SOLUN KADİM HASTALIĞI!
20 Mart 2024 00:44:44
Bizim sol, öteden beri, sağ taraftaki çatlaklardan sızan döneklere bayılır. Özellikle de kalem erbaplarına! Böyle birisini buldu mu onu göklere çıkarır; entelektüel bakımdan beş para etmez birisi de olsa onu kullanabildiği kadar kullanır. Aslında kullanılan kendisidir, o ayrı.
Aslında bu yapılan dönekliği kutsamaktan başka bir şey değildir. İlkesizliktir/oportünizmdir.
Ama hep yapılır bu: Dedim ya kronik bir hastalıktır.
12 Eylül darbesi öncesi solun en popüler günlük gazetelerinden birisi olan Aydınlık gazetesinin en el üstünde tutulan yazarı (ismini yazmayacağım) sağdan kopup gelmiş genç birisiydi. Bedeni gelişememiş, cüceye yakın kısa boyluydu. Narsist’ti. Çok büyük bir yazar olduğuna inanıyordu. Gazeteye ne zaman uğrasa el üstünde tutulur; solun imbiğinden süzülmüş kalemlerine öğütler verir, bu arada eski mahallesinin gizlerini çıtlattığı da olurdu.
O tarihlerde ben de Aydınlık’ın yazı kadrosu içindeydim. Nimet Arzık’la aynı köşeyi gün atlayarak paylaşırdık. Bizim köşemiz iki sütunda, döneğin boş!
Dönek, tipik bir demagogdu; ama zeki birisiydi. Solcu gazetelerdeki sürü psikolojisine uyum sağlamakta gecikmemişti…
Darbe oldu, gazete kapattırıldı. Bizim dönek kaybolduydu…
Uzun yıllar sonra eski mahallesine döndüğünü öğrenmiştim..
Sol, bu hastalığı hiçbir zaman yenemedi. Sağdan az çok tanınmış birisi ne zaman mahallesi ile nizaye düşse solun kapısı ona/onlara her zaman açık olurdu. Hâlâ da öyledir.
Bu girişi şu günlerde patlayan Gökhan Zan olayına bağlamak için yaptım: Gökhan Zan artık emekli olmuş eski bir futbol şöhreti. Onu en son büyük deprem günlerinde TV’lerde gördük. Depremzedelerin örneğin Hatay’daki dramını cesurca açıklayan, bu doğrultuda mücadele eden bir isim olarak sempati duyduk. Muhalif bir pozisyonu vardı. Seçimler de yaklaşıyordu. Şöhret tazeleyen eski futbolcu ansızın siyasete soyundu. İyi Parti’ye o mu başvurdu, yoksa İyi Parti mi depremden ışık alan eski şöhretin cazibesini sandığa kanalize etti, bilmiyorum. Milletvekili adayı yaptılar, ama kazanamadı…
Onu yerel seçim öncesi yeniden görmeye başladık TV’lerde filan. Hâlâ muhalifti, hatta dili eni-konu sivrilmiş gibiydi…Ancak bu kez Akşener’den referans alamadı. Derken solun eski hastalığı bu kez TİP’te nüksetti. Gökhan Zan’ı havada kapıp Hatay Belediye Başkanı adayı yaptılar. On ay önce sağcı bir partiden milletvekili adayı olmasına bakmadan !..
Eğer Gökhan Zan’ın adı şu sıralar karışık bir takım olayların içinde yeralmasaydı, TİP’in adayı olarak seçimlere katılacaktı; katılacak da !
TİP genel merkezi gerçi Zan’ın adaylığını geri çekti, ama anlaşılan iş işten geçti!
Gökhan Zan olayının hikayesine girmeyeceğim. İddialar doğru mu yanlış mı, bilmiyorum. Zaten bu yazıyı yazmamın nedeni de bu değil. Bu yazıyı solun kadim bir hastalığının hâlâ tedavi edilemediğini göstermek için yazıyorum.
Sol, bilime dayalı bir doktrindir. Sol bir partiyi ötekilerden ayıran, üyelerinin hiç değilse asgari düzeyde sol kültüre sahip olmalarıdır. İdeolojik ve entelektüel bakımdan solcu olmayan birisinin sol partilerde partiyi temsilen öne çıkartılması teamül değildir. Sempatizanlar parti okullarında eğitilir, öne çıkanları partiyi temsil edebilir ancak.
TİP’in Gökhan Zan’ı Hatay’dan aday göstermesi, hem ilkesizliktir ve hem de sol kavramına ihanettir.
Solu burjuva partilerinden ayıran, ideolojik birliktir öncelikle.
Solun bu hastalığı yenmesi gerekiyor.
Burjuva partilerinin ayakoyunlarına öykünen, ilkeleri hiçe sayan bir sol parti
ufak-tefek seçim başarıları da yakalasa o solun başarısı olmaz; oportünizmin, pragmatizmin başarısı olur…
ETİKETLER : Yazdır