ERKEN SEÇİM SEÇENEĞİNİ İKTİDARDA GÜNDEMİNE ALMALI
10 Agustos 2024 00:28:13
Yerel seçimden hemen sonra yazdığım bir-iki yazıda, zor bir döneme giren Erdoğan rejiminin, büyüyen sorunları çözme yeteneğini büsbütün yitirmesi halinde sertleşme eğilimi içine girip girmeyeceği sorusunu açmıştım.
Aslında bu sorunun yanıtı sorunun içinde gizli !
Erdoğan rejimi ya da Başkanlık Rejimi ekonomik sorunları çözme yeteneğini tüketmek üzere.
Son şansı Şimşek’in şu sıralar uyguladığı IMF’siz IMF programı.
Ancak, Şimşek’in bu programı yaşama geçirme şansı zayıf. Belki ironiktir ama, en büyük engel de umudunu Şimşek’e bağlamış durumdaki Erdoğan ! Daha doğrusu onun yönettiği devlet. Çünkü devlet Şimşek’in uygulamak istediği modelin gereğini yerine getirmemek için direniyor. Tasarrufa önem vermiyor.
Kimi ekonomistler, modelin (Kemerleri Sıkma Modeli) tümüyle uygulama şansını bulması halinde bile başarılı olamayacağını söylüyorlar. Onlara göre ekonomimizin düze çıkması için yapısal reformlar şart.
Kimi ekonomistler de daha radikal (!) bir çare olarak hükümeti n istifa etmesini istiyorlar.
Ekonomik krizlerin belirsiz bir zaman ve formlarda mutlaka sosyal krize yolaçtığı/açacağı bilinen bir şeydir. Geçinemeyen kitleler sokağa çıkar. Başlarda ekonomik karakterli spontane eylemler olur bunlar, zamanla siyasallaşır.
Bu gibi gelişmeler karşısında ülkeyi yönetenler ya sertleşirler, kitle hareketlerini bastırma, iletişim kanallarını tıkama, basın üzerinde terör estirme yolunu tutarlar ya da erken seçim kararı alarak gerilimi azaltma yolunu...
İlk tavır genellikle köklü demokratik devrimler yaşamamış ülkelerde gözlenir. İkincisi, gelişememiş ülkelerde…
Şu sıralar dünyada bu iki tavrın somut örneklerini görüyoruz. Batı ülkelerinde başarısız yönetimler ya istifa ediyorlar ya da erken seçim kararı alıyorlar.
Köklü demokratik kültüre sahip olmayan ülkelerde ise yönetimler gitmemek için direniyor, terörize oluyor, olağanüstü yönetim modellerine savruluyorlar.
O noktaya gelinirse Erdoğan rejimini hangi yolu tutar acaba ?
Bir soru açacağım:
Son görülen iletişim yasakları rejimin daha da sertleşmesinin işaretleri olabilir mi ?
Bu soruya aslında başta CHP olmak üzere tüm muhalefet kendisine sormalıdır. Çünkü rejimin hedefinde öncelikle onlar olacak. Tabii basın da.
Yukarıdaki soru bizim gibi ülkelerde teorik olarak her zaman gündemde olur.
Güzelim ülkemizde kitle hareketleri büyümeye başladı. Talepler yığınsal hareketlere dönüşme trendinde.
Eğer Şimşek modeli bir yıl içinde yoksul kitlelerin yaşamında belirli iyileştirmeler sağlayamazsa ülke sosyo-politik olarak kaotik bir sürece girebilir.
Girmemeli diyorum. Geçmişte böyle dönemlerin çok acısını çektik.
Bence Erdoğan yönetimi ülkenin kaotik bir sürece girmemesi için alacağı önlemlere erken seçimi de eklemelidir.
Bence son seçenek de olmamalıdır bu.
Çünkü son seçenek olarak gidilecek erken seçimler iktidarları geriye dönülemez bir kulvara sokar.
Ülkemizin normalde erken seçime gitmesi gerekiyor. Erken seçim kararını AKP-Erdoğan alırsa, zayıf bir olasılık olmakla birlikte, geriye dönüş yolunu da açık tutmuş olur.
ETİKETLER : Yazdır