YAPTIRIMLAR
13 Aralik 2020 13:01:37
Güzelim ülkemiz, Cuma günü ABD ve AB’nin yaptırım kararlarıyla güne gözünü açtı.
Yaptırım ne demek ?
Arapça, kuvvei müeyyide’nin öztürkçesi.
Düpedüz ceza ya da saldırı !
AB’ninki azıcık “light” gibi, ABD’ninki, özellikle bireysel nitelikteki maddeleri, zıpkın gibi !
Gazetelerde şöyle yorumlar var:
“Trump giderayak yaptı yapacağını!..”
Soruna ünlem (!) işaretinin gözünden bakılmasının nedeni, Erdoğan ile Trump’ın kişisel dostluğu…
Trump puştluk yaptı filan demeye getiriyor arkadaşlar…
Oysa ABD Muz Cumhuriyeti değil. Orada Başkanı denetleyen yasama erki var. Temsilciler Meclisi ile Senato’dan oluşan Kongre, en üst organ.
Yaptırım kararını Trump yönetimi alıyor, ama Kongrenin hazırladığı taslak çerçevesinde.
Trump’a 12 maddelik bir yaptırım listesi gönderiyorlar, bunun içinden 5 madde seç ve uygula diyorlar. Gerisini 20 Ocak’ta işbaşı yapacak olan Biden halledecek !..
Dış politika uzmanları, ABD-Türkiye ilişkilerinin, kurumsal değil, iki lider arasındaki bireysel ilişkiler olmasının bu duruma yolaçtığını söylüyorlar.
İyi Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan’ın şu benzetmesi durumu daha “halkçı” bir dille özetliyor:
“Diplomasi yerine dumanla haberleştik.”
Tahminlere göre Biden’in işbaşı yapmasıyla iki ülke arasındaki ilişkiler kurumsallaşma sürecine girecek…
Soru şu:
ABD ve AB’nin saldırılarına hangi açıdan yaklaşmalıyız ?
Siyasi mi, milli mi ?
Bu konuda kimsenin, en azından alenen, tereddüte düşeceğini sanmıyorum. Saldırılar Türkiye’ye yapılıyor çünkü. Vitrinde AKP’nin bulunması durumu değiştirmez.
Bir başka soru da şu:
Yaptırım kararlarına karşı bizim elimizde ne var ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu önceden açıklamıştı:
AB yaptırımlarına karşı kapıları açıp mültecileri avrupaya yönlendirmek…
ABD yaptırımlarına karşı da İncirlik ve Kürecik üstlerini kapatmak.
AB yaptırımlarına karşı kapıları açmak, bu şekilde ülkemizdeki sığınmacıları politik bir materyal olarak kullanmak bana insani gelmiyor.
Yunanlılara karşı bunu denedik; ama karşı tarafın sığınmacılara karşı takındığı barbarlık örnekleri hala gözümüzün önünde. Aynı şeyi yinelemeyeceklerini kim temin edecek ?
ABD’nin yaptırımlarına karşı Kürecik ve İncirlik’i kapatmak çok etkili bir yanıt olur.
Bizim kuşağın yaşamı, “İncirlik’i kapatın” diye meydanlarda bağırmakla geçti.
En harcıalem sloganımız İngilizceydi:
Yankee Go Home !/Amerikalı evine dön !
Çünkü İncirlik ve Kürecik, Türkiye içindeki ABD’dir. Bizim generallerin bile içine ancak özel izinle girebildiği bir kapalı kutudur oralar. Orada nükleer başlıklı füzelerin de bulunduğu öteden beri bilinmektedir.
Bu iki ABD üssü, Türkiye’nin bağımsızlığının üzerine düşen iki kara lekedir.
ABD yaptırımları, bu iki kara lekeden kurtulmak için eşsiz bir fırsattır. Üsler kapatılmalı, Amerikalı evine gönderilmelidir ! ABD üsleri yüzünden Türkiye, nükleer güce sahip diğer ülkelerin hedeflerinden birisi konumundadır halen.
İktidar bunu yapabilir mi ?
Sanmıyorum. Olsa olsa üsleri, S-400 ekseninde gerçekleşecek olan yaptırımlara karşı bir koz olarak kullanmaya çalışacak, ancak üsleri kapatmayacaktır.
Çünkü milli bilinç ve cesaret arkadaşlarda pek olmayan bir şey.
Bu yüzden, fırsatı bu kez de kaçıracağız, eminim.
Hoş zaten iktidarda millici bir parti olsa, yaptırımları filan bahane eder miydi Amerikan üslerini kapatmak için !..
ETİKETLER : Yazdır