ÖNCE BİLİM VE İNSAN
18 Mart 2020 16:22:45
Tek tanrılı göksel (semavi) dinlerin tarihi 3500 yıl öncesine uzanır. İlk semavi din, İÖ 14-13 yüzyılda ortaya çıkan Museviliktir. İlk peygamber de Museviliğin kurucusu olan Hz. Musa’dır.
Tanrı buyruklarının bir araya getiren Tevrat, Museviliğin kutsal kitabıdır. Onu Hz. İsa’nın İncil’i, Hz. Muhammet’in Kuranı Kerim’i izler.
Üç büyük dinin amacı, tanrı buyruklarına dayanarak iyi insan yetiştirmek, dingin/huzurlu toplumlar yaratmaktır.
Üç büyük din de bunu, tanrısal buyruklar ve peygamberlerin öğütleriyle, yasaklarıyla sağlamaya çalışır. Denilebilir ki Tevrat da, İncil de, Kuran da, birer yasaklar kitabıdır.
Hz. Musa’nın 10 Emir’i bunun açık bir kanıtıdır.
İlk dinin kuruluşundan bu yana, din ile bilim çelişegelmiştir. Bunun nedeni şudur: Bilim gelişir/ilerler, dinler gelişmez, bir anlamda yerinde sayar. Dinlerin çağdaş yorumları da bu gerçeği değiştirmez, olsa olsa kamufle eder.
Semavi dinler, köleci ve feodal toplumların ideolojisiydi. 17 ve 18.yüzyıllarda ki demokratik devrimler, toplumsal gelişmenin dinsel doğmalarla çeliştiği saptamasını yaparak, laisizm kavramını geliştirdi; din kurallarına göre yönetilen devletlerin özgürleşmesinin yolunu açtı. Dini bir siyasal ve toplumsal sistem olmaktan çıkararak onu da özgürleştirdi.
Bu şekilde bilimsel gelişmelerin önünü tıkayan dinsel doğmalar ortadan kaldırıldı.
Dinler, birer inanç olarak varlığını korurken, toplumların gelişme dinamikleri bilimle iç-içe sokuldu…
Şu var ki, özellikle kimi islam toplumlarında bu gerçek hala sindirilmiş değil. 6.yüzyılda toplumsal nizamı din buyruklarına dayalı şeriat yasaları sağlıyordu. Aradan geçti 1500 yıl. Bu süre içinde bilim ilerledi, toplumlar buna koşut olarak değişti, yeni toplumsal düzenler ortaya çıktı. Ortaçağ ideolojileri aşıldı…Toplumsal nizamı hala şeriat yasalarıyla sağlamaya çalışan toplum/devlet biçimleri, bir başka ifadeyle siyasal islam, demode hale geldi.
Kimi islam ülkeleri, örneğin şeriatla yönetilen Suudi Arabistan, son zamanlarda yaptığı bir takım reformlarla bunu aşmaya çalışıyor, ama aksi yönde olan islam devletleri de yok değil!
Dinler, birer inanç olarak bundan böyle de varlığını koruyacak. Ama, din esaslarına göre yönetilen devletlerin, toplumların çağı geçeli çok oldu.
Bunu herkesin anlaması gerekiyor.
00
Korona’ya geliyorum…
Dini bakış açısı, son Koronavirüsü salgını sırasında da kendisini iki fotoğrata gösterdi:
Şeriatla yönetilen İran, Tunus Cezayir, vb.ülkelerde camiler; Filistin’de Mescid-i Aksa, Suudi Arabistan’da Kabe kapatıldı.
Laik Türkiye cumhuriyetinde camiler açık.
Umre’den gelen 21 bin yurttaşımızın sadece 6 bini karantinaya alınırken ötekiler memleketlerine dağıldı.
Diyanet toplu namazı yasaklarken, camilerde hala toplu namaz kılanlar var…
Başka örnekler de verilebilir.
Şuraya geliyorum…
Şeriatla yönetilen Suudi Arabistan Korona’yla mücadele için kabe’yi kapatırken, bizim hala bu konulara tereddüt içinde yaklaşmamız bilimsel gerçeklerle de, içinde yuvarlandığımız salgın koşullarıyla da çelişiyor.
Türkiye’yi yönetenler hiç değilse şu günlerde dinsel ve siyasal kaygılardan arınmış bir performans sergilemelidirler.
ETİKETLER : Yazdır