10 OCAK
10 Ocak 2024 00:22:02
Basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğünün; düşünce ve ifade özgürlüğü de demokrasinin vazgeçilemez unsurudur. Aynı zamanda demokrasinin kalite göstergesidir/kriteridir.
Basın özgürlüğünün (af buyrun) ayvayı yediği bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Bu gibi ülkelerde demokrasi şalıyla örtülmüş oligarşik bir demokrasiden (!) sözedilebilir ancak. Bu, kavramın (demokrasinin) sınıfsal karakterinin elitleşmesi olayıdır; kavramının kendisine yabancılaşmasıdır.
Güzelim ülkemiz, burjuva anlamıyla bile demokrasi kavramının tam olarak yaşam bulduğu bir ülke değil: Avrupa ve dünya demokrasi liginin alt sıralarındayız. Rakamla ifade etmek gerekirse Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde 180 ülke içinde 165. sıradayız, Afrika’nın dikta rejimlerine sahip ülkeleriyle yarışıyoruz !
Dahası var:
2023’te 85 internet sitesi kapatıldı.
112 habere yayın yasağı getirildi.
7 bin 106 haber ile bin 761 sosyal medya içeriğine erişim engellendi.
280 gazeteci yargılandı.
Tutuklu gazeteci sayısı 57.
RTÜK 68 yayına 84 ayrı ceza verdi. (Kaynak: CHP Aydın milletvekili Süleyman Bülbül’ün açıklaması).
Bu veriler, basın özgürlüğü ligindeki perişanlığımızın 12 aylık dökümü.
Daha da kötü bir şey var:
Dünya Basın Özgürlüğü ligindeki yerimize alıştık !..
Basın büyük ölçüde iktidarın borazanı durumunda bugün. Muhalif basın bir avuç.
Bu rakamlar aynı zamanda içimiz ezilerek sahiplenmek zorunda kaldığımız demokrasimizin kalite göstergesidir de !
Eni konu köklü bir milli demokratik devrim yapmış bir ülkeye bu tablo yakışmıyor.
Bu tabloyu Başkanlık Sistemi’nin üzerine yıkıp çıkamayız işin içinden ! Onun da etkisi var elbette, ama asıl sorun bu değil. Güzelim ülkemizin, insanlarımız dahil, tüm kaynaklarını talan eden, her alandaki adaletsizliğin, eşitsizliğin yaratıcısı olan toplumsal sistem ! Yoksa Başkanlık Sistemi, hatta temsili monarşiler, demokrasi liginin üst sıralarındaki ülkelerde de var.
**
Basınla ilgili bir başka konuya geçeceğim:
Türkiye’ye/Osmanlı’ya basın, Batı’dan 200 yıl sonra geldi. İlginçtir, ilk Türkçe/Osmanlıca gazetemiz de, sarayın emriyle yayınlanan ve bu günkü Resmi Gazete’nin atası Takvim-i Vekayi (1831) idi.
Ama, dijital basına nerdeyse Batı ile birlikte geçtik. Batı’da da olduğu gibi hâlâ konvansiyonel/geleneksel gazetelerimiz var gerçi; ama, dijital basın hızla gelişiyor, çok büyük kitlelere ulaşıyor.
Ülke çapında dağıtım yapan geleneksel basının tirajı düşmeye başladı. En çok satan gazetelerin tirajları 200 binin biraz üzerinde. Onlar da sıkıntı içinde. Çünkü tiraj yarışını önde götürenler muhalif !
Buna karşılık iktidar, özel ve resmi ilanlar ile yandaşlarını koruyor, besliyor:
Günde 1500 tane zor sattığı halde özel ve resmi ilanlarla gül gibi geçinen yandaş gazeteler var hâlâ !.
Ama şu kesin ki geleneksel basının sonu geliyor.
Peki niçin ?
Çünkü dijital iletişim imkanları çok arttı. Artık cep telefonlarından bile dünyada ne olup bittiğini öğrenebiliyorsunuz. Habercilik çok hızlandı. Ancak, çok satan bir geleneksel gazete bile, diyelim ki akşam geç saatte oynana bir futbol maçının sonucunu ertesi günkü sayısında bile veremiyor ! Çünkü basılan gazeteler, tek merkezde basılmasa da, sonuçta uçak ve kamyonlarla taşınarak halka ulaştırılıyor. Zamanın kısıtlı olması yüzünden geleneksel basın, günün değil, bir gün öncenin haberini servis edilebiliyor, bazen onu da yapamıyor.
Basılı gazeteler bu nedenle kitle iletişimi içinde nostaljik bir konuma kaydı. Varoluşlarına “haklılık” kazandıran tek gerekçeleri, sanki bilgisayarların hafızası yokmuş gibi, belgesellikleri !..
**
Biz Yeni Ufuk olarak dijital medyanın önemini beş yıl önce gündeme taşımıştık. Öncü olmak için de geleneksel versiyonumuzu kapatmıştık.
Şöyle diyorduk:
Geleneksel basın zaman içinde kaçınılmaz olarak dijitalleşecek.
Öyle de oldu, ama bir kısmı aynı zamanda basılı/kağıt versiyonlarını da sürdürdüler. Çünkü henüz dijital basına resmi ilan verilmiyordu.
Dezenformasyon Yasası ile o sorun da aşıldı. Artık dijital basın da resmi ilanlardan yararlanabiliyor.
Ama nasıl ?
Yarın…
**
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü; her türlü baskıya rağmen kalem namuslarını koruyanlara atfen kutluyorum.
ETİKETLER : Yazdır