EREĞLİ’DE BUGÜN SEÇİM OLSA…
05 Eylül 2017 09:51:13
Kim kazanır ?
Su yüzüne çıkmamış anketlere bakıyoruz. Ereğli merkezinde AKP ile CHP arasında nerdeyse 20 puandan fazla fark var AKPyüzde 50’nin, CHP de yüzde 30’un hemen altında görünüyor.. MHP yüzde 3’lerde ayak sürüyor. Ötekiler hiç yok !..
Rakamlar şaşırtıcıdır. Çünkü son anayasa referandumunda Ereğli merkezinde “Evet”ler, “Hayır”lar karşısında ağır bir yenilgiye uğramıştı. 8 bin fark vardı arada…
Peki bu nasıl oluyor ?
Bu şaşırtıcı savrulmanın sırrı, kararsızların yüksek oranında gizli…
Ereğli merkezinde kararsızların oranı yüzde 20’ye yakın…
Bunun izahı şu olabilir:
Referandumda hayır oyu verenlerin tümü, kararlı muhaliflerden oluşmuyordu. Bunlar, “tek adam” rejimine karşılardı; ama, öte yandan, muhalefete de güven duymuyorlardı…
Özellikle yerel seçimlerde kararsızlar, pragmatik (faydacı) bir kitle olarak karşımıza çıkarlar. Onların oyunu, arkası “dolu vaatler” ile somut hizmetler belirler.
AKP’Yİ İKTİDARA CHP TAŞIDI !
AKP, Ereğli merkezinde bu açıdan şanslı. Çünkü, Ereğli merkezinde de iktidardalar. Belediyenin ürettiği hizmetler ile hizmet vaatleri, kararsızların en azından bir kesimini iktidar lehine koşullayacaktır.
Kabul etmek gerekir ki, Dr. Uysal yönetimi, AKP’nin bir diğer şansı. Çünkü iyi şeyler yapıyorlar…
Belki ironiktir ama, AKP’ye bu şansı tanıyan, geçen dönemki CHP yönetimi oldu ! CHP, Ereğli belediyesini bu kadar kötü yönetmeseydi,seçimi yine farklı kazanırdı.
Ereğli’nin 40 yıllık demokratik/sol birikimi bunun teminatıydı.
Nitekim CHP, bir önceki seçime göre, yaklaşık olarak 11 puan oy kaybetmesine rağmen seçimi son ana kadar atbaşı götürdü.
Yani halk; ilkesiz, bencil, bitmiş-tükenmiş CHP’li yönetimi, aslında onun başını protesto etmek için AKP’ye oy verdi… Gerçi, AKP’nin yeni yüzlerle seçime katılması, Türk Metal’in ve seçmenin nabzını iyi tutan bir avuç gerçekçi basın ile AKP kadrolarının başarılı bir kampanyaya imza koymaları gibi etkenler de yok değildi. Ama, esas neden seçmenin kötünün kötüsü bir yönetimden aslında “tek adam”dan kurtulma isteğiydi…
CHP’NİN EN BÜYÜK HATASI
CHP’nin en büyük hatası, kötünün kötüsü yönetimin başındaki kişiyi yeniden aday göstermesiydi ! CHP bu kararı ile kendi ayağına kurşun sıkmıştı ! Doğal olarak bunda CHP’nin yerel örgütünün çok fazla bir rolü yoktu. Çünkü onlar zaten aynı kişiye biat etmiş durumdaydılar.
Hatta, CHP genel merkezinin de yoktu ! CHP’nin aynı kişiyi yeniden aday göstermesinnde önemli bir MKYK üyesinin büyük rolünün olduğuna ilişkin iddiaların yankısı hala sürüyor. Peki niçin ?
Buna ilişkin söylenti ve iddiaları zamanı gelince bu köşeye taşıyacağım…
KARARSIZLAR NE YAPAR ?
Kamuoyu araştırmalarında kararsızlar, aldıkları oy oranlarına göre, partilere dağıtılır.
Bu matematiksel yöntem uygulandığında, bugün seçim olsa, iktidarın kazanma şansı yüksek çıkar.
Ancak…
Seçim bugün değil, eğer bir engel çıkmazsa (ki olabilir) 2019 Mart’ında !.. Şöyle böyle seçime daha 16 ay var….
16 ay, onu nasıl kullanacağını bilenler için yeterli, ama nasıl kullanacağını bilmeyenler için yetersiz bir zaman dilimidir.
AKP’nin çizgisi belli gibi:
Hizmet atağını sürdürecek ve büyük bir olasılıkla Dr. Uysal’la yoluna devam edecek…
Peki CHP ? MHP ? Akşener’in “merkez” partisi ?
AKŞENER FAKTÖRÜ…
Akşener’in partisinin, Türkiye genelinde olduğu gibi, Ereğli’de dengeleri değiştirme olasılığı büyük. Akşener’in partisi, öncelikle kararsız oylar üzerinde etkili olacak; AKP, CHP ve MHP’nin tabanından da oy alacaktır. Daha çok da MHP ile CHP’nin tabanından !..
Denilebilir ki, geçen yerel seçimin aksine, yerel iktidar mücadelesi, AKP ile CHP arasında geçmeyebilir. Potaya bu kez Akşener’in “merkez” partisi de girebilir. Bu şekilde kararsızların matematiksel dağılma oranı ile son seçim dengeleri değişebilir.
CHP NE YAPMALI ?
CHP, halkın karşısına yeni yüzler, yeni söylemler ve gerçekten halkçı bir programla çıkabilirse, seçim şansını yükseltebilir. Halk kitleleri artık, boş laflara, efsanelere (!), kestanelere oy vermiyor ! Bunların modası geçti. Yeni şeyler söylemek gerekiyor…
Hem de şimdiden !
Yok, önümüzdeki 16 ay da adaylık çekişmeleri ile geçerse, CHP’nin seçim şansı yok denecek kadar azalacaktır.
Bunun ilk adımı olarak, CHP ilçe örgütünün en azından revize edilmesi gerekiyor.
CHP ilçe kongresi, umarım, geleceğe ışık tutacak, partinin seçim şansını yükseltecek yeni ittifaklara sahne olur…
Bunun için de, tescilli kariyeristleri dışarda bırakacak yeni bir konsensüs sağlanması gerekiyor.
Akşener’in partisi için, yerel teşkilatını kurduktan sonra daha sağlıklı değerlendirmeler yapabileceğiz…
Umarım bu parti, bugüne kadar kapısını çalmadıkları parti bırakmayanları yeniden ayak sürür hale getirecek bir rehabilitasyon merkezi olmaz!..
ÜSTAT
(4)
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), ciddi ve ağırlığı olan bir kuruluştur. Her dönemde çok saygın isimlerce yönetilmiştir ve yönetiliyor.
Böyle bir kuruluşun bünyesinde yeralan Zonguldak Gazeteciler Cemiyetinin, bağlı olduğu TGC’nin önemine ve ciddiyetine ters davranışlar içinde olması üzücüdür.
ZGC’nin otoparkının duvarına asılan resimli “Duayenlerimiz ve Üstatlarımız” panosu bunun tipik bir örneğidir.
Uyardık, dinletemedik !
Tekrar edeyim:
Türkçe sözlükte üstatın karşılığı, “bir bilim ve sanat dalında yüksek yeri olan kimse” şeklindedir.
Duayen malum…
Panoya bakıyoruz, hikayelerin yanısıra, mesleğe gerçekten uzun yıllar hizmet etmiş emekçiler de var. Ama, bilimadamı veya üstdüzey sanatçı ?
İşte bunu göremiyoruz !
Yok, yanılıyorsam, bunu ZGC’nin Başkanı Derya Akbıyık kamuoyuna açıklamalıdır !
Bu zorunlu…
Çünkü, Türkçeye vakıf gelen geçenlerin alay konusu oluyor bu pano !..
ZGC’yi bilemem ama, TGC bunu hak etmiyor !..
Bir de merakım var:
Bu pano, yönetim kurulu kararıyla mı hazırlandı, yoksa jetonu düşüren birileri mi var ?..
ETİKETLER : Yazdır