
HANGİ İŞÇİ ?
19 Eylül 2024 00:28:23
Yazıya şu ünlü anektodu anımsatarak gireceğim:
Malları kim üretir ?
İşçiler.
Kârı kim alır ?
Patronlar.
İyi ama onlar bir şey üretmiyor ki !
Kapitalizm, hiç bir şey üretmeyenin üretimin kaymağını sıyırdığı bir toplumsal sistemdir. Ta dibinde vahşi bir adaletsizlik ve sömürü vardır.
**
TV’de gördüm:
Verilmeyen/ödenmeyen hakkını aramak için eylem yapan işçilere polis müdahale etti. Tümüne ters kelepçe takıp gözaltına aldı.
Hak aramak yasak !
İşçinin hakkının üstüne yatmak serbest !
Neymiş ? “Kamu düzeni’ni bozuyorlar”mış ! “Haklarını sokakta değil, yargıda aramalılar mış!
Hangi yargıda ?
Haklarında 40 yıl hapis cezası istenen Dilan’ları 9 ayda tahliye eden yargıda mı ?
Güldürmeyin insanı !
**
Son bir yıl içindeki iş cinayetlerinde 1200 işçi öldü. Çoğu 17 bin 2 liralık asgari ücretli çalışıyordu. Açlık sınırının altında !
işcinayetleri yandaş medyada tırnak kadar olsun yer bulamadı. Muhalefet medyası bile o feci ölümlere toplumsal sistemin özündeki vahşi adaletsizliği öne çıkartan bir bilinçle yaklaşmadı. Adnan Hocalar ! Dilanlar, günlerce tepe tepe kullanan; Narin’in öldürülmesi olayını megazinel bir boyuta taşıyan medyamız, işcinayetleri karşısında öteden beri üç maymun !
Sendikalar ve hatta sol partiler bile iş cinayetlerine ancak toplu ölümler olursa ilgi duyuyorlar artık.
Bu niçin böyle ?
Çünkü medyamız ile bir kısım solumuz da düzenle uzlaştı. Muhalefetlerinin odağı artık toplumsal sistem değil, iktidar ! işcinayetleri arada bir, yeri geldikçe hükümete paslanan muhalefet aparatı !
İşçilerin spontane eylemlerine kimse ilgi duymuyor artık. Polis müdahalesi yoksa haber bile olmuyorlar.
Milyonlarca işçinin, emeklinin ve küçük üreticinin sistem tarafından feci şekilde ezilmeleri rutinleşti artık. Bunlar. Muhalefetin güncel siyasi menüsünün aperatifine dönüştü. Ne muhalef partileri ve ne de medya, halk kitlelerinin derin yoksulluğunu toplumsal sisteme bağlayacak bir bilinç ışıması sergileyemiyor. Beyinlerinin ışığı ancak AKP iktidarını aydınlatmaya yetiyor !
Bırakınız anti-kapitalist yaklaşımları, günlük termojileri içinde emperyalizm bile yok çoklarının.
Ulusal bayramlarda filan anımsanan “bağımsızlık” kavramının, gerçekte kimden bağımsızlık olduğu sorusunu kavramsal düzlemde soran bile kalmadı artık !
Neoliberalizm ya da tekelci vahşi kapitalizmin ideolojik ve kültürel plandaki başarısıdır bu !
Sistem Erdoğan’l
a özdeşleşmiş durumda ötesi yok.
Ama işin ilginci geçenlerde Erdoğanda kapitalizme karşı olduğunu açıkladı !
ETİKETLER : Yazdır