“ÜÇLEME’DEN “HİÇ”LEMEYE !..
28 Temmuz 2022 18:38:40
Yakın sayılabilecek bi zaman öncesine kadar “üçleme”ydiler: En tepedeki trio !
Aralarından su sızmıyordu. Biri başbakandı, öteki dışişleri bakanı, üçüncüsü ekonomiden sorumlu devlet bakanı.
Sistem değişti, üçlemeden birisi başbakan oldu, öteki yerinde saydı, eski başbakan cumhurbaşkanı oldu.
Derken ne olduysa oldu, birbirine küstüler, ortaklık bitti; “önder”, mevkiini korurken ötekiler eyvallah dedi; gittiler iki ayrı parti kurup “muhalefet” oldular.
Aslında muhalefetleri, düşünsel bakımdan yapaydı. Ayrılanlar karşı tarafa savrulmuş değildi, aynı yolun yolcusuydular hâlâ
Sorun, yetki bölüşümünden çıkan bir sorundu. Sonunda olan oldu. “Üçleme”, “hiçleme”ye dönüştü.Tepedeki, eski fikirdaşlarını “hiç” olmakla suçlarken yanıt gecikmedi:
“Biz olmasak Tayyip Erdoğan bir hiç ti…
Olur böyle şeyler…
Güzelim ülkemizin yakın siyaset tarihinde az mı gördük benzerlerini…
Beni en çok Erdoğan’ın, Babacan ve Davutoğlu için sarfettiği, “liyakatsizdiler” lafı şaşırttı. Eğer bu doğru ise, liyakatsiz birisine başbakanlık, ötekine de ekonomiden sorumlu devlet bakanlığı niçin teslim edilmişti ?
Biraz fikir cimnastiği yapacağım:
Hiç, yok hükmünde anlamına gelen bir sözcük. Tüm sözcük ve kavramlar gibi göreceli…
“Hiç” vurgusu, Tek Adam rejimlerinde “ötekiler”in varlığının aslında sanal olduğuna mı işaret ediyor ? Yani, “liyakatli olmuş olmamış farketmez, herşey benden sorulur” mu denilmek isteniyor ? Yoksa, “ihanet”in yolaçtığı bir öfke patlaması mı bu ? Yanıtı da tabii…
İlk yaklaşım gerçi biraz “vulger/kaba, ama yaşamın gerçekleri bunu doğruluyor. Zaten yasal bakımdan da böyle bu. Tek Adam rejimlerinde her şeye o karar verir. Ötekiler, sıfatı ne olursa olsun, danışman pozisyonundadır.
Ama ben bunun alenen bir “hiçleme”ye dönüşmesinin öfke patlamasına dayalı bir tepki olduğunu da düşünüyorum.
Hiç kuşku yok ki Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Babacan ile Davutoğlu da birer “hiç” değil.
20 yıldır Türkiye’yi ben mi yönetiyorum ?!
Tamam, Türkiye’nin iyi yönetildiğini söylemek gitgide güçleşiyor.
Memleketin hali ortada ! Ama, Erdoğan’ın olsun, Davutoğlu ve Babacan’ın olsun Türkiye’ye geçmişte değerli hizmetleri de olmadı mı hiç ?
Yok aksi ise, Davutoğlu ile Babacan’ın, iktidar alternatifi sayılan 6’lı masada işi ne ?..
Şöyle noktalayacağım:
Uzun yıllar Türkiye’yi yöneten kişilerin birbirini “hiç” olmakla suçlaması hem siyasetimizin, zaten diplerde gezinen kalitesini biraz daha düşürüyor; hem de, ülkenin zaten diplerde gezinen itibarını biraz daha aşağı çekiyor…
Nelerin söylenmesinden çok, nelerin söylenmemesini bilmek daha önemlidir. Bizim siyasetçilerimizinde eksik olan bu !..
DİYANET VE FİYATLAR
Diyanet İşleri Başkanlığının fetvacısı Din İşleri Yüksek Kurulu, “Ticarette kâr haddi var mıdır?” sorusuna verdiği yanıtta, Hz.Muhammed’in bir sözüne atfen, fiyatların Allah tarafından belirlendiğini söyledi.
Yani, enflasyonun yükselmesini Allaha havale etti.
Doğrudur. Türkiye ekonomisinin şu anki durumu hakikaten Allahlık !..
Nebati yesin içsin Din İşleri Yüksek Kurulu’na dua etsin:
Onu da kurtardılar !..
ETİKETLER : Yazdır