OĞUZ ÖZGEN VE YEREL BASIN
26 Aralik 2016 00:55:53
Erdemir eski genel müdürü ve Madeni Eşya Sanayicileri Sendika (MESS) yönetim kurulu üyesi Oğuz Özgenin Zonguldakta FETÖ operasyonları kapsamında gözaltına alınıp tutuklanması bende sürpriz etkisi yarattı.
Hiç beklemediğim bir olaydı bu. Çünkü Özgen, Erdemir Genel Müdürlüğü yıllarında, Erdemiri geliştiren, çağdaş, Atatürkçü, basın dostu bir yönetici profili sergilemişti Ereğlide
Herkes birbirine soruyor şimdi:
Özgen, ihale dümenlerine dayalı bir komploya mı kurban gitti, yoksa FETÖ ile bağlantısı var mı ?
Buna yargı karar verecek. Hiç kimsenin kendisini yargı yerine koyup racon kesmeye hakkı yoktur ! Kimsenin haddi de değildir bu !..
Özgenle birlikte gözaltına alınanların bir kısmının mahkemece serbest bırakılması, yargı sürecinin adil ve titiz bir şeklide sürdürüldüğünü gösteriyor zaten..
Umarım aklanır Özgen. Çünkü FETÖcü hainlik, Onun Ereğlide sergilediği Atatürkçü çağdaş profile cuk oturmuyor
Benim bu yazıda altını çizmek istediğim şey başka aslında
Asıl amacım, yerel basının, Özgenin gözaltına alınıp tutuklanması olayı karşısındaki tavrını irdelemek/sorgulamak
Faal durumdaki en eski kalem olarak bu görev bana düşüyor
İğneyi kendimize batıracağız ilkten
Erdemir emekli ve çalışanlarıyla ilgili
İlk gözaltı haberi, Yeni Ufuka da, zanlıların ad ve soyadları rumuzlanarak servis edilmişti. Bu yüzden ilk haberimizde, Özgenin de, öteki zanlıların da açık kimlikleri yoktu.
Açık kimlik araştırılmadan haberin servise konulması ise zamanlamayla ilgiliydi. Biraz da mesleki etik kurallarıyla
Burası tamam.
Bize yönelik eleştiri şöyle oldu:
Haberi niçin yorumlayarak verdiniz ? Yorumlu başlık, aynı zamanda suçlama anlamına gelmiyor mu ?
Gerçi burada bir genelleme sözkonusuydu. Bunun dışında uzun süredir FETÖcülükle sıcak şekilde mücadele etmenin birikmiş tepkisi de vardı. Ama başlık, yine de hatalıydı. Çünkü önyargılı bir duruş vardı. Özeleştiri yapıyoruz
Kimi gazetelerin, Özgenin tutuklanmasından sonra da Onun adını saklaması veya rumuzla geçiştirmesi mesleki açıdan faüldür ! Çünkü haber eksikse, yanlıştır ! Kaldı ki Özgen tanınmış bir kişidir. Tanınmış kişilerin özel yaşamları da haberdir. Bu gazetelerin yaklaşımları iyiniyetli de olsa, mesleki açıdan hatalıydı.
Yeri gelmişken hatırlatmak istiyorum:
Kendisini sansürleyen haberci olmaz !
Gazetenin/gazetecinin görevi haberi saklamak değil, kamuoyu ile paylaşmaktır
Otosansür, sansürün en kötüsüdür.
Kimi gazeteler, sanıyorum yine iyiniyetli bir yaklaşımla, Özgenin tutuklanmasından sonraki ilk fotoğrafını, sanki karedeki kişi katilmiş gibi, yüzünü mozaikleyerek verdiler. Bu büyük gaftı. Sonuçta bir siyasi soruşturmayla karşı karşıyayız. Vukuat-ı adiye ile değil !..
Kimi gazeteler daha da kötüsünü yaptı. Özgen gözaltındayken, yani kendisini savunamayacak durumdayken, onu suçlayan provokatif haberler yayınladı. Üstelik belgesiz !
Bu etik değildi. Gazetecilik değildi. Pusuculuktu !..
Bir genelleme yapmak gerekirse
Gazetecilikte, duygusallığa, asparagasa, pusuculuğa yer yoktur. Haber doğruysa yayınlanır. Değilse yayınlanmaz. O kadar. Tek kural budur.
5 N 1 K , çorba tarifi değil, doğru haberciliğin formülüdür ! Haberciliği kıtırcılıktan ayıran temel ölçü budur
Peki, haberi doğru veren gazeteler, olmadı mı ? Oldu. Ama, onların doğrusu da manipülatifti, yani yönlendirilmiş bir izlenim veriyordu. Çünkü suçlama esintiliydi.
Şöyle özetleyeceğim
Yerel basın, Özgen olayında da sınıfta kaldı !..
Hemen eklemeliyim ki, bunda gazete emekçilerinin bir kabahati yok. Hatalara yolaçan, gazeteciliğin Gsinden habersiz işadamı-gazeteciler ya da patronlardı !..
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış