FİLM BAŞLIYOR !..
20 Nisan 2024 00:11:37
Lokanta ve kafeteryalardaki Kdv’nin yüzde 1’den yüzde 10 çıkartılması, hazır yiyecek-içecek tüketimini daraltmayı amaçlıyor.
Bu son karar sıkı para politikasının (Deflasyon) tezahürlerinden birisi.
Kdv artışı kısa vadede ironik aslında: Çünkü lokanta ve cafe sahipleri Kdv artışını kar marjlarını düşürerek ödemeyecekler; fiyatlara yansıtacaklar. Bu da gıda enflasyonunu tetikleyecek.
Öyle ama şöyle bir önlem de yolda: Temmuz’dan itibaren sabit gelirlilerin ücretlerinde kısıtlamaya gidilecek: Asgari ücret güncellemeyecek, emekli aylıklarına enflasyon farklı dışında zam yapılmayacak. Memurların zam oranı düşük tutulacak.
Aslında sıkı para politikası ücretleri dondurmayı öngörüyor, ancak zaten yerlerde sürünen ücretleri doldurmak sosyal patlamalara yolaçacağı için bu konuda esnek davranılıyor
Hedefleri, piyasada dolaşan para hacmini daraltarak tüketimi düşürmek: Para yoksa alış-veriş de yoktur haliyle…
Bir diğer önlemi de Cumhurbaşkanı yardımcısı Yılmaz açıkladı: Kamu harcamaları sınırlandırılacak.
Niçin bunlar ?
Enflasyonu/fiyat artışlarını frenlemek, olabilirse düşünmek için.
Deflasyon kriz dönemlerinden başvurulan bir yöntem. Krizler ise kapitalist ekonominin doğasında var. Bu yüzden deflasyon bir kez başvurular bir yöntem değil. Her ekonomik krizde deflasyon hazır kıta !
Şimşek modeli, bir yardan talebi düşürmeye çalışırken öte yandan da bütçe açığını para basarak değil, borç para bularak, sıcak para akışı sağlayarak giderme amacında.
Şu sıralar Dünya Bankasının kapısında olmalarının nedeni bu.
İyi hoş da zaten açlık sınırının altında yaşayan on milyonlarca insana kemer sıktırmaya çalışmak vicdan kavramının neresine sığıyor ?
Asgari ücret açlık sınırı ile örtüştü:
Onu güncellemezsen yıl sonunu nasıl getirecek emekçiler ? Ayda 10 bin lira maaş alan 8 milyon emeklinin maaşını altı aylık enflasyonu baz alarak arttırırsan, yani gerçekte hiç zam yapmazsan nasıl yaşayacak bu insanlar ?
Seyyanen vergilendirme emekçileri vuruyor. Bu yüzden öncelikle vergilerin demokratize edilmesi gerekiyor: Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması !
“ Kemerleri hep birlikte sıkacağız” açıklamaları, dümen ! Herkese eşit vergi alırsan adalet kavramının neresine doğar ? Eşitsizliği eşitlemek illüzyondur.
22 yıldır iktidarda olan AKP’nin nimetlerinden yararlananlar sınıf orta halli-insanların partisi olarak iktidara gelen AKP onlardan koptu.
Doğal olarak izlenen sıkı para politikası zenginlerin yaşamında olumsuz etkilerek yaratmayacak,olan zaten perişan durumdaki yoksul halka olacak.
AKP’nin A’sı Adalettir. Peki adalet bunun neresinde ?
AKP şunu anlamalı artık:
Yoksul halkı biraz daha dibe çekerek ekonomi politikalar onlara getirse yeni 31 Mart’lara getirir bundan böyle. AKP’nin izlediği model, üretimi hiç dikkate almadığı için kapitalizmin rasyonelliğine de aykırı…
Tüketime dayalı bu ucube modelin yarattığı krizleri, yoksul halka kemer atlatmaya çalışmak vicdansızlıktır.
Ekonomimizi üreterek büyütmeliyiz, tüketerek yarattığınız şişkinliği azaltmak için parayı/tüketimi sıkmak, halka zulümdür.
Ayrıca politik intihardır da !
O sizin sorununuz, ama aynı zamanda halkın kaderi olmamalı !..
Şuraya geliyorum:
Şu günlerde lokanta ve cafelere getirilen kdv zammını bu mekanlara gitmeyerek protesto edilmesi çağrıları yapılıyor.
Kdv zammını lokantacı ve cafeler mi yapıyor ki onları boykot edelim ! Esnaf, halktır ! Esnafı boykot, halkı birbirine düşürür, provokasyondur !
500 bin liralık Rolex’leri takanlar şurada dururken, esnafı boykot etmek siyasal körlüktür !
ETİKETLER : Yazdır