Gözümüz aydın Sınır Tanımaz Gazeteciler Örgütü’nün yaptığı sıralamaya göre, basın özgürlüğünde bir basamak yükselmişiz.

Manşetlik haberdir !

Öyle de oldu zaten…

Kaç ülke içinde kaçıncı sıraya yükselmişiz peki ?

180 ülke içinde 153. sıraya !

Arkadaşlar bu büyük başarıyı dev afişlerle binalarından sarkıtarak ahaliye göstermelidir !

Çünkü yılın olayıdır ! Demokrasimizin oğul verdiğinin muhteşem bir örneğidir !

Somutlaştırayım:

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 180 ülke içinde 90. sıradaydık. 2016 yılında 151. sıraya, 2017’de 155. sıraya, 2018 ve 2019’da da 157. sıraya geriledik.

Son iki yılda üç basamak yükselmemiz, en azından 128 milyar doların nereye gittiği konusu kadar önemli bir konudur ve muhteşem bir başarıdır !

Siz, münafıkların akıllara seza yükselmemizi, Belarus’un beş sıra gerileyip arkamıza düşmesinden doğan boşluğun çekim gücüne bağlayanlara kulak asmayın ! Ya komünist ya da FETÖ’cü filandır onlar.

170. sıradaki şeriatçı/Vehhabi Suudi Arabistan’a yıllardır nal toplatıyor olmamız bile, sadece bu bile, münafıklara en iyi yanıttır bence !..

Bu büyük başarıyı neye borçluyuz peki ?

Yandaş basının hem nicelik ve hem de yalakalık kapasitesinin gitgide büyümesine !

Bu kadar ironi elverir..

**

Basın özgürlüğü sıralaması neye göre yapılıyor ?

Şuna bakıyorlar:

Kişiler, düşüncelerini değişik iletişim araçlarında özgürce yayabiliyorlar mı, aksi mi ?

Hem basın özgürlüğüne ilişkin yasalara bakıyorlar, hem de uygulamalara bunun için.

Gazetecinin bilgi edinme/haber alma hakkı yasalarla kısıtlanıyorsa, haberler ve yazılar özgürce yayınlanamıyorsa, alt sıralara itiyorlar. Kısıtlamaların derecesi, sıralamadaki yerleri belirliyor.

Burada pratik uygulamalar daha önemli. Çünkü kimi ülkelerdeki yasal düzenlemeler basının özgürce yayın yapmasına imkan verdiği halde, iktidar tarafından çeşitli biçimlerde engellenebiliyor. En yaygın örnek korkutarak otosansüre zorlama…

Bunun nedeni, özellikle muhalif basının sesini kesmek. Çünkü basının görevi/işlevi sadece iletişim değildir; basının ayrıca denetleme ve maniplasyon görevi de vardır.

Bunu doğru habercilik ve toplumsal gerçekçi düşünce üretimi ile yapar.

İktidarlar her ülkede kendisine yalakalık yapacak bir basın özlemi içindedir. Yalaka basını kandileri yaratıcıdır. Öte yandan muhalif basını denetim altına alarak doğru haberlerin ve fikirlerin kitlelerle buluşmasına engel olurlar.

Engellemenin çapı ve yöntemleri, iktidarların basın özgürlüğüne yaklaşımlarını karakterize eder.

**

Adamlar bizi 180 ülke içinde 153. sıraya yerleştirmişler.

Sizde basın özgürlüğü filan yok demek oluyor bu.

Acaba diyorum, FETÖ’cü filan olmasın bunlar, yahut komünist !..