SOHBET
07 Eylül 2024 00:41:05
Geleneksel basın, işlevsel bakımdan, özellikle internet gazeteciliğinin çok gerisine düştü.
Bu doğal, internet, haber akışını nerdeyse dakikalara indirgedi.
Haber balık gibidir, tazesi makbuldür; bayatlarsa, haber değildir, çöptür. Hele yalaka basının çok yaptığı gibi asparagas ise, kokmuş çöptür.
Artık günlük tirajı 1 milyon olan gazetelerimiz yok, tarih oldular. En çok satan gazetelerin tirajı 200 bin civarında.
Siz hazin bu gerçeğin altını zaman zaman çizmeye başlayın; bu bir tespit.
Gerçekte ise ben halâ sıkı bir geleneksel gazete okuruyumdur. Muhalif gazetelerin yanısıra yandaş/yalaka gazeteleri de okurum.
TV ile bilgisayarın mavi ışığından yansıyan haberler bende hâlâ haber tadı bırakmaz. Bu tutuculuk’sa bu kadarcık tutucu olmama izin verin lütfen. Mürettiphane görmüş/yaşamış kuşaktan geliyoruz sonuçta.
**
Bizim semtte tek gazete satıcısı vardı; küçük bir bakkaldı. Kapıcı dost günlük gazetemizi oradan alırdı.
Bakkal civardaki iki süpermarketin rekabetine dayanamadı, kapandı.
Şimdi gazetelerimi öğlenleri iş çıkışında Ahmet Naim oğlum getiriyor.
Dedim ya ben sadece muhalif gazeteleri değil. İktidar yanlısı gazeteleri de okurum. Onların neler yazdığını bilmeden/görmeden Türkiye’nin güncel profilini ıskalamış olursunuz. Çünkü onların neler yazacaklarını iktidar deklare eder.
Bunların entelektüel düzeyleri eni-konu yüksek olanları, doğrudan iktidar övgücülüğü yapmaz; o işi dolaylı yoldan, muhalefeti eleştirerek yaparlar. Hürriyet, “Sabah” gibi gazeteler örneğin…
Belli-başlı metaryelleri doğal olarak CHP’dir…
**
Dün bu gazetelerden birisinin bir köşe yazarı tüm köşesini komprime formundaki atıştırmalıklarıyla CHP’ye ayırmıştı. Çizmek istediği tablo, tüzük kurultayı ekseninde anamuhalefet partisinin bir hizipler partisi olduğuydu…Ta İnönü’ye ve Ecevit’e kadar derinleştiriyordu savını…
Bir diğeri ise, yazısını, Erdoğan’ın Mısır-Sisi politikasındaki U dönüşünü “mazur” göstermeye ayırmıştı: Erdoğan, Sisi’nin bir darbeyle Mısır’daki Müslüman Kardeşler-Mursi yönetimini alaşağı etmesini en etkin şekilde eleştiren sivil siyasetçi olmuştu. Bu, o günün koşulları içinde gerçek liderlere özgü bir sorumlu tutumdu.
Yazar, Erdoğan’ın bugün bir U dönüşü ile Sisi’ci kesilmesini ise, Doğu Akdeniz’deki değişen koşullara bağlıyordu.
Doğu Akdeniz’de büyük zenginlikler keşfedilmişti. Bu arada Sisi de Mısır’daki koltuğunu sağlamlaştırmıştı. Zenginlik dediği stratejik kanun ise o hep vardı. Petrol filansa hayat haberdi.
Sisi ile kavgalı olmak o büyük zenginliklerin paylaşımından uzaklaşmak anlamına gelecekti. Bu yüzden Sisi’yi havaalanında karşılayacak kadar bir sorumlu tutum sergilemişti Erdoğan…
Tam böyle söylemiyordu ama, söylemek istediği bu idi.
Yazıyı gülerek okudum. Hani kraldan çok kralcı derler ya…Öyle bir yazıydı bu. Sağdaki gazeteler bunu hep yapıyor. İktidarın kirini-pasını örtme görevini üstleniyorlar. Kimi zaman, hatta çoğu zaman secaat arz eden tuhaflıklar.
İktidar gazetelerini bilgi edinmekten çok, gündeme yaklaşımlarındaki manipülatif baskıları örtmek için yaptıkları lâf ebelikleri hoşuma gittiği için okuyorum. Ama sadece onları ! Çıplak yalakalık örneklerini pas geçiyorum. Onlar beni güldürmüyor, meslek adına hüzünlendiriyor çünkü…
ETİKETLER : Yazdır