PROGRAMI BEKLİYORUZ !
05 Eylül 2024 00:02:34
CHP’nin Tüzük Kurultayı önemli elbette; ama ben tüzük değişikliklerini değil, CHP’nin yeni programını merakla bekliyor ve önemsiyorum.
Tüzükte yapılacak değişiklikler işbaşındaki yönetimin koltuğu sağlama alma operasyonudur gerçekte. Üyelik, delegelik, önseçim, merkez yoklaması, milletvekili süreleri, genel sekreterliğin yönetimdeki yeri, vb. değişiklikler genelde mevcut yönetimi kalıcı kılmanın satır başlarıdır.
Sanıyorum kurultayda en çok milletvekili süreleri ile önseçim ve merkez yoklaması oranları tartışılacak.
Anlaşıldığı kadarıyla ne yönetim ve ne de Kılıçdaroğlu’nun eksenindeki muhalefet, üç dönem kuralının uygulanmasını istemiyor. Görünüşte isteyenler de kuralın sıfırlanıp öyle işlemesinden yana. Çünkü partinin üstündekilerin çoğu milletvekilliğini meslek haline getirmiş kişilerdir. Öyle bir formül bulunacak ki işbaşındaki ekip kurala takılıp fire vermeyecek, ama muhalefetin fire vermesi için elden gelen yapılacak.
Taslağa göre milletvekili adaylarının saptanmasında şu an yüzde 5 olan kontenjanın yüzde 15’e çıkarılacak olması, mevcut yönetimin omurgasını koruma çabasından başka bir şey değil..
Eğer yüzde 15’lik bir kontenjan kabül edilirse merkeziyetçi bir yapı profili ortaya çıkar.
Bir gözlemci gözüyle bunun mahsuru yok. Parti programında radikal değişikliler olacaksa, bunun uygulanması için merkeziyetçi/devrimci bir yapılanmaya ihtiyaç vardır. Aşırı demokrasi yozlaşmayı da beraberinde taşır.
CHP’nin 1931’deki tüzüğüne devletçilik ve devrimcilik ilkelerinin sokulması böyle bir dönüşüm ihtiyacından doğmuştu. Merkeziyetçiliğin ağır bastığı bir yönetim kimi koşullarda parti için ihtiyaç haline gelebilir.
Bence CHP’nin buna ihtiyacı var. Elbette derinliği olan devrimci dönüşümler düşünüyorsa…
Değişimcilerin gerçek profili programda ortaya çıkacak.
Altıok’un programa ne ölçüde yansıyacağı, daha doğrusu programın eksenini oluşturup oluşturmayacağı sadece mevcut yönetimin geleceğini değil, CHP’nin yakın geleceğini de belirleyecek.
AKP yirmiüç yılda ekonomiyi de, sosyal, siyasal ve kültürel yapılanmayı Çarşamba pazarına çevirdi. Artık onu oraya getiren dış dinamikler de AKP’nin gitmesinden yana.
Ama tabii, altıoku hayata geçirecek bir seçeneğe de razı değiller; örneğin ekonomide devletciliğe ivme kazandıracak dönüşümlere karşılar. Ayrıca yeni gelecek iktidarın Türkiye’yi Batının yörüngesinde tutmasını istiyorlar.
CHP bunları aşabilecek mi ?
Ekonomide bir karma modele yönelebilecek mi ?
Cumhuriyetin tam bağımsızlık ilkesini dış politikanın ekseni haline getirebilecek mi ?
Laikliğe öncelikel milli eğitimde ve her alanda daha güçlü şekilde duyumsatacak adımlar atabilecek mi ?
Yargı bağımsızlığını sağlayacak radikal adımlar ayrıca ?
Program gelsin bunların en azından ipuçlarını görebileceğiz. Ve/veya göremeyebileceğiz. Ben tüzükten çok programı önemsiyorum.
CHP’nin “Değişim”cilerinin başı dik ve gerçekten halkçı bir yönetim olup olamayacağını programda göreceğiz.
ETİKETLER : Yazdır