EREĞLİ’NİN TEMEL SORUNU…
01 Ekim 2020 18:18:46
Kdz.Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın son yaptığı bir konuşmanın üzerinde duracağım bugün…
Ama ilkten altını çizmek istediğim bir şey var: Konuşma, TSO’nun çağrısı üzerine Meclis toplantısında yapıldı.
Yönetiminde AKP’lilerin ağırlıkta olduğu TSO’nun, meclis toplantısında işçevrelerine seslenmesi için CHP’li bir belediye başkanını konuşmacı olarak davet etmeleri sık rastlanan bir olay değildir.
Demek oluyor ki, ortada, tüm kentin acil çözüm bekleyen sorunları var. Sorunların önemi ve büyüklüğü, partisel/siyasal ayrımcılığı aşıyor…
Posbıyık da konuşmasında bu doğrultuda sözler söyledi; özetle şöyle dedi:
“Konumuz Ereğli olunca benim için her şey duruyor. Bütün sevdamız Ereğli’ye hizmet edebilmek. Ereğli’ye hizmet noktasında el ele vermek lazım. Siyasi parti farkı gözetmeksizin, sivil toplum kuruluşları ve odalarla el ele vermemiz lazım. Bu işi sen yaptın, ben yaptım meselesini ikinci plana atmamız lazım. Geçtiğimiz yıllarda bunun tersi yapıldığında Ereğli’nin acısını çektiğini gördük.”
Posbıyık’ın “çağrı”niteliği taşıyan bu tespitine başta AKP ve CHP olmak üzere diğer ilçe örgütleri nasıl yaklaşacak, bilmiyorum. Ama bir şekilde yaklaşmalarında yarar var.
Çünkü sorunlar, sonuçta, halkın sorunları…
En önemli sorun da, benim burada sık sık üzerinde durduğum işsizlik…Bu konuda şöyle dedi Posbıyık:
“Başaramadığımız tek şey iş konusu. İnanılmaz bir iş talebi var. Ağlayanlar, intihar etmeye kalkanlar oluyor. Bu kadar yıldır belediye başkanlığı yapıyorum ama böyle sıkıntılı bir dönem görmedim. Çok üzülüyoruz ama yapacak bir şeyimiz yok. Artık vatandaşlar, sanki belediyeyi bir fabrika gibi görüyorlar ve işe alınmak için iktidara hesap sormuyorlar belediyelere soruyorlar ‘niye işe adam almıyorsunuz’ diye..”
Posbıyık haklı:
Ereğli’nin toplam nüfusunun dörtte biri, çalışabilir nüfusun da yarısı işsiz. Çalışan kadar işsiz var…
Sorunun çözümü, sanayi yatırımlarında…
Ancak, uzun yıllardır Ereğli, sanayi yatırımı görmedi. Çaplı görünen yatırımlar, Erdemir dışında, çimento ve kömürde. Kandilli’deki kömür yatırımları da hala ayaklarının üzerine dikilmiş değil.
Tersanecilik bitti, OSB’deki “Fabrika”diye anılan atölyeler kendi yağlarıyla bile kavrulamaz halde. Yer tahsisi alanların kimileri yıllardır çivi bile çakmıyor…
Rantiye kesimi, doğası gereği, müteşebbis değil. Bu yüzden ticari sermaye sanayie kanalize olamıyor. Rantiyeler rantiye kalmakta kararlı.
Bu yüzden Ereğli ekonomisi, esas olarak Erdemir’in ve diğer işçi çalıştıran fabrika, ocak ve atölyelerin ürettiği katmadeğerlerle ayakta duruyor. Onlar da artık kente yetmez hale geldi. Yatırım gerekiyor…
Posbıyık, beklendiği gibi, sonunda sözü, Erdemir-OYAK’a getirdi. Özetle şunları söyledi:
“Erdemir konusunda hiçbir gelişme yok. OYAK’ın oyalamaktan başka bir şeyi yok. Bütün davaları, burada Özel Endüstri Bölgesi ilan etmek. Bunun içinde bizi çok ses çıkartmasın, yaramazlık yapmasın diye oyalıyorlar. Söylediklerinin hepside yalan çıkıyor maalesef. Önümüzdeki günlerde değerlendirmelerim olacak.
“Elektrik, Hava Gazı Tüketim Vergisi var, biz haklıyız paramızı kestiler paramızı alamıyoruz. İmar kanunuyla ilgili problemler var, emlak vergisiyle ilgili sorunlar var. Hepsinde haklıyız ama paramızı ödemiyorlar. Çevre ve insan sağlığı problemlerimiz var. Bu memlekette lösemi, kanser hastalıkları artmaya başladı, kirlilik hat safhada. Sanayicinin, tüccarın, şoför esnafının, kesme dilmecilerin, Ereğli’nin boğazını sıkmaya çalışan bir OYAK’la karşı karşıyayız. Ereğli’ye gramını vermiyor, daha Ereğli’den alıyor. Böyle sakin, güzel insanların yaşadığı bir memleketi Türkiye’de bir ikincisinin olacağını zannetmiyorum. Ereğli hakikaten çok nezih bir yer, insanlar ses çıkarmaz, canı yanar, canı gider. Hasta olur, evlatları hasta olur, hiç sesini çıkarmaz, oturur. Bu iyimi kötümü herkes kendi tahlilini yapsın.”
Anlaşıldığı kadarıyla, bir süredir Belediye ile OYAK arasında sürdürülen düşük profilli temaslardan bir sonuç çıkmadı. Posbıyık’ın “bizi oyalıyorlar”şeklindeki vurgusunun özeti bu…
Benim görebildiğim kadarıyla OYAK belediye ile masaya oturmak istemiyor.
Öte yandan, OYAK’ı masaya oturtacak hukuki, sosyal ve siyasal koşullar da oluşmuş değil anlaşılan…
Posbıyık’ın halka da çağrıda bulunduğu TSO’daki konuşması bu konuda bir ilerleme sağlar mı, sanmıyorum.
Ama şunun altını çizmem gerekiyor:
OYAK’ın artık bu konuda ciddi bir adım atmasının zamanı geldi geçiyor…
00
Ereğli’nin sorunlarının çözümünü sadece Erdemir-OYAK’tan beklemek de doğru değil, elbette.
Yatırım/işsizlik sorunlarının çözümü için, ciddi bir lobi faaliyetinin organize edilmesi gerekiyor.
Arada bir yapılan, “el ele verelim”türünden lafzi birlik çağrılarının bir işe yaramayacağını bilecek kadar deneyiminiz var bu konuda.
Örgütlenmek gerekiyor.
Ereğli’nin temel sorunları, ilçe kaymakamının değil, hükümetin ve büyük işçevrelerinin çözebileceği sorunlar.
Örneğin, “Campus”sorunu…Bu sorunun çözümü, son analizde,BEÜ’yü de aşıp YÖK’e dayanıyor. Bu yüzden o çapta bir lobiciliğin etki alanına giriyor.
Ereğli’yi yönetenlerin, yeteri kadar büyük düşünmemek gibi bir sorunu var. Oysa Ereğli’nin sorunları büyük ! Bu yüzden büyük düşünmek, büyük etkinliklerde bulunmak gerekiyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde tüm çaplı sorunların çözüm merkezi de orasıdır.
Ereğli’ye devlet yatırımına orası karar verir, özel sektörü orası manipüle eder ve teşvik verir. Karar mercii orasıdır.
Ereğli’nin temel sorunlarının çözümü için, hükümet nezdinde çalışmalar yapmak gerekiyor.
Bu da güçlü bir lobiciliği zorunlu kılıyor…
Tekrar edeceğim:
Lobicilik siyasi bir faaliyettir. Amacı da, tepedeki karar vericileri belirli konularda manipüle etmeye çalışmaktır.
Lobi, yerel parti ve STK temsilcilerinin aritmetik toplamından oluşmaz. Profesyonel bir örgütlenmedir ve partilerüstüdür…
Ben, siyasetlerüstü birliktelik derken bunu anlıyorum…
ETİKETLER : Yazdır