MARKETİ GEZDİM
05 Ekim 2021 16:09:10
Bir önceki yazımda bizim Zehra’nın gözlemlerine dayanarak, Tarım Kredi Kooperatiflerinin marketlerindeki fiyatların diğer marketlerden çok da aşağı olmadığının altını çizmiştim.
Dün kentte turlarken, bir ara, Tarım Kredi marketinin önünden geçtik. Zehra’ya şuraya uğrayıp içini bir gezelim dedim…
Geniş, rahat, bol ışık alan bir marketti burası. Benim amacım, fiyat kontrolü filan değil, çünkü bu konuda zırcahilimdir; lâf aramızda, soğanın, patatesin fiyatını bile bilemem, bu işlerle Zehra ilgilenir…Evet amacım, gözden kaçan ayrıntılar olup olmadığını gözlemlemekti…
Buldum:
Marketteki yağ, et bakliyat vb. temel gıdalar, Kooperatifin kendi markasıyla satılıyor. Örneğin beş litrelik Ayçiçek yağının fiyatı 69 liraydı.
Peki bu fiyat, öteki marketlerdeki beş litrelik Ayçiçek yağının fiyatından gerçekte (etiketle değil) düşük müydü ?
Bunu ve öteki temel gıdaların fiyatlarını kıyaslamanın imkanı yoktu. Çünkü kıyaslama yapmak için şu yöntem uygulanır:
Aynı markete, aynı pazara giderseniz, aynı ürünlerin zaman aralığındaki fiyatlarının alçalıp yükseldiğini saptayabilirsiniz.
Yahut, zincir marketler ile kooperatif marketleri arasında fiyat farkı olup olmadığını saptamak için, aynı marka ve ağırlıktaki iki ürünün fiyatlarına bakmak gerekir.
Burada böyle bir imkan yok. Temel ürünleri kendi markasıyla satıyor, bu yüzden öteki markalar ile arasındaki fiyat farkının olup olmadığını saptayamıyorsunuz.
Bir örnek vereceğim:
Diyelim ki falanca marka 1 litrelik sızma zeytinyağı marketlerde şu kadar fiyata satılıyor. Aynı ürün kooperatif marketinde daha düşük bir fiyatlara satılsa ve bu öteki ürünlerde de aynı olsa, burada bir ucuzluktan sözedilebilir.
Ama, marka farkları kıyaslamayı ortadan kaldırıyor. Çünkü işin içine kalite kavramı giriyor:
Fiyat, bir metaın (ürünün) değerinin parasal ifâdesidir. Malların kalitesi değiştikçe değeri ve aynı zamanda fiyatı da değişir.
O da yağ bu da yağ gibi kalite farkını görmezden gelen bir bakış açısı, kalitesi düşük olduğu için fiyatı da düşük olan ürünün ötekilere göre ucuz olduğunu iddia edilebilir.
Marka farkları ve muhtemel kalite farkları nedeniyle zincir marketler ile kooperatif marketi arasındaki fiyat farkını saptamak imkânsız hale geliyor.
Bunu Zehra’ya söyledim. “Deneyerek anlarız” gibi mantıklı bir yaklaşım sergiledi…
Şunu söylemeye çalışıyorum:
Aynı kalite ve ağırlıktaki iki üründen birisinin fiyatını düşük tutmak için kâr marjını düşük tutmak veya kalitesini düşürmek gerekir.
Kâr marjını “makul” bir seviyede tutmak bir süre için mümkündür, ama genel fiyat yükselmeleri bu özveriyi (!) zaman içinde etkisiz hale getirir.
Çünkü kapitalist sistemde kâr amaçtır ve yükselme eğilimi süreklidir. Sistem içinde sisteme çalım atmak, uzun değil, orta vadede bile imkansızdır. Tekellerin, “haksız rekabeti” bir şekilde sonlandıracak gücü sınırsızdır.
**
Bir önceki yazımda, İBB’nin ucuz ekmek satışını örnek verdim:
Ucuz kavramını eğer aynı kalitede ve ağırlıktaki ürünün ötekilerden daha aşağı fiyatla satılması şeklinde algılarsak, burada ya kâr marjı düşüklüğü sözkonusu veya maliyete ve/veya maliyet altına satış…Eğer İBB ekmeği zararına satıyorsa aradaki fark nereden karşılanıyor peki ? İBB’nin kasasından ! Peki oraya akan para nereden geliyor ? Halktan ! Yani halkın muhtaç olmayan kesimlerinden alınan para, muhtaçlara aktarılıyor. Soyutlarsak sosyal bir fonksiyon ürstleniliyor.
Bu, sosyal demokrat paylaşımcılık ilkesine dayalı güzel bir iş.
Gelgelelim, tüm fiyat mekanizmasını bu yöntemle düzenlemek imkansızdır. Sosyaldemokrasinin temel zaafı burada işte. Kapitalizmi revize etmek, onun temel karakterini ortadan kaldırmaz ! Sistemi değiştirmek gerekir; en azından devlet ağırlıklı bir ekonomi-politika izlemek…
**
Cumhurbaşkanı kooperatif marketinden atıştırmalık ürünler satın almış, bunların fiyatı uygun bulmuş. Bunlara toplam 1000 lira ödemiş. Eğer et, bakliyat, vb. temel gıdalar alsaydı, fiyat ikiye katlanırdı…
Peki neye göre “uygun” bulmuş fiyatları Erdoğan ? Bu bir ötekilerle kıyaslama ifadesi mi yoksa ortalama gelir düzeyinin alım gücüne uygunluk mu ?
Öyle olmadığı biliyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanı gerçeği görmek için daha sık marketleri ve pazaryerlerini dolaşmalıdır. O zaman görecektir ki atıştırmalıklara ödediği 1000 lira, asgari ücretli bir ailenin aylık Pazar ve market parasıdır !
Pahalılığı önlemek istiyorsan, enflasyonu düşür ! Bunu yapamıyorsan öteki önlemler fındık-fıstıktır !..
ETİKETLER : Yazdır