GÖÇMEN SORUNU
20 Nisan 2022 17:02:03
Milliyetçilik kitaplarda kısaca şöyle tanımlanır:
Milletin (vatanın) çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan siyasal anlayış…
Bu tanım, Atatürk milliyetçiliğine cuk oturur. Atatürk milliyetçiliği ırkçı ve yayılmacı değildir; başkasının toprağında gözü yoktur. Türk ırkçılarının Ergenekon filan gibi ütopyalarını da reddeder.
Atatürk milliyetçiliği barışçıdır. Başkalarının toprağına/bağımsızlığına saygılıdır. Kendi bağımsızllığını her şeyin üstünde tutar. Emperyalist saldırganlığı reddeder. Millidir, antiemperyalisttir.
**
ABD ile birlikte Suriye’ye girdik. (Gerekli miydi, değil miydi tartışması ayrı), iç savaşa müdahil olduk.
Başkasının toprağına girdiğin an, senin toprağın da riske girer.
Öyle de oldu:
5 milyon Suriye’li göçmen cumburlop Türkiye’ye daldı.
Pastamız herkesle paylaşacak kadar büyük değildi, tam tersi görece olarak yıl yıl küçülen bir pastamız vardı. Pat diye ona ortak oldular. Ahalinin pastadan aldığı dilim küçüldü. Peşi geldi…
**
Türkiye’de 5 milyon açık işsiz var. Resmi rakam böyle. Suriye’li (ve Ortadoğu’nun öteki ülkeleri ile Afrika’dan gelenler) 5 milyon Nüfusun yüzde 60’ı zinde ya da çalışabilir nüfus kabül edilir. 5 milyon “yabancı”nüfusun yüzde 60’ı 3,5 milyon yapar. Bunlar başlarda lümpen-proleterdi, başıbozuk emekçilerdi yahut…Ama zamanla ucuz emek olarak milli pazara sürüldüler. Bu kez bizim işçilerimizin işsizlik oranı büyümeye başladı.
Suriye’li emekçiler, anasının gözü kapitalistler tarafından, yerli emekçilerin karşısına çıkartıldılar. Bu da vahşi sömürüyü ve işsizliği tetikledi. Suriye’li emekçi, Türk emekçisine düşman edildi…Bu arada cinsel ve merhamet sömürüsünün en ağırını göçmen kadınları-kızları ve çocukları yaşadı…
Geçenlerde Erdoğan’ın danışmanı Aktaş, şöyle bir açıklama yaptı:
”Suriyeliler giderse sanayimiz biter…”
Şu özdeyişe cuk oturur bu sözler:
İşçiler kapitalistler tarafından sömürülür, ama yapancı işçiler daha çok sömürülür…
Bulmuş ucuz emeği, gitsin ister mi ?..
Doğru tutum, yerli-yabancısı ile tüm emekçilerin birleşip azgın sömürüyle mücadele etmeleridir. Ama bu bilinç yeşermesi bizde ha var ha yok…
Bu durumda yerli emekçi Suriye’li emekçileri haliyle istemiyor. Genelde halk, zaten kendine yetmeyen pastasının daha fazla bölünmesine karşı…
Göçmenlerin yolaçtığı pisikolojik, sosyolojik demografik ve kültürel vb. sorunları geçiyorum.
Şöyle özetlemek olasıdır:
Türkiye, 5 milyon göçmeni taşıyamıyor.
Bunu nihayet Erdoğan da farketti gibi. Daha önce yaptığı bir açıklamada, Suriyelileri göndermeyeceğiz demişti. Şimdi aksini söyledi, göndereceğiz dedi…
Keza, iktidar küçük ortağının milliyetçi lideri Bahçeli de, Suriye’lilere sıcak bakmıyor artık. Özellikle “düzensiz göçmenler”e bozuk: “Bu, adı konulmamış istiladır” diyor. Bayram için Suriye’ye gidenlerin geriye dönmesini istemiyor…
Muhalefetin tavrı ise belli:
Göçmenleri davul-zurnayla gönderecekler…
Peki nasıl ?
Kılıçdaroğlu’na göre Suriye’de göçmenler için yeni yerleşim yerleri kurulacak, yaşam alanları açılacak…Sonra buyrun yeni evinize denilecek…
İyi güzel de Suriye dingonun ahırı mı kardeşim ! Orada bir devlet yok mu, hükümet yok mu, gönderilecek olanlar oranın vatandaşı değil mi ? Suriye yönetimi ile diyolog kurmadan göçmen sorununu nasıl çözersiniz ?
Acaba diyorum 6’lar iktidar olursa, yeni bir Ortadoğu ve Suriye politikası mı izleyecekler ?..
Bilmiyorum.
Bugünden şurası belli ama:
5 milyon Suriyeliyi evlerine göndermek, çözümü çok, hakikaten çok büyük bir sorun olarak önümüzde duruyor.
ETİKETLER : Yazdır