı da, arada bir salgının yükseldiği birkaç ili saymaktan başka il bazında bilgi vermiyor halka.
Bunun doğal sonucu olarak bilgi körlüğü yaşıyoruz !
Ereğli’ye döneyim:
Ereğli’de Mart başından bu yana kaç Korona vakası tespit edildi ? Toplam kaç kişi öldü ? Kaç kişi iyileşti ? Günlük test ve vaka sayısı nedir.
Kaç kişi evlerinde karantinada ? Salgının yoğun olduğu yerler nereleri ?
Bunlar saklı…
Hastanelerin durumu nedir ? Kaç kişi tedavi altında, kaç kişi serviste, kaç kişi yoğun bakımda ? Hastanelerdeki doluluk oranı nedir ?
Hastanelerin durumu hakkında da resmi bilgi verilmiyor…
Zehra, bir haber çıktısı iletti bana. Ereğli FM, hastanelerin genel durumu hakkında kapsamlı bir haber yayınlamış. İlgiyle okudum. Hoşuma gitti. Ereğli FM’in Haber Merkezini kimin yönettiğini sordum. Yusuf Zobar dediler.
Yusuf, uzun yılar birlikte çalıştığımız eski Demokrat ekolünden çok yönlü bir gazetecidir: Muhabirdir, radyo ve TV spikeridir, programcıdır…
Bizden önceki kuşağın Ereğli’deki en güvenilir ve gazeteci kavramına en çok cuk oturan birkaç gazeteciden birisidir. Haberini güven duygusu içinde okudum.
Kaynağı olmayan haber olmaz. Yusuf’un haberine baktım, “güvenilir kaynaklar” deniliyor…İnanırım. Yusuf Zobar boş konuşmaz. Birlikte çalışırken en çok bunun üzerinde durduğumu anımsıyorum…
Sonra düşündüm:
Bu haber benim önüme gelse yayınlar mıydım ?
Bu haliyle yayınlamazdım. Haberi yazan muhabire, “Gidin bu bilgileri en yetkiliye sorun, ağzından birşeyler alın” derdim. Yok, konuşmak istemezlerse, habere bunu da eklerdim. Yorumunu okura bırakırdım. Bu şekilde en tepedeki yetkiliyi de haberin sorumluluğuna ortak ederdim…
Ereğli FM’in haberinin yine de haber değeri var. En azından hastanelerin alarm vermekte olduğunun rakamlarla altını çiziyor. Halkı uyarıyor… Haberi bu nedenle paylaştık.
Beni en çok, özellikle özel hastanelerin salgın kapasitesinin düşüklüğü şaşırttı.
Ereğli devlet hastanesinde (12-13 Aralık itibariyle) 163 hasta tedavi görüyor, yoğun bakımdaki hasta sayısı 30.
İki özel hastanenin birisinde 18 hasta tedavi görüyor, bunların 8’i yoğun bakımda. Başka yoğun bakım yatağı da yok !
Ötekinde ise 15 hasta tedavi görüyor, yoğun bakımdan yatan hasta sayısı 10. O da sınırda.
Dilimin ucuna geldi:
Devlet hastanesi de olmasa…
Neyse.
İlgililere bakıyoruz, Sfenks !
Böyle mi olmalı ? En azından hastanelerin kapasitesi açıklanmalı ve önlemlerin sıkılaştırılması için halka çağrı yapılmalı değil mi ?
Oralı değiller…
Bu koşullarda basın başka ne yapsın ?..
ETİKETLER : Yazdır
Ereğli gibi 200 bin nüfuslu bir ilçede günlük 4-5 ölüm oluyor. siz o tablodaki günlük 200-220 ölüm istatistiğine inanıyor musunuz ? hadi onu geçtim. işsizlik, enflasyon, ekonomik büyüme, rakamlarına ? istatistik, silah gibidir. rakkamlar ile oynarsanız bir gün gelir elinizde patlar.
- s.
- 1