YENİ OKUR KİTLESİ…
10 Mayis 2021 19:12:03
Şunu kabul etmeliyiz:
Az okuyan, okuduğunu/dinlediğini tam kavrayamayan, farkı olayların iç-bağlantılarını yakalayamayan bir toplum haline geldik, yahut getirdiler bizi.
Şaka, metafor, ironi özürlüyüz.
Kimse beynini zorlamıyor…
Yazı içinde diyelim ki iktidara ironik göndermelerde bulunuyorsunuz, gerçek zannediyorlar; övgüler, alıyorsunuz; yalaka diye küfür eden de oluyor.
Kimse uzun yazı da okumuyor. Başlığa, ilk paragrafa bakıp geçen çok.
Benzetmelerden nem kapıp soluğu adliyede alanlar bile var.
Paranoya dizboyu…
Özellikle arkadaşlar şaka kaldırmıyor:
Gazetelerde siyasi karikatür yayınlamak büyük risk haline geldi. Mizahın her türü, potansiyel hakaret davası ! Yazı yazarken bazen kendimi kaptırıp güncel konulara ilişkin ironik göndermeler yapıyorum, metaforik yaklaşım biçimleri deniyorum, sonra yırtıp atıyorum. Kağıdı.
Yalakalık sanılıyor çünkü.
Övüyorsunuz, ironi !..
Okura uyum sağlamak için yazım kurallarını değiştirenler kıyamet gibi:
Cümleler, paragraflaştı, paragraflar iki cümleyi geçmiyor, imlâyı ipleyen yok.
Yeni okur kitlesi, yeni bir yazar kitlesi yarattı.
O tadına doyum olmayan siyasi romantizm çoktan dışlandı. Yazılar, ortaya karışık hali geldi; birkaç konu iç-içe sunulmaya başlandı. Bunu zaman zaman ben de yapıyorum.
Tek bir konuyu hallaç pamuğu gibi atan makalemsi köşeyazılarını arıyorum kendi adıma.
Entellektüalizm çoktan kapının önüne konuldu…
Geçmiş yılları düşünüyorum…
Yazı kültürünün böylesine yozlaştığı bir dönem olmamıştı hiç.
Canalıcı soruya geliyorum:
Peki niçin ?
Bunun bir çok nedeni var:
Bilgisayarlar dünyayı herkesin ayağına getirdi.
Yazarlığın didaktik öğesi büyük ölçüde anlamsızlaştı.
Yazarlardan kimse öğretmenlik istemiyor artık, ayrıntı da…İstenen, toplumsal/siyasal çelişkilerin komprime haline getirilerek kendilerine sunulması…
Bol bol da laf çakılması…
Yalakalığın on paralık değeri kalmadı öte yandan. Bu yüzden yandaş basını kimse okumuyor. Hiçbir ağırlıkları kalmadı. Boşuna besliyorlar bunları…
Ekonomik koşulların gitgide kötüleşmesi, insanları ekmek parasına kilitledi.
Antidemokratik baskılar da yazarları kendilerinden uzaklaştırdı; otosansürle çerçevelenmiş yazı makinalarına çevirdi…
Bazen içimden yazı yazmayı bırakmak geliyor…
Duramıyorum.
Kendi kendime; cephede bir nefer, bir neferdir diyorum, avunuyorum.
Okuduğundan tad alan, analatik zekaya sahip okur kitlesi hâlâ var gerçi; ama bir avuç. Onlar çoğalmadan, yazarların kalemleri eni-konu özgürleşmeden güzelim ülkemizin iki yakasının biraya gelmesi mümkün olmayacaktır.
Tarihi yazan halktır, denilir.
Doğrudur, ama hangi halk ?
Cengiz’le kavga ederken onun arkasındakilere oy atan halk değil, onları birlikte görebilen halk !
Anketlerde AKP’nin hala birinci parti çıkması size bir şey söylemiyor mu !..
ETİKETLER : Yazdır