“DEPRESİFMUHALİFLİK”
16 Ekim 2017 10:27:56
Muhalefet uçukluğu anlamına geliyor yukarıdaki başlık..Kafayı bir hayli sıyırmış muhaliflik anlamına yahut…
İktidardakileri “düşman” olarak gören, bu yüzden “düşman”dan iyilik hasıl olmayacağına inanan bir ruh hali…
Bu, pratik siyasette, gözükapalı bir redçilik şeklinde karşımıza çıkıyor.
Ülkenin ve halkın çıkarlarına denk de düşse, iktidardan gelecek her öneriye, her uygulamaya karşı çıkmak “depresif muhaliflik”in ana tablosu.
Bunun tersi de var: Muhalefetin her önerisini gözükapalı reddeden iktidar paranoyası !.. Bu da kafayı sıyırmasının kontr biçimi…
Oysa siyasetin temel ilkesi, ülkenin ve halkın çıkarlarını öngörür. Ana kriter budur.
Bir siyaset, ülkenin ve halkın çıkarlarına cuk oturuyorsa, doğrudur. İktidardan veya muhalefetten hasıl olmuş, farketmez.
Örneğin…
Erdoğan’ın/AKP’nin bugün izlediği Irak ve Suriye politikaları doğrudur.
Çünkü, Rusya ve İran’la birlikte bu iki ülkenin emperyalistler tarafından bölünmesine tavır alıyor…
Erdoğan’ın/AKP’nin bugün izlediği Ortadoğu politikası da doğrudur.
Çünkü, ABD’nin; Türkiye, İran, Irak ve Suriye’yi bölüp ucu Akdeniz’e uzanacak bir “Kürt kuşağı (sonra Kürt devleti) yaratma projesine, yahut Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı çıkıyor.
Keza, Erdoğan’ın/AKP’nin bugün izlediği ABD karşıtı politika da doğrudur.
Bu zaten, Türkiye’nin Ortadoğu politikasındaki eksen kaymasının doğal bir sonucudur. Bu noktaya nasıl ve niçin gelindiği bugün için çok önemli değildir. Pratik siyaset bugün önümüze bakmamızı öngörüyor.
Peki, bu gerçekleri dile getirmek AKP’cilik/Erdoğancılık mı oluyor ?
Çokları olaya bu pencereden bakıyor, öyle yaklaşıyor…
Oysa savunulan ülke çıkarlarıdır ! Ülke çıkarları da parti çıkarlarının üzerinde olmuştur hep… Buna, vatanseverlik denilir.
Yarın AKP/Erdoğan, bugün savunduğu/izlediği politikalardan dönerse, bu kez vatanseverlik, ona karşı çıkmak şekline dönüşür. Bahçeli’ninizlediği ırkçı/ilhakçı politika ise dün de yanlıştı, bugün de yanlış !..
o o o
Bu genel bakış açısının, temel kriteri halkın çıkarları olan küçük ölçekli bir örneğini şu sıralar Ereğli’de yaşıyoruz:
Belediye Meclisi, iki AKP’li üyeyi de yanına alan CHP’li üyelerin oylarıyla bir takım halk hizmetlerini engelledi. Bunların birisi de Elmatepe’ye yapılması öngörülen üstgeçit projesiydi.
Yeni Ufuk/TV’nin yeni yayınlamaya başladığı “Meraklı Mikrofon” programı, olayı sıcağı sıcağına Elmatepe halkına taşıdı.
Elmatepeliler, siyasal çıkarlarını halkın cangüvenliğinin önünde görenlere ateş püskürüyorlardı.
Haklıydılar.Muhalefet uçukluğu bir kez daha halkın çıkarlarının önüne geçmişti çünkü !..
Vatanseverliğin, solculuğun, halkçılığın temel kriteri, ülkenin ve halkın çıkarlarını savunmak ve korumaktır. Bunu AKP yapmış, CHP yapmış farketmez !
Ülkenin ve halkın çıkarları !..
Temel kriter, budur !
Yeni Ufuk’un ve benim yaptığım da bu !
Ülkenin ve halkın çıkarlarını gözetmek !..
Ereğli’deki son meclis olayında da bunu yaptık.
“Türkiye, komşularıyla el ele vermelidir” şeklindeki tezi ise yıllardır savunuyoruz zaten…
Kim ne dersedesin, kim bizi kiminle birlikte göstermeye çalışırsa çalışsın/suçlasın…
Bu çizgimizi koruyacağız.
Vatanın ve halkın çıkarları bunu emrediyor çünkü !
Solculuk dediğiniz şey de budur özünde.
Yerel muhalefetin gözleri kafasının arkasında !
Önünü göremiyor bu yüzden…
Son söz:
Partiler/politikacılar gelir geçer, ama hizmetler kalır.
ETİKETLER : Yazdır