HDP “MEŞRU” BİR PARTİ Mİ ?
22 Eylül 2021 13:52:14
Kürt sorunun gündeme taşınmasını bekliyordum.
Şunun için:
Seçime gidiyoruz, kafaya oynayan iki İttifak var, ama başta 6 milyon oyu olan (yüzde 10 civarı) HDP ile yüzde 1-5 arasında oyu olan “küçük” partilerin tavırları henüz net değil.
HDP ile yüzde 5 civarında oyu olan Deva partisi, seçimde önemli rol oynayacaklar. Özellikle de HDP…
6 milyon oyu kim istemez !
Şöyle diyordum kendi kendime:
Bugün yarın Kürt sorunu ayağı ile HDP gündeme taşınır…
Öyle de oldu. Topa ilkten Kılıçdaroğlu girdi; “Kürt sorunu meşru HDP ile çözümlenebilir” şeklinde bir söz etti.
Çarşı karıştı…Her kafadan bir ses çıkarken, Kürt Sorunu ve onun üzerinden HDP küt diye gündeme oturdu.
Bu, CHP ‘nin bir taktik manevrasıydı, tuttu.
Kılıçdaroğlu daha sonra ilk sözlerini tevil yoluna gidip esas muhatabın TBMM olduğunu filan söyledi gerçi, ama Kürt sorununda 'meşru HDP’nin şu veya bu şekilde muhatap olduğu fikri gündeme eni-konu yerleşti.
Millet İttifakı bu şekilde HDP’ye biraz daha yaklaşırken, Cumhur İttifakı, Bahçeli’nin, “Kürt sorunu yoktur” açıklaması ile oyundışı kaldı. AKP’den, Bay Kemal karşıtı retorik dışında tık yok…
Tekrar ediyorum, Kürt sorununun ve HDP’nin gündeme taşınmasının altında seçim hesapları var.
**
Bu konuda bir tartışma zemini açılması, seçim hesaplarının dışında kalan bir sorunu da alt gündeme taşıdı ama:
“Meşru HDP” kavramı ile, HDP milletvekili Sezai Temelli’nin düşünsel bakımdan Kürt sorununda muhatabın “İmralı” (Apo) olduğu şeklindeki sözleri, HDP’nin homojen bir parti olmadığını da ortaya çıkarttı. Özellikle, Demirtaş’ın Apo’yu hiç dikkate almayan açıklaması ile…
Bu konuya girmeden önce şu “meşru” lafı üzerinde duralım azıcık:
“Meşru” arapça kökenli bir sözcük, “yasalar ve komu vicdanının uygun gördüğü” anlamına geliyor.
Yasalar karşısında HDP, meşru bir parti. CHP de böyle yaklaşıyor konuyu zaten.
Peki kamu vicdanında ?
HDP’deki görüş ayrılığı bu temele basıyor. Sezai Temelli gibilerin temsil ettiği görüş, PKK/Apo’yu HDP ile özdeştirirken Demirtaş’ın başını çektiği grup da Apo’yu seslendirmekten bile kaçınan bir politika izliyor…
Demirtaş şunun farkında:
HDP’nin kamu vicdanında da meşrulaşması için, PKK/Apo ipoteğinden kurtulması gerekiyor.
Hoş zaten Apo, HDP için de, PKK için de çoktandır bir konu mankeninden başka bir şey değil.
AKP için ise, yeri geldikçe kullanılacak bir siyasi avadanlık !
Bunun son örneğini yerel seçimler sırasındaki mektup olayı ile Osman Öcalan olaylarında yaşadık.
Sezai Temelli’nin Kürt sorununun çözümünde İmralı’yı işaret etmesi, gerçekte AKP’yi işaret etmesinden farklı bir şey değil. Çünkü Apo, çoktandır AKP’nin emirkulu !
Kürt sorununun çözümünde, kamu vicdanında da aklanmış bir HDP’nin yeri olabilir, ama sadece onun değil ! Çözümün anahtarı ise, TBMM’ndedir.
Soru şu:
HDP, ABD’nin paralı askerine dönen PKK ile onun konu mankeni “önder”inden yakasını kurtarıp, sadece Kürtlerin değil, demokratik Türkiye’nin bir partisi haline gelebilir mi ?
Demirtaş’ın açıklamaları böyle bir gidişin ipuçları ile dolu.
Umuyorum, HDP içindeki PKK/Apo’cu fanatikler giderek devredışı kalır, HDP kamu vicdanında da aklanma yoluna giren bir demokratik partiye dönüşür.
HDP, bu sürecin Türkiye’nin demokratikleşme süreci ile olan içbağlantısını iyi kavrıyor mu, bilemiyorum. Bunu, 27 Eylül’de yapacakları toplu açıklamada göreceğiz veya göremeyeceğiz.
Umarız görürüz.
PKK’dan yakasını kurtaramamış bir HDP, ABD’nin içerdeki uzantısı olmaktan da yakasını kurtaramaz.
Yani, ABD’nin Türkiye’yi bölme projesinin ajanı olmaktan !..
ETİKETLER : Yazdır
Yıllardır pkk ile mücadele eden ülkemiz binlerce şehitler verdi kürt sorununu hdp ve onun gibi chp li yandaşlarımı çözecek bunların hepsini meclisten atmayan siyasetçiler şehitlerin tek sorumlusudur.Tarihede öyle geçecekler.
- s.
- 1