PİLİ BİTMİŞ SAAT GİBİ
31 Mart 2021 15:38:42
Bazen kendime sorarım:
Bilim ile siyaset örtüşen uğraşlar mıdır ?
Zaman zaman örtüştükleri olabilir belki, ama genel pratik aksini söylüyor.
Bir defa bilim ve biliminsanları gerçekçidir.
Politika ve politikacılar yalancı !
Ama, genelde örtüşmeseler de, birbirinin varoluş nedenidirler:
Gerçek yalanı, yalan da gerçeği vareder.
Birlikte durumu idare ederler…
Bilim ile politakanın örtüşme oranı, toplumların kültürel-siyasi düzeyinin ölçütüdür. Genelde gelişmişlik düzeylerinin…
Bizim politicıların attığı palavraları örneğin Fransız halkına (bizimle aynı ölçüde) yediremezsiniz.
Bizdeki politikacıların avantajı bu.
Zırcahil kitleler politikacılarımızın beslenme sofrasıdır. Yedikçe cehaleti şişerler…
Sofra sözcüğü ansızın bir güncel konuyu çağrıştırdı bende.
Hükümet, daha doğrusu dünya durdukça durası Cumhurbaşkanımız, Belediyelerin, vakıfların hayırseverlerin filan ramazan boyunca çadırlarda, alanlarda, sokak aralarında toplu iftar sofraları kurmalarını yasakladı.
Gerekçe, Korona’nın yeniden başını alıp gitmesi !
Biliyorum, dinci çevreler fena halde bozulmuşlardır buna.
Ama öte yandan özellikle kasası boş gariban belediyeler çaktırmadan bayram ediyorlardır…
Çünkü belediyelerin sosyal performansının en çok test edildiği konulardan birisi de iftar ve sahur sofralarıdır. Ramazanda en fazla mümine, en mükemmel sofralar kuran belediyeler, iktidar katında en çok albeğenisi alan belediyeler olur. Yeri gelince çaktırmadan kollanırlar bunlar….
Aslında açık-kapalı iftar sofraları, sosyallik kavramının adalet terazisine pek uyduğu söylenemez. Çünkü bu sofralara gerçekten muhtaç olanlardan çok, oruç tuttukları bile kuşkulu beleşçiler çöker.
Nİtekim, otuz gün hiç sektirmeden o sofralarda yer alanların çoğunun kılık kıyafeti, sakalı bıyığı düzgün, yol-yordam bilen kişiler olur. Sofralarda evsizlere, berduşlara filan pek rastlanmaz.
Genelde iftara yarım saat kala dolmaya başlar masalar.
İftar topu beklenirken gülmek, konuşmak yakışık almaz. En makbul tavır, mum gibi oturup önüne bakmaktır…
Geçmiş yıllarda zaman zaman aklımdan geçerdi. Serde gazetecilik var ya…Masalardan birine çöküp daha yakından görmek isterdim (özellikle) beleşçileri..
İftar ritüelinin inceliklerini bilmediğim için bir türlü oturamamıştım o sofralardan birisine…
Belediyeler şimdi ne yapacak ? Ellerindeki muhtaç listesine göre bu kez evlere sıcak yemek dağıtacak. Bu şekilde beleşçiler safdışı olacak, sıcak yemek hak edenlerin kursağına girecek…
Korona böylesine azıtmasa, böyle bir karar alınmazdı. Çünkü ramazan ayı, siyasetçiler için din sömürüsünün, anasının gözü tarikatlar ve cemaatler için bir fırsatlar ayıdır da.
Karar hem bu açıdan, hem de salgının azıcık da olsa frenlenmesine katkı sağlayacak olması bakımıdan doğru.
AKP iktidarı, günde iki kez doğruyu gösteren pili bitmiş saate döndü. Bazen akıla yakın kararlar da alabiliyorlar ! Bilimde siyasetin örtüştüğü kararlar yahut…
Diyeceksiniz ki bu karar pratiğe yansır mı ?
O konuda kuşkuluyum. Belediyeleri bilemem ama dinci vakıfların filan ne yapacağı belli olmaz ! Yasağı delseler, kimse de sesini çıkartamaz çünkü.
Sonuçta, dükkan boşken günün yorgunluğunu atmak için birer bardak çay içen sağlık emekçisi değil onlar; iktidarın eli ayağı, gözü-kulağı !
ETİKETLER : Yazdır