SÖZLEŞME KOMEDİSİ!
23 Agustos 2019 12:29:54
Toplusözleşmeler, emekçilerin satınalma güçlerini yükseltmek için yapılır.
Bizde ise, satınalma gücünü sabit tutmak için yapılıyor!
Ancak, sendikalar onu da kıvıramıyor. Çünkü, alınan zamlar, düzmece enflasyon rakamlarının (değer olarak) altında kalıyor. Bu, yerinde sayma da değil, gerilemedir!
Hükümetin kamu işçileri ve memurlarla yaptığı sözleşme görüşmeleri komediye döndü.
İlkten, futbol takımlarının oyun planlarına benzeyen 4+4 veya 3+5 gibi formüller kapladı gazete sayfalarını. Sendikaların formülleriyle hükümetin formülleri başlarda çakıştı. Hükümet, rakamları düşük tutarken, sendikalar yüksek tuttu. Bu arada sendikalar emek üzerine palavralar sıktı, hükümet ise emekçilerin hak kayıplarının sözkonusu olmayacağını filan açıkladı.
Sonuçta, grev diye tutturan Türk-İş Başkanı hükümetin formülüne 'evet' dedi. Memur sendikası ise olmazlandı, sonunda iş hakeme intikal etti.
Bütün bu gürültü-patırtı niçin?
İşçilerin enflasyon oranında zam almasını sağlamak için!
Sendikaların “refah payı”da denilen, emekçilerin satınalma güçlerini yükseltmeye yönelik bir talebi yok! Yıl sonunda, verilen zam oranı enflasyonun altında kalırsa (ki hep öyle ayarlanıyor)aradaki farkı hükümet ödeyecek.
Madem öyle, artılı çekişmelere ne gerek var kardeşim! Zam ölçüsü, son analizde, düzmece enflasyon rakamı ise, 4+4 olmuş, 3+3 olmuş, ne farkeder?
Türk-İş, Memur-Sen’e göre daha “gerçekçi”davrandı. işçiyi peşinen sattı! Öteki zamana yaydı işi…
Bunların ikisi de sermaye-iktidar yanlısı sendikalardır. Türk-İş’i kırk yıldır biliriz. Memur-Sen ise AKP iktidarı döneminde palazlandı.
Memur-Sen’in AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında üye sayısı 40 bindi. Şimdi 1 milyona yaklaştı. ”Lider sendika” oldu. Sözleşmelerde esip gürlüyor, sonunda enflasyona razı olan bir çizgi izliyor. Türk-İş’in memur versiyonu!
Peki refah payı?
Bunların işi değil!..
Bırakın refah payını, alınan, daha doğrusu hükümetin verdiği zamlar, emekçilerin satınalma güçlerini düşürüyor. Çünkü enflasyon rakamı içinde kirpik boyasından cici beylerin sedefli tırnak törpülerine kadar her şey var. Oysa emekçiler aldıkları parayı daha çok gıdaya, kiraya, üste başa, yakıta vb.harcıyorlar. Bu zorunlu ihtiyaç mallarının yükselen fiyatları, genel enflasyon rakamı içinde eriyor. Gıda enflasyonu yüzde 25-30 iken, genel enflasyon yüzde 14-15 oluyor. Emekçilerin satınalma gücü o oranda geriliyor…
Bazen düşünüyorum:
Sendikalara, toplusözleşmelere filan ne gerek var:
Hükümet bir karar alsın, bundan böyle kamu işçi, memur ve emeklilerin maaşlarına enflasyon oranında zam yapılacaktır desin, olsun bitsin!
Emekçiler, hiç değilse, sarı sendikalara aidat ödemekten kurtulurlar!..
İşçinin satınalma gücünü yükseltmeyen bir toplusözleşme, sarı sözleşmedir; onun altına imza koyan sendikalar da sarı sendikalardır!..
ETİKETLER : Yazdır