CHP TEK BAŞINA BAŞARILI OLAMAZ !
29 Ocak 2024 01:03:26
CHP kurultayında Kılıçdaroğlu yeniden Genel Başkanlığa seçilseydi, seçim ittifakı için kapısını çalacağı ilk parti DEM olacaktı.
Zaten kurultayda yaptığı konuşmada da bunun ipuçlarını vermişti. Mayıs seçiminde kendisinin sırtından hançerlendiğini söyleyerek, daha baştan köprüleri atmıştı İyi Parti ile…
Kılıçdaroğlu’nun bu tavrı, aslında fikri altyapısı önceden hazırlanmış bir ajitasyon’du. Kılıçdaroğlu, duygusal bir politikacı olan İyi Parti lideri Akşener’in bunu tepkiyle karşılayacağını biliyordu. İyi Parti daha baştan elenirse DEM’le seçim ittifakı kurmak kolaylaşacak, zaman kaybına uğranmayacaktı.
Kılıçdaroğlu DEM’le ittifak yaptıktan sonra, DEM’e soğuk bakmayan, solcu değil, sağcı küçük partilerle ittifak arayışına girişecekti.
Bu politika özünde (DEM’le işbirliğinde) doğruydu, ama ayrıntıda yanlıştı. Çünkü DEM’le yapılacak işbirliği, kendi solundaki partilerle, özellikle TİP’le devam etmeliydi. Ancak Kılıçdaroğlu sola değil, sağa daha yatkın bir liderdi, bu yüzden yeniden muhalif pozisyonundaki muhafazakârlara el uzatacak, Halil İbrahim sofrasını Kürtler ve muhafazakarlarla kuracaktı.
Kazanamadı. Özel ve ekibi ya da değişimciler kazandı.
Bu köşeyi izleyenler anımsayacaklardır; Özel’ın kazanmasından sonra, CHP’nin seçim ittifakı için ilkten DEM ve kendi solundaki partilerin kapısını çalmasını önermiştim.
Özel, reddedileceğini bile bile gitti ilkten İyi Partinin kapısını çaldı. Kapının önünde epeyce oyalandı, sonunda dersini aldı !
Hem zaman kaybedilmişti ve hem de DEM’in kendi içindeki sorunlarının yoğunlaşmasına neden olunmuştu…
Nitekim, DEM üzerinde yığınsal eskisi olan Selahattin Demirtaş, çelişkili ve tuhaf açıklamaların eşliğinde eşini İstanbul Belediye Başkanı adayı olarak öne sürerek DEM’in daha da kararsızlığa düşmesine neden oldu. Bir kez daha açık konuşacağım: Demirtaş AKP’ye/Erdoğan’a şirin gözükerek cezaevinden çıkmak
istiyor ! Çünkü o da biliyor ki Erdoğan’a muhalif pozisyonunu sürdürürse cezaevinden çıkması zor olacak.
Demirtaş’ın bu tavrı seçim dengelerini iktidar lehine manipüle etmek anlamına geliyordu! Hoş. Sonuçta Demirtaş sosyalist bir siyasetçi değil ! Bu yüzden solun ilkesel ve etik duruşuna sahip olmaması doğal !
CHP’nin geç de olsa DEM ve TİP ile dirsek teması kurması yine de iyi bir şeydir. Ama galiba geç kalındı. Gecikme, PKK’nın provokatif eylemleri ve Demirtaş’a çıkışı ile işbirliğini zora soktu.
CHP bu saatten sonra DEM+TİP’le seçim ittifakı kurabilir mi ? Emin değilim, ama kararlı ve ilkeli bir yaklaşım, en azından anakentlerde işbirliği yapılmasını sağlayabilir.
Buna ihtiyaç da var zaten. İmamoğlu ve Yavaş faktörleri İstanbul ve Ankara’da tabanda ittifak politikasını belirli ölçüde hayata taşıyabilir, ama tüm Türkiye’de böyle bir şey olmaz. Eğer işbirliği yapılabilirse, en azından bazı anakentler ile büyük illerde daha değişik ve olumlu bir tablo yaratılabilir.
Mart seçimi hem CHP için ve hem de Özel yönetimi için bir kırılma seçimi olmaya aday. Ciddi bir seçim yenilgisi CHP’yi alıp bir başka yere taşıyabilir. Kılıçdaroğlu ve ekibi pusuda !..
**
Bir adım geriye çekilip bakıyorum, ne biçim siyaset oyunu bu ! Tek bir ilçenin belediye başkanlığı için bile ittifaklar kuruluyor, ittifaklar bozuluyor ! İlkeler, siyasal etik, Türkiye’nin ve halkın esenliği kimsenin umurunda değil ! Küçük çıkar hesapları, ucuz pragmatizm, pespaye popülizm, vahşi egosantrizm, burnunun ucunu görmeyen miyopluk almış başını gidiyor !..Uçuk vaatler bu inanılmaz karmaşanın çileği !..
Sandıksal demokrasi denilen şey bu olmalı !..
ETİKETLER : Yazdır