Ergenekon'u Göğüslemeden
31 Mayis 2011 03:21:13
Zonguldak’la devam ediyoruz.. Dünkü yazımda, CHP’nin seçim sürecindeki avantaj ve dezavantajlarını anlatmaya çalışmıştım. Ve demiştim ki, bu iki kavram birbirinin ikiz kardeşidir, biri diğerine dönüşebilir… Haberal’ın adaylığından başlayalım.. Haberal, dün de söyledim, CHP için bir şans… Ama, Ergenekon ve Ecevit’le ilgili provokatif iddiaların adam gibi göğüslenmesi koşuluyla!.. CHP’nin yerel örgütlerine egemen olan, Ergenekon ve Ecevit’le ilgili iddiaları görmezden gelme, üç-beş basmakalıp sözle geçiştirmeye çalışma eğilimidir. Bu yanlış!.. CHP Genel Yönetimi, bizzat Kılıçdaroğlu, Ergenekon zanlısı olarak uzun süredir tutuklu bulunan Haberal ile Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay’ı seçilecek sıralardan aday gösterirken, onları özgürlüklerine kavuşturma düşüncesiyle hareket etmiştir., Bu bir protestodur!.. Ergenekon soruşturma ve davasını demokratik ve hukuk zemininde göğüsleyen bir tavır alıştır!.. Bu tavrın, CHP’nin Zonguldak örgütleri tarafından da sürdürülmesi; Haberal’a sadece “Zonguldak çocuğu” olduğu için değil, Ergenekon’la mağdur edilmiş bir aydın ve bilim adamı olarak da sahip çıkılması gerekir. Adam gibi, mertçe!.. Birkaç gün önce “Vatan”da Reha Muhtar, Ecevit’in Başkent hastanesindeki tedavisine ilişkin iddiaları gündeme getirerek, Haberal’ın “Ecevit’in memleketinden” aday gösterilmesinin “ilginç”liğinin altını çizdi. Benzeri iddialar, seçim sürecinde, Zonguldak’ta da görülecektir. AKP ve yandaşları, Haberal’la ilgili karalama kampanyası başlatacakladır; başlattılar bile!.. CHP örgütlerinin buna karşı da uyanık , kararlı, mücadeleci olması gerekir!.. Kaçak güreşme… İddiaları görmezden gelme.. Hele hele Ergenekon’u göğüslemekten kaçınma, AKP’nin paraleline düşülmesine neden olur.. Bu şekilde, avantaj, dezavantaja dönüşür. CHP’nin dün açıkladığım bir diğer dezavantajı da, berraklaşmış bir taşkömürü politikasına sahip olmayışıdır. Bu konuda İl Başkanından adaylara kadar herkes farklı şeyler söylüyor!.. CHP’nin altıok’undan birisi “devletçilik” ilkesidir. Bu bağlamda CHP’nin bir devlet işletmesi olan TTK’ya sımsıkı sahip çıkması öncelikli tercih olmalıdır. Aynı şekilde, Çatalağzı Elektrik Santralinin satılmasına karşı çıkmak da!.. Öte yandan, kaçak ocaklara tavır konulması, rödevans yoluyla yeni özelleştirme girişimlerine karşı çıkılması, öncelikle de taşeronlaşmaya, sendikasızlaştırmaya kesin tavır alınması esas olmalıdır. Ama bakıyoruz adaylara.. Durumu idare etmeye çalışıyorlar.. Kömür mafyasına tavır koymaktan çekiniyorlar!.. Yani, kömür demek olan Zonguldak’ta statükoyu savunuyorlar!.. Bir yandan statükoyu savunurken, öte yandan içi boş ajitasyonlara girişmek CHP’ye bir şey kazandırmayacaktır; tam tersi.. İlkeli olmak.. AKP’nin 8 yılda Zonguldak’a hiçbir şey vermediğini rakamlara dayalı bir somutlukta kitlelere aktarmak.. Kaçak ocaklarda sigortasız çalışan 10 bine yakın işçiye sahip çıkmak.. Rödevans şirketlerindeki sendikasız işçilerin haklarını savunmak.. TTK’nın da bulaştığı taşeronlaşmaya net tavır takınmak, CHP’nin altıokunun emridir!.. Vakit iyice geçmeden, dostça uyarılarımızı sürdüreceğiz..
ETİKETLER : Yazdır