AL GÜLÜM-VER GÜLÜM !
11 Mayis 2024 00:12:45
Yumuşama siyaseti boş lâfla olmaz, karşılıklı ödünler gerektirir:
AKP-Erdoğan ödünlere yargıdan başlayacak gibi: 28 Şubat’cı yaşlı generallerin salıverilmesi, GEZİ sanıklarına yeniden yargı yolunun açılması, Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması, diğer AYM kararlarına uyulması gibi…
Aslında Demirtaş serbest kalmayı “hak” etti: İstanbul seçiminde CHP’yi çelmelemek için DEM’e aday çıkarttırması şov niteliğinde bir “U” dönüşüydü.
Gelgelelim Kürt seçmen daha çok İmamoğlu’nu destekledi, bu yüzden Demirtaş’ın çıkışı çok işe yaramadı. Ama bence yine de serbest kalmayı “hak” etti. Keşke bu yola sapmadan tüm demokrasi güçlerinin bastırmasıyla gerçekten hak etseydi serbestliği…
Erdoğan’ın iki haftada Bahçeli ile iki kez görüşmesi sanıyorum Özel’in istekleri ile ilgili. Bahçeli Demirtaş’ın da, Kavala’nın da serbest bırakılmasına karşı.
Ancak, şu sıralar Sinan Ateş cinayeti nedeniyle biraz gardı düşmüş durumda. Çünkü cinayetle ilgili iddianamede MHP’lilerin ve Ülkü Ocaklıların da sanık olarak ismi geçiyor. Bu olay, AKP’nin-Erdoğan’ın Bahçeli’ye karşı elini güçlendirdi.
Diyelim ki GEZİ’cilerin yeniden yargılanmalarının önü açıldı, Demirtaş ile 28 şubatçı generaller de serbest bırakıldı. Yumuşama siyaseti bir anlamda kök saldı.
Peki CHP’nin/muhalefetin ödünleri neler olacak ?
Tek el şaklamaz! Erdoğan da verilen ödünlerini karşılığını isteyecek elbette. Peki ne olabilir bu ?
Anayasa değişikliğinin gündemin başına oturmasının yolunun açılması ! Bunu açıkça dile getirdi zaten; kanunun “istişare” edilmesini istedi.
Hoş zaten CHP’nin anayasa konusunda bir siyaseti de yok. “İlkten şimdikini hayata geçir, sonrasına bakarız” şeklindeki soyut itirazı, gerçekte bir siyaset değil. Olsa olsa kâğıttan bir barikat ! AKP-Erdoğan yukarda saydığım ödünleri hayata geçirse, barikat da yıkılmış olacak haliyle.
Kimse telaşlanmasın : AKP-Erdoğan 31 Mart’ın yarattığı yeni tabloda islam eksenli bir anayasa dayatamaz. Artık ipler onun elinde değil, ipler CHP’ye geçti. Sekülerizmi dışlayan, Kürt etnik milliyetçiliğine kapı açan bir anayasa öneremez daha açıkçası. Ne yapacak peki ?
2028’de Erdoğan yeniden aday olmazsa AKP hem Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybeder ve hem de milletvekili seçimini…
Çünkü AKP’nin çimentosu Erdoğan’dır. Erdoğansız bir AKP, Özal’sız ANAP’a döner !..
Bundandır, AKP, Erdoğan’ın ömür boyu önünü ancak bir anayasa değişikliği peşinde ilkten. 31 Mart’ın ortaya çıkarttığı tablo, cumhurbaşkanlığı seçiminde barajın da düşürülmesini öngörüyor ayrıca.
Yumuşama, bir al gülüm-ver gülüm oyunu kısaca…
Soruyu açıyorum:
CHP, yeşil örtülü bazı maddeleri de içeren bu değişikliklere evet der mi ?
Daha açıkçası, anayasadaki seçime-seçime maddelerinin değiştirilmesi konusu önüne geldiğinde 31 Mart’ta somutlaşan kitle desteğine güvenerek “demokratik” bir tutum takınır mı ? Erdoğan’ın önünü açar mı ?
Emin değilim. Zaten o süreç içinde de değiliz henüz.
Ama, vakti geldiğinde Özel yönetiminin seçme-seçilme maddelerinin değiştirilmesine onay verme olasılığı da yok değil. Özel’in Erdoğan’ın uzattığı zeytin dalına hararetle uzanması, “demokrasi” adına böyle romantik tavırlar takınabileceğini gösteriyor.
Yumuşama/soğutma özünde yapay bir gündem. Erdoğan’ın geriye çekilip güç toplama taktiğinden başka bir şey değil.
CHP bu gerçeği görmeli; yaz aylarında yoğunlaşacak kitle hareketlerini bir erken seçim yoklamasının itici gücü olarak kullanmalıdır. 2028’e kadar köprülerin altından akacak suların rengi değişebilir !..
ETİKETLER : Yazdır