HİÇ DEĞİLSE KANARYA BESLEYİN !..
22 Kasim 2018 20:39:25
Özel kömür ocakları madenci kanı içmeye devam ediyor…
Bu satırların yazıldığı sırada internetteki haber sitelerinde, Kilimli’deki bir özel ocakta grizu patlaması olduğu haberleri dönüyordu. 2 işçi ağır yanıklarla kurtarılmıştı, 3 işçi ise patlama sonucu oluşan göçükte mahsur kalmış kalmıştı. Mahsur kalan işçilerin yaşamlarından umut kesilmişti…
Grizu, metan gazıdır. Benim çocukluğumda yaşlı madenciler, grizuyu ateşnefes derlerdi. Babam Ahmet Naim’in bu ismi taşıyan bir hikaye kitabı vardır. (Can yayınları).
Metan, kokusuz bir gaz. Ocak içinde yoğunlaşıp ateşle, örneğin bir kıvılcımla buluşursa, patlıyor.Alev topu, çıkacak yer bulamadığı için, ocak içinde ilerliyor. Patlamada göçük meydana gelmişse, yangın sönüyor. İlk anda doğrudan aleve maruz kalan veya göçük altında kalan madenciler feci şekilde yanarak/ezilerek ölüyorlar.
Çok eskiden, gazölçer aygıtlar olmadığı için, maden acaklarında, kirli havadan çok etkilendiği bilinen kanaryalar beslenirmiş. Kafes içindeki kanaryalar, bağlara asılır, arada bir gözlenirmiş. Bacada/ocakta gaz birikirse kanaryalar bayılır veya çok gaz soluduysa ölürmüş. Bu durumda ocak tahliye edilirmiş…
Babamla madenci köylerine giderdik. Kimisi akciğer sorunları yaşayan,kimisi kazalarda sakat kalmış yaşlı maden işçileriyle konuşurduk. Kömür kozunun özellikle yüzlerini, ellerini dövme gibi nakışladığı eski ocak kurtları; göçükleri, su baskınlarını ateşnefes “kütlemelerini” anlatırlardı bize. Babam, röportajları hikayeleri ve araştırmalarıyla kömür ocakları gerçeğini hep diri tutmaya çalıştı yaşamı boyunca…Ondan sonra ben de birşeyler yaptım…
Geçenlerde genişletilmiş ikinci baskısı yapılan (Kuledibi yayınları) Taşkömürünün Devletçilik Dönemi ismimdeki kitabımda madende özelciliğin, özellikle işçiler üzerindeki olumsuz etkisi anlatmaya çalıştım.
Özel ocaklarda, TTK’ya kıyasla çok daha az üretim yapıldığı halde (140-150 bin ton/yıl) çok daha fazla ölümlü “kaza” meydana geliyor (12-15)
Bir örnek vereyim:
TTK ocaklarındaki ölümlü kazalar, Avrupa ülkelerinin üzerindedir. Zonguldak’taki özel ocaklardaki ölümlü “kaza”lar ise, TTK’nın nerdeyse 20 katıdır. TTK’da 100 bin ton kömür üretimine 0,4 kaza düşerken, bu rakam özel ocaklarda 8-10 arasında değişmektedir.
Denilir ki maden işçiliğinin fıtratında var böyle kazalar. Doğrudur. Ama, eğer, ihmalden doğmuşsa kazalar, bunlara kaza denilemez, işcinayeti denilir !
Kilimli’deki patlama, gaz ölçümleri dikkatle yapılsa herhalde meydana gelmezdi. Önlenebilirdi. Ocak işletmecilerine sesleniyoruml…
Gaz ölçüm aygıtlarınız yoksa, hiç değilse bir-ki kanarya besleyin be kardeşim !..
Bu böyle yürümez, yürümemeli ! Ama yürüyor…Ne, iktidardan, ne muhalefetten ve ne de Zonguldak kömür ocaklarındaki tek sendika olan Genel Maden İşçileri Sendikası’ndan tık yok.
Özel ve kaçak ocaklardan kan sızıyor ! işçiler hayratça sömürülüyor. Özel ocaklarda çalışan işçilerin sendikası bile yok ! Kaçaklarda çalışanların sigortası !..
Ama, kimsenin umurunda değil bu ! GMİS, sanki umursayan varmış gibi, arada bir yayınladığı geçim endeksleriyle filanla durumu idare ediyor.
Siyasetçiler nutuk atıyor,kimisi kimsenin iplemediği önergeler veriyor. Haysiyetsiz Basın üç maymun…
Bugün özeli-devleti ile ürettiğimiz toplam taşkömürü, yılda 700-800 bin ton civarında, taş çatlasa 1 milyon ton. Oysa sadece demir-çeliklerin tüketimi 5-6 milyon ton civarında. Toplam kömür tüketimimiz ise, 35 milyon ton civarında. Şakır şakır kömür ithal ediyoruz…Kömür üreten ülkelere şakır şakır dolar akıtıyoruz…Yılda asgari 4 milyar !..
Peki kömürümüz mü yok ?
Kıyamet gibi ! Sadece Zonguldak’ın altında 1, 2-2 milyar ton civarında kömür yatıyor !
Bu durumda doğru politika nedir ?
Devlet işletmesine işçi alınması ve teknik yatırımlar ile, faydasından çok zararı olan özel ocakların yeniden devlet işletmesinin (TTK) bünyesine alınmasıdır.
Kömürde yerli-milli politika budur !
Elinde milyar tonluk kömür yatakları varken demir-çelikleri ithal kömüre bağlamak, gayrı-milli bir politikadır !..
ETİKETLER : Yazdır