GAZETECİ DÜŞMANLARI SÖZÜM SİZE !
01 Agustos 2024 00:40:17
Yerel mahkeme bir süre önce Yeni Ufuk’un Genel Yayın Yönetmeni küçük oğlum Sina’ya (aynı ismi taşıyoruz) çevrim-içi bir bilgiyi afişe ettiği argümanıyla 3 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Cezanın üst sınırı 4 yıldı. Karar tek celsede alındı. şikâyetçilerin de ifadesi alınmadı; zaten salona gelmemişlerdi.
Mahkeme karlarına saygımız sonsuzdur. Ama bu, alınan kararları hukuk çerçevesinde araştırmayacağımız, gerekirse eleştirmeyeceğimiz anlamına da gelmez.
Ben de öyle yaptım. Dava dosyasını Doğu Perinçek’e gönderdim. Doğu benim çok eski arkadaşımdır. 1980’li yıllarda Aydınlık’ta birlikte çalışmıştık. Sonraki yıllarda da ilişkimiz sürdü. Şu an düşünsel bakımdan yıldızımız pek barışık değil gerçi, ama zaman zaman hâlâ haberleşiyoruz.
Doğu popüler bir siyasetçi olmasının yanısıra hukuk doktorudur. Çok uzun zamandır basınla iç-içe olduğu için basın davaları konusunda da uzmandır. Kendisinden şu sıralar istinaf mahkemesinde olan dosyayı incelemesini istedim. Bakalım ne gelecek ?
Sina mahkumiyetin hikâyesini yazdı. Tekrar etmeyeceğim bu yüzden. Sina hakkında suç duyurusunda bulunanlar İyi Parti’nin iki eski ilçe başkanı ile bazı yöneticileriymiş. Yargı aşamasında bunlardan birisi şikayetini geri çekmiş, ötekiler ısrarlarını sürdürmüş. Oğlumu ille de hapse attıracaklar. Üstelik bir devlet sırrını değil, bir adayın diğeri hakkındaki dedikodusunu açıkladığı için !
Bunlar kimlerdir, bilmiyorum. Ama, her fırsatta basın özgürlüğünden yana olduğunu açıklayan bir partinin mensubu olmaları ilginç ! Demokrasiyi sindirmiş her siyasetçi eğer hakaret, iftira vb. etik nedenler yoksa ortada, basına karşı toleranslı olmayı yeğler. Emin değilim ama ihbarda bulunanların tümünün muhbir konumuna itelenmelerini içlerine sindirdiklerini sanmıyorum. Muhbirlik hiç kimse için şık bir sıfat değildir; tam tersi, yaşam boyu insanın yakasını bırakmayan bir kara lekedir.
Neyse.
Biz gazeteciyiz. Gerekirse hapis de yatarız. Güzelim ülkemizin karakolları hapishaneleri, hücreleri yabancımız değildir idam, istemiyle yargılandığımız da oldu. Düşünceleri uğruna veya gizli gerçekleri halka taşıdığı için cezaevine düşmek her gazeteci için onurdur. Ama, onları oraya gönderenler muhbirler için aynı şeyi söylemek olası değildir.
Sina hakkında ihbarda bulunanların bazıları şu sıralar CHP’ye katılmak için girişimlerde bulunuyorlarmış. Kasaba politikacılarının çoğu kariyer odaklıdır. Düşünsel bakımdan omurgasızdırlar. Dağılma sürecindeki İyi Parti’den ayrılıp 31 Mart’ta birinci parti olan CHP’ye yanaşmaları şaşırtıcı değil.
Benim merakım, gömlek değiştirir gibi parti değiştirmeye teşne olan bu gibilere CHP’nin kapısını açıp açmayacağı ?
CHP’ye geçmek isteyen gazeteci muhbiri “ülkücü” gruptan yeni bir CHP yönetimi oluşturulması şeklinde bir senaryo da üretmiş birileri ayrıca. Kim üretmiş, niye üretmiş bilmiyorum. Normalde şaşırmam gerekirdi, ama şaşırmadım. Türkiye siyaseti en yoz dönemlerinden birisini yaşıyor çünkü. Başkanlık Sistemi’nin de etkisi büyük bunda. Nerdeyse sınırsız güce sahip başkan siyaset alanını öylesine doldurdu ki başkalarına yer kalmadı !
Muhalefet bu dar alanda top çevirmekte zorlanıyor haliyle. Bugün Türkiye siyaseti meclisteki sonucu belli manasız tartışmalar ile basına verilen beyanatlardan ibaret ! Bir de TV’lerdeki “âkil” gevezeliklerinden !..
Bu tablonun illerden kasabalara daha da bulanıklaşarak yansıması şaşırtıcı değil…
CHP gazeteci muhbiri “ülkücü”lere kapıyı açar/açmaz, bilemem. Ama oğlumu cezaevine götürecek bir tezgahın seyircisi olacak da değilim. Çok çaplı bir gerçekleri açıklama kampanyası ile birçok bilinmeyeni kitlelere taşımaktan geri durmayacağımızı herkesin bilmesi gerekiyor !
Kişisel ikballerini şunu bunu basamak yaparak çılgın senaryolarla sürdürmeye çalışanlar şunu bilmelidir: Ava giderken avlanmak da vardır hesapta !
Ereğli’nin gerçekte gurur duyması gereken Sina’yı cezaevine tıkmaya çalışmanın faturası çok ağır olur !
Aklınızı başınıza toplayın !..
ETİKETLER : Yazdır