AKP’NİN ÖNCELİKLİ SORUNU BAHÇELİ !
13 Ocak 2021 22:16:50
Erdoğan’ın, Milli Görüş Hareketinin duayenlerinden Oğuzhan Asiltürk’e yaptığı ziyaret kafaları karıştırdı. Çokları bunu bir erken seçim işareti sayma eğiliminde.
Bu doğru. Erdoğan hem yeni ittifaklar peşinde, hem de Millet İttifakının kalesinde gedikler açma peşinde şu sıralar.
Bunlar, genellikle, seçim saht-ı maillerinden gözlenen gelişmelerdir.
Erdoğan, eğer anketlerde rahat olsaydı, bu yola sapmazdı. Rahat değil: Hemen tüm anketler AKP’yi yüzde 34-36 bandında, MHP’yi de yüzde 7 bandında gösteriyor. Toplam oyları yüzde 43 civarında. Desteğe ihtiyaçları var.
Erdoğan’ın ilkten Milli Görüş’ün amiral gemisi olan SP’nin kapısını çalması bu yüzden. Ne de olsa, AKP de aynı ekolden geliyor. Gerçi ekolün ilkeli/sadık bir ardılı olmadığı zamanla ortaya çıktı ama, zorda kalanın eski dostların kapısını tıklatması da bilinen bir dayanışma refleksidir.
SP’nin önemli bir oy tabanı yok. Çok çok yüzde 1’lerde…
Gelgelelim, Erdoğan’ın yüzde 1’e değil, yüzde 0.5’e bile ihtiyacı var. Kararsızlar ile sağdaki partilerden asgari 7-8 puan toplaması gerekiyor. Bu yüzden hassas ve akıllı bir çizgi izlemek zorunda.
Gelgelelim Bahçeli buna izin vermiyor. Akşener’e ikide bir evine dön diye beyhude ve nezaketsiz çağrılar yapmasının dışında Cumhur İttifakı’nı görece olarak güçlendirecek alternatifler üretilmesine ters bakıyor:
Israrla HDP’nin kapatılmasını istemesi bunun tipik örneklerinden birisi. HDP’nin kapatılması demek, 6 milyon civarındaki Kürt oylarının Millet İttifakı’na akması demek…Oysa Erdoğan, en azından muhafakar Kürtleri safına çekme çabası içinde. Ayrıca İyi Parti’yi de gözden çıkartmak istemiyor…
Öte yandan, yüzde 20 civarındaki kararsız oyların bir kısmını safına çekmesi için de uzlaşmacı/demokrat bir algı yaratması gerekiyor. Reformlar bunun için gerekli…Ama HDP’nin kapatılması bu algının gölgelenmesine yolaçacaktır. Kaldı ki işin bir de yeniden kapısına düştüğümüz Batı boyutu var…
Bu köşede iki kez yazdığımı anımsıyorum:
Bahçeli, Erdoğan ile AKP’ye yük olmaya başladı.
Ancak, Bahçeli kendi açısından haklı: AKP’yi kendisine mecbur bırakmak için onu yalnızlaştırmaya çalışmak riskli, ama yine de akıllıca bir taktik. Bahçeli bunu yapıyor.
**
Gelelim muhalefete…
Millet İttifakı’nda çatlama olmaması muhalefetin en büyük kozu. Bunun dışında iktidara karşı olan küçük partiler ile Kürt oyları, şu an teorikman İttifakın arkasında gözüküyor. Buradan bakıldığında muhalefetin toplam oyu yüzde 50’yi geçiyor…
Derin ekonomik kriz, bunun yolaçtığı işsizlik, yoksulluk, kararsız oyların da muhalefete yüzünü dönmesinde çok önemli bir etken !
Mustafa Sarıgül’ün “merkez” ve İnce’nin kurma aşamasındaki merkez-sol partiler de en azından Cumhur İttifak’nın dışında kalacaklar.
Burada İnce’nin Memleket Partisi’ne bir iki paragraf açmak istiyorum:
İnce’nin partisinin yüzde 3-4 arasındaki oynayacak bir oy tabanının olabileceği hesaplanıyor. Bunların çoğu CHP’nin küskün tabanı ile karasızlardan oluşacak. İnce’nin CHP’den taşra kadroları, belediye başkanları ve hatta milletvekilleri transfer etmesi bile sözkonusu.
İnce, bölebildiği kadar bölecek CHP’yi…
İnce’nin parti kurmasındaki amaç, yeniden Cumhurbaşkanlığına aday olmak. İlk turda Erdoğan seçilemez ve İnce de iyi bir oy yüzdesi tutturursa, ikinci turda Millet İttifakı’nın kendisini destekleyeceğini düşünüyor.
İnce gelecek seçimde de hüsrana uğrarsa, partisi çok geçmeden ya bitkisel yaşama girer veya CHP’ye entegre olur. İnce de siyaset sahnesinden çekilir.
**
Ben artık AKP’yi, Cumhur İttifakı’nı filan düşünmüyorum. Onlar gidici.
Gelecek olanları düşünüyorum. Sanıyorlar ki parlamenter sisteme dönülünce her şey güllük gülistanlık olacak…
Olmayacak. Çünkü kurulacak koalisyon bir yamalı bohçayı andıracak, buna halkın ivedi taleplerini gidermeye yönelik popülist politikalar da eklenince işler daha da karışacak.
Bir tesellim var ama:
Hiçbir şey şimdikinden kötü olmayacak !
ETİKETLER : Yazdır