SUÇLU AŞI OLMAYANLAR MI ?
25 Temmuz 2021 17:54:39
Nerdeyse bir yılı aşkın süredir dönüp dolaşıp aynı şeyi yazıyorum.
Çünkü dönüp dolaşıp yazdığım konu sık sık gündeme geliyor. Gazete yazarı gündemi izler. Konuyu bir yılı aşkın zamandır köşeme on kez taşımamın nedeni bu.
Koronavirüsten sözediyorum.
Son normalleşme sürecinin Korona vakalarını arttıracağı biliniyordu.
Çünkü normalleşmenin öteki adı sosyalleşmedir.
1 Haziran’dan bu yana açık kapalı ortak alanlar dolup taşmaya başladı. Normalleşme psikozu, ahalinin Korona önlemlerini kendiliğinden esnetmesine yolaçtı. Maskeler atıldı, mesafe unutuldu, hijyen normalleşti !..
Diğer yandan kontrolsüz turist akını sürerken “düzensiz göçmenler”in sayısı da kabardı, bunlara en son Taliban’dan kaçan Afganlı gençler eklendi…
Burada bir parantez açacağım:
(Vatan ve vatanseverlik diye bir şey vardır. Esat’tan kaçan Suriyeli, Taliban’dan kaçan Afganlı genç, kapağı Türkiye’ye atıyor. Peki niye ülkelerinde kalıp Esad’a ve Taliban’a karşı savaşmıyorlar? Onların yerine kim savaşıyor? Bizim Mehmetçik! Taliban’dan ve Esad’dan kaçan Afganlı ve Suriyeli gençleri “mağdur” saymak yanlıştır; bunların öncelikle vatanseverliklerini sorgulamak; hasta-sakat olmayanlarını ülkelerine iade etmek gerekir. İnsani yardımlaşma, asker kaçaklarını da kapsıyor mu acaba ?..)
Devam ediyorum.
Kapıların açılması, Korona önlemlerinin esnetilmesi, salgın sürerken, üstelik yeni variant’ları da ortaya çıkmışken büyük bir risk almak anlamına geliyordu.
Riskin sonucunu bir ayda aldık. Vaka sayısı 12 bine, ölenlerin sayısı 60’a dayandı…
Kimi bilimadamları şu an Türkiye’de 100 bin civarında aktif vaka olduğu görüşünde bu arada…
Türkiye’yi yönetenler niçin böyle bir riske girdi peki ?
Piyasayı canlandırmak, döviz girdisi sağlamak için !
Piyasa gerçeği bunu zorunlu kıldı.
Kapitalizm diyoruz ya, budur işte o !
Sistem şu formüle göre kurgulanmıştır:
Ama amaç kâr, üretim kâra araç !
Kâr, insan yaşamı dahil her şeyin üzerindedir.
Korona salgını bunu bir kez daha doğruladı. Sermayenin vahşi bencilliği emekçilerin yaşamlarının üzerine hoyratca abandı…
Siyasetçiler buna aracılık etti…
**
Sağlık bakanı bu gerçeği gizlemek için vaka artışlarını aşı olmamakta direnenlere paslamak istiyor.
23 milyon kişi aşı olmamış. Tek doz aşı olanların sayısı 39,377 milyon nüfusun yüzde 63.44’ü, Kimin suçu peki.
Ta baştan beri güzelim ülkemizde aşı karambolü yaratanların değil mi ?
Çin aşısı, Alman aşısı, Rus aşısı derken, dezenformasyonun da etkisiyle ahalinin kafası karıştı. Nüfusun dört’te biri aşıdan kaçarken, geriye kalan dörtte üçü normalleşme koşulları içinde şu an. Önlem mönlem hikaye !..
Bu durumu ben mi yarattım ?
“Sürü bağışıklığı” elde etmek için halkın yüzde 80’ninin en az iki doz aşı olması gerekiyormuş…
Bizde iki doz aşı olanların sayısı 23 milyon civarında, yani yüzde 36’lar da.
Aşı olmayanlardan yakınmak yerine aşı olmak isteyenlerin tümünün ivedi olarak aşılanmasını sağlamak daha gerçekçi bir tutum olmaz mı ?..
Dahası, insan sağlığını ve yaşamını biraz daha öne alacak önlemlere yönelmek yeniden…
Şaka değil ! 4. Dalganın pik yapma süreci içinde olduğumuzu söylüyor uzmanlar !
Sağlık Bakanı aşı olmayanlardan yakınıyor ama, aşı olmak isteyenlerin tümünü aşılayacak hızı da bir türlü tutturamıyor!..
ETİKETLER : Yazdır