HABERAL
02 Kasim 2017 09:50:48
Ulusal basında haber oldu mu, bilmiyorum, bengörmedim. Olayı Yılmaz Özdil’in geçen Salı günü Sözcü’de yayınlanan yazısından öğrendim:
Dünyanın en önemli meslek birliği sayılan Amerikan Cerrahlar Koleji, ülkemizin birkaç yüzakı bilim insanından birisi olan Prof.Dr.Mehmet Haberal’a, “İnsansever ödülü”vermiş 104 yıllık geçmişi olan bu dünyaca ünlü kuruluş, ödülü ilk kez bir bireye veriyormuş. Haberal, geçen hafta sonunda San Diego’da düzenlenen törenle ödülünü almış. Özdil, ödülün Türk bayrağının önünde verildiğini yazdı.
Türk bayrağı vurgusu, hamaset gibi görünüyor ilk bakışta,ama değil.Bayrak vurgusu, çapsız politikacıların ülkemizin itibarını iki paralık ettiği koşullarda Türkiye’yi ,onlara rağmen, dünya vitrinine saygın bir ülke olarak taşıyan bilim insanlarımızın varlığının altını çizmek için…
Onlarla ne kadar övünsek, gurur duysak azdır. Kaldıki, Haberal, Rize’den Zonguldak’a göç eden bir ailenin çocuğu. Hemşehrimiz ayrıca… Bu demektir ki iki kat övünmeye,gurur duymaya hakkımız var.
Babasını da anımsıyorum. Nasıl da sevecen, nasıl da basın dostu birisiydi Yaşar amca…
Hangi yerel gazetenin müvezzii(dağıtıcısı) olursa olsun bunlardan birisi, Haberal fırınının yarım ay biçimindeki camlı tezgahına bir gazete uzatsa, asla geri çevirmez, çekmeden çıkarttığı parayı, kocaman bir gülümsemeyle uzatırdı çocuğa…
Prof.Haberal, insan sevgisini babasından almış olmalı…
CHP’nin, Ergenekon tezgahıyla içeriye atılan Haberal’ı tahliye ettirmek için Zonguldak’tan milletvekili adayı gösterdiği günlerdi… Haberal,o sıralar yeni belirlenen milletvekili aday listesinde kaydırma yapılarak ikinci sıraya yerleştirilmişti. CHP iki, AKP üç milletvekiline sahipti. Anketler CHP’nin ikiyi garantilediğini gösteriyordu.Öyle de oldu. Haberal Zonguldak milletvekili seçildi, ama tezgahı kuranlar, dünya çapındaki biliminsanını içerde tutmaya kararlıydı, bırakmadılar. Haberal, ancak, tezgahın deşifre olması üzerine cezaevinden çıkabildiydi…
Haberal’ın ikinci sıraya yerleştirilmesi,Ereğli’de üçe kaydırılan ikinci sıra adayı ile yakın çevresi tarafından “buruk”karşılanmıştı. Ancak, üste çıkarılan isim, öylesine ağırlıklı ve ayrıca mağdur edilmiş bir isimdi ki, kimse sesini çıkartmaya cesaret edememişti.
Bunu,o sıralar kalemimizin döndüğü kadar biz de vurgulamaya çalışmıştık: Haberal’ın Zonguldak’tan aday gösterilmesi kent için bir övünç kaynağıdır…
Gelgelelim,bu gerçeği Zonguldak’ın cüce politikacıları hiç bir zaman içlerine sindiremedi. Haberal’ı milletvekilliği süresince hep rakip olarak gördüler, dünya çapında bir biliminsanına sahip olmanın ayrıcalığını hiç birisi duyumsayamadı. Kör kariyerizm, olanca vandallığı ile Haberal’ı da hedef aldı.Yüzüne gülüp arkasından kuyusunu kazmaya çalıştılar. Aslında kazmaya çalıştıkları kuyu kendi kuyularıydı! Nitekim kaybolup gittiler.
Gün geldi, Ereğli’deki yerel seçimde CHP’li adayın seçim yenilgisini bir türlü hazmedemeyip ortalığı birbirine katmasına omuz vermesini bile istediler O’ndan… Haberal’ın o kargaşa içinde getirildiği Ereğli’de Yeni Ufuk’a,”seçim sonucuna saygılı olmak gerekir”şeklindeki açıklaması cüce politikacılara ders niteliğindeydi.
Daha o zaman anlamıştım, Haberal yeniden aday olmayacaktı. Zonguldak’ın cüceleri küstürmüştü O’nu.
Bir adım geriye çekilip bakıyorum…
Haberal’ın çekilmesiyle Zonguldak çok şey kaybetti. Ama,Türkiye kazandı.
Son aldığı ödül de bunu doğrulamıyor mu?..
ETİKETLER : Yazdır