BİZANTİZM
10 Aralik 2020 15:47:26
Fatih’in askerleri İstanbul’un surlarını zorlarken, Ortodoks kilisesinin ileri gelenleri, ya inançları gereği ya da “biz de birşeyler yapıyoruz” görseli yaratmak için Ayasofya Kilisesinde toplanmışlar, şehrin işgal edilmesi halinde gökten hangi meleğin yeryüzüne inip İstanbul’u kurtaracağını tartışıyorlarmış…
İlginç olan günlerce süren toplantının, Fatih’in askerleri surları aşıp şehre yayılmaya başladığı sırada da devam etmesiymiş…
Sonuçta, melek, yeryüzüne inmekten tırsıyor, olan oluyor…
Bu gevezeliğe siyasal literatürde Bizantizm deniliyor. Bizans gevezeliği anlamında…
Bizim, siyasi habercilik yaptıkları savındaki çoğu yandaş TV’nin tartışma programları buna benziyor. Gündeme bir laf düşüyor, “akiller” derhal toplanıp saatlerce o lafı irdeliyorlar, sonuçlar çıkartmaya çalışıyorlar. Laf, fuzuli bir laf da olsa farketmiyor...
Her TV’nin bir “akil” kadrosu var; en azından potansiyel bir kadrosu var; bir-ikisi değişerek sahne alıyorlar…
Salı günü gündeme ite-kaka bir laf sokuldu:
“CHP’nin adayı Kılıçdaroğlu mu ?..”
TV’lerin “akiller”i derhal toplandı, sabahlara kadar bunu tartıştılar. Belki bu akşam da tartışacaklar…
Niçin gündeme sokulmuştu Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ?
Kılıçdaroğlu, TBMM’nde bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşma sırasında, AKP sıralarından yöneltilen istihzalı, “Cumhurbaşkanlığına aday olacak mısın” şeklindeki soruya verdiği yanıt nedeniyle…Şöyle bir şeydi:
“Aday olup olmayacağımı sana kim söyledi ?”
Gereksiz bir tepkiydi aslında, Kılıçdaroğlu tuzağa düşmüştü.
Nitekim yanıtın üzerine ilkten Bahçeli atladı:
“Zillet ittifakının adayı belli oldu.” dedi.
Yandaş “akiller” derhal devreye sokuldu.
Sabahlara kadar…
Amaç belliydi:
CHP ile İyi Partinin arasında karakedi sokmak !
Tam Bizantizm’di !
Amaç, araç bile değildi çünkü…
Ben en çok, CHP’nin paniğe kapılmasına şaşırdım:
İlkten, bir Grupbaşkanvekili açıklama yaptı:
“Aday olup olmayacağına Kılıçdaroğlu’nun kendisi ve ittifak ortakları karar verir…"(Mealen).
Kılıçdaroğlu anında tashih etti bu açıklamayı ve şöyle dedi:
“Ben aday olmam. Kimin aday olacağına Millet İttifakı karar verir..”(Mealen).
Siyaset kalitemiz bu işte !
Bireylerde odaklanmış vıdı vıdı…
CHP’nin, bunu bile bile, karşı tarafa sık sık provokatif malzeme olmaya müsait fırsatlar yaratması ilginç !..
o o
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, cumhurbaşkanının partili olmasına cevaz veriyor.
Kılıçdaroğlu’nun aday olması, teorik olarak, makul. İttifakın büyük ortağı olarak hakkı da ayrıca. Ancak nedense Kılıçdaroğlu bu hakkını kullanmak istemiyor. Tıpkı, Bahçeli gibi, oturduğu koltuktan memnun görünüyor.
Kılıçdaroğlu bunu aşmalı. Anamuhalefet partisinin lideri olarak cumhurbaşkanlığına aday olmalıdır.
Geçen seçimde Millet İttifakı’nın ortağı İyi Parti’nin lideri Akşener’in aday olması ne kadar doğalsa, Kılıçdaroğlu’nun parti-içi hesaplarla aday olmaması o kadar anlaşılmaz bir karardı.
İttifak partilerinin liderleri aday çıkartır, seçim ikinci tura kalırsa, ittifak tek adayla devam eder…
Yüzde 50+1 formülü buna olanak sağılyor…
Erdoğan’ın gelecek seçimde ilk turda seçilmesi mucizelere kalmış gibi görünürken, Kılıçdaroğlu’nun yeniden geride durması yanlış olur…
Kılıçdaroğlu neden ikircilikli bu konuda ?
İyi Parti, Erdoğan’a yanaşır diye mi korkuyor ?
Korkmamalı…
Böyle bir eksen kayması halinde İyi Parti’yi gökteki bütün melekler aşağıya inse silinmekten kurtaramazlar çünkü…
Akşener bunun farkında bence…
ETİKETLER : Yazdır