KÜRTLER VE FEDERALİZM
01 Subat 2024 00:30:43
(!)
HÜDA-Par’lı milletvekili Seran Ramanlı, Diyarbakır’da düzenlenen “Anadilimi seçiyorum” ismindeki panelde şöyle demiş:
“Bundan 100 yıl önce darbe yapanların devlete düşman ettiği halklardan biri Kürtler idi ve bu Kürtler de Müslümandı. Bu uygulama yıllarca devam etti. Gayeleri İslam’ı bölgeden silmekti. Bizlere hem Müslüman olmamız hem de Kürt olmamız dolayısıyla iki yönden de düşmanlık ettiler…”
Önce şu:
Türkiye Cumhuriyeti 100 yıl önce darbeyle kurulmadı, milli (antiemperyalist) ve demokratik “antifeodal” bir devrimle kuruldu. Devrimin “gayesi”, Kürtler dahil Anadolu’da yaşayan azınlıkları “silmek” değil, Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında birleştirmek ve bütünleştirmekti. Ki, öyle de yapıldı.
Cumhuriyet İslam’a da karşı değildi. Bu zaten olamaz dı. Sonuçta Türkler de Müslümandır…
Hüda-Par’lı milletvekilinin “islam”derken hilafetçi/şeriatçı bir düzeni kastediyorsa eğer (ki öyle görünüyor) bakın bu doğru işte: Ulusal/demokratik devrim, doğası gereği Osmanlı’nın sosyal ve siyasal düzenine ya da saltanat ile hilafete/şeriatçılığa karşıydı.
Hüda-Par, Cumhur İttifakı’nın en küçük ortağı. AKP, İslamcıdır, hilafetçidir. Bu bakış açısından Osmanlıcıdır.
Peki Hüda-Par Osmanlıcı mıdır ?
Milletvekilinin konuşmasında böyle bir vurgu yok. Ama, olmaması gerekir. Çünkü Kürt beyliklerinin Osmanlı ile de arası iyi değildi: 18. ve 19. yüzyıllarda, özellikle Tanzimat’tan sonra merkezi yönetimin güçlenmesine koşut olarak Osmanlı yönetimi altındaki Kürt Beylikleri ile devlet arasında sorunlar yaşanmaya başlandı: Ayaklanmalar oldu. Kürt beylikleri gerilerken, onların boşluğunu Nakşibendi ve Kadiri Şeyhleri doldurdu. Kırım Savaşı sırasında Kürtler Osmanlıya karşı Ruslarla birlikte hareket ettiler. Ruslar savaş sırasında iki Kürt alayı kurdu. 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra Hakkari, Bohtan, Bahdiman ve Şeyh Ubdullah ayaklanmaları patladı.
Bunun üzerine II. Abdülhamit, bölgede düzeni sağlamak ve Kürt aşiretlerini devlete bağlamak için Hamidiye Alayları’nı kurdu…
Örnekler çoğaltılabilir.
Demem o ki Anadolu’daki Kürtlerin Osmanlı ile de derin sorunları vardı. Osmanlı da Kürtlerin ayrı bir devlet kurmasına karşıydı. Oysa Osmanlı’nın kendisi fedaratif bir devletti.
Kürtlerin Cumhuriyetle de sorunları sürdü. Doğu’daki Kürt aşiretleri, merkezi devlete başkaldırdı. Şeyh Sait (1925), Ağrı (1930), Dersim (1937) ayaklanmaları ayrılıkçı başkaldırıların belli başlı örnekleriydi…
**
Hüda-Par, AKP tarafından Mayıs seçiminde vitrine çıkartılmadan önce de şeriatçı .bir Kürt devletini savunuyordu. İlk hedefleri özerk bir Kürt Bölgesi’ydi.
Biliyoruz ki PKK da aynı şeyi savunuyor. İkisi arasındaki fark, PKK’nın dayandığı etnik temelin mezhebi ile solculuk/sınıfsallık savı: PKK, hem etnik ve hem de sınıfsal bir mücadele yürüttüğü savında !..
Aslında öyle değil. PKK,Marksist anlamda solculukla köprüleri, Sovyetler birliğinin çöküşü sırasında attı. Çok geçmedi ABD’ye biat edip onun Türkiye’yi de bölmeyi amaçlayan Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) devşirme askeri haline geldi. ABD PKK’yı Kürt azınlığın partisi kimliğiyle Irak’ta, Suriye’de ve Türkiye’de bugün de kullanıyor. ABD, PKK’ya Suriye’de bir Özerk Bölge bile kurdurdu.
Peki DEM çatısı altında örgütlenen alevi Kürtler ne istiyor ?
Yarın…
ATALAY KARARI
TİP Hatay milletvekili Can Atalay’ın, Yargıtay kararının mecliste okunmasıyla milletvekilliğinin düşürülmesi sözün bittiği yerdir ! Çünkü bu olay, anayasanın ve onu koruyan Anayasa Mahkemesi’nin ülkeyi yönetenlerce yok sayıldığını gösteriyor.
Bir ülkede anayasa, (af buyrun) iplenmez hale geldiyse, orada bir hukuk devletinden sözedilemez. Hukuk yoksa, yahut oligarşik bir kimlik kazanmışsa, orada aydınlığı simgeleyen tüm kavramlar da, (af buyrun) ayvayı yemiş demektir !.. Hukuk devletin çivisidir; o çivi çıktı !
Sözün bittiği yerdeyiz !..
ETİKETLER : Yazdır