
Kendini affedemeyenlere… İçimizdeki sessiz yargıç: suçluluk
15 Haziran 2025 13:46:41
Suçluluk, ilişkilerimizi düzenler, yanlışlarımızı fark etmemize ve özür dilemeye hatta bazen telafi etmeye de yönlendiren bir duygudur.
Bazen birileri bir şeyler dediği zaman çıkıyor olsada suçluluk kimse bir şey demeden de iç sesimiz bize çok şey söyler.
Suçluluk duymak da diğer duygular gibi tamamen normal bir duygudur. Suçluluk duymakta insan olduğumuzun kanıtıdır.
Dikkat edilmesi gereken yer, suçluluk kendisini gereksiz yere yargılamaya dönüp, yargılama ile yetersiz hissine ve tüm bunlardan kaçmak için suçluluğu bastırmak öfkeye dönüşebilir.
Terapi odasında da sıklıkla çalıştığımız bir konudur suçluluk. Danışanlar kimseye zarar vermese de bir suçluluk hissi yaşadıklarını dile getirirler. Bazen bu duygu başkaları tarafından öğretilir ve içselleştirilir.
“Öyle yaparsan üzülürüm.”
“Ayıp !”
“Senin yüzünden böyle oldu. “
Çocukluktan itibaren kurulan bu cümleler özellikle ebeveynler tarafından kontrol aracı haline gelir. Bu kontrol aracı bizi içten içe zehirlemeye başlar. Ve artık yetişkin halimizle kimse bir şey demese bile kendimizi suçlama ile devam eder.
Dikkat edilmesi gereken şu ki “şu an hissettiğiniz suçluluk gerçekten size mi ait, yoksa bir zamanlar size öğretilmiş bir sesin devam eden yankısı mı?”
Ruh sağlığı uzmanı olarak ve en çok çalıştığım konulardan olan suçluluk en ağır duygulardandır diyebiliriz. Sessiz ve ağır bir yük olur omuzlarda.
Öfke, bangır bangır bağırır,
Korku, arkasına bakmadan kaçar,
Mutluluk, çocuklar gibi şendir ve dans eder.
Suçluluk ise susar… bir yerlerde kalır öylece. Sesi çıkmaz. Sinsi sinsi kemirir.
Yanlış bir şey yaptığından yanlış birisi dönüşür. Kendinle çelişir ve çalışırsın.
Suçluluk öz şevkati yok edip, utanca dönüşürse davranışlarınızı sabote etmeye başladığında zehirler.
Suçluluk duygusunun nedenlerinin yanında aslında “nereden öğrenildiği” ve “işe yarayıp yaramadığı” da önemlidir. Ve bunlarda terapi odasında konuşulan konulardandır.
Sürekli işlevsel olmayan bir şekilde suçlu hissetmek;
Depresyon riskini artırır,
Anksiyete bozukluğunu tetikler,
Öz saygıyı zedeler,
İlişkileri olumsuz etkiler,
Psikosomatik belirtilere neden olabilir.
Bunu destekleyen bir araştırmadan bahsetmek gerekirse, depresyon tanısı almış bireylerin %80’ inden fazlası geçmişe dair yoğun suçluluk duygularını yaşadığını ifade etmiştir. (American Psychiatric Association, 2021)
Peki suçluluğu nasıl dönüştürüz?
Gerçekten bir hata yapıldı mı? Sürekli “benim yüzümden oldu” gibi cümleler kurarken bu cümleler başkalarına mı ait ayırt etmek gerek.
Bazen yapılan hataları telafi edebilirsiniz ve suçuluk duygusunun hafiflemesine yardımcı olur. Fakat bazen her şey telafi edilmez. Telafi edilemeyeceği zamanlarda ise kendinize öz şevkatli olmak suçluluğu dönüştürebilir. Çünkü hatalar sizi kötü birisi yapmaz. Bu acıyı taşıyor olmak, kötü birisi gibi acımasızca kendinize yüklenmek yaşanan hiçbir şeyi değiştirmez.
Suçluluğun sizi durdurmasını mı yoksa sizi dönüştürmesini mi seçiyorsunuz?
Terapi odasında da kolaylıkla ortaya çıkan bir konu olmadı suçluluk. Kişinin bu duyguyu kabul edip, sesli söylemesi bile hep zorlu olmuştur. Fakat bir kere konuşmaya başladıktan sonra, kişi var oluşundan dolayı suçlu hissetmeyi bırakmaya başlıyor. Cesur bir hamle ile suçluluğu yönetebilir oluyoruz.
Olan oldu, şimdi kim olmak ve nasıl yaşamak istediğinize karar verme zamanı.
Suçluluk öğretebilir fakat yanlış kullanıldığında ise yaralar.
Klinik Psikolog - EMDR Avrupa Akredite Terapisti M. Melda YENİN ÇİL
ETİKETLER : Yazdır
Yine okurken de bitirdikten sonra da kafamda cümleler oluşturan bir yazı. Elinize sağlık Melda hocam.
- s.
- 1