SİYASİ KÖRLÜĞÜ AŞMADAN…
12 Haziran 2017 23:30:51
Particilik, objektifliğin yitirilmesi demektir.
Partici, rakip partinin/partilerin hiç bir şeyini beğenmez.
Onları kötüler, kötüleyemeyeceği somut başarıları görmezden gelir…
Particilik, bir tür siyasal körlüktür !
Partici, kendi açısından haklıdır. Çünkü o bir bağımsız analizci değildir. Hakem filan da değildir. Amacı, şu veya bu şekilde iktidarı ele geçirmektir. İktidarı ele geçirmek için yapmayacağı şey yoktur. Partisi, Makyavel’i bile gölgede bırakan bir bağnaz Makyavelist’tir.
Partici, ülkeye ve halk kitlelerine sadece kendisinin en iyisini sunacağı koşullaması içindedir. Beriki ağzıyla kuş tutsa, çok önemli ülke ve halk hizmetlerine de imza koymuş olsa, durum değişmez.
Partici, bu kez üç maymunu oynar !..
Bir genelleme yapmak gerekirse, particiliğe örnek olarak AKP ve CHP kadroları gösterilebilir.
Hiçbir zaman iktidara gelemeyecek olan küçük partiler, zaman zaman “büyükler”in dümensuyuna girmiş bir görünüm verebilirler. Örneğin son dönemlerin MHP’si gibi ! Çünkü, iktidar olma şansı bulunmayan bir partinin mensuplarının particilik yapmaya kalkışması gülünç olur. Hamamda türkü söylemeye benzer bu.
o o o
Yerel planda da durum farklı değildir. Büyük partilerin yöneticileri ile üye ve taraftarları, sadece kötülemeye koşullanmışlardır. Bu onları zaman zaman zor, hatta gülünç durumda bırakabilir. Ama, tavırları değişmez.
Kördürler !
Geçen hafta Ereğli Belediye Meclisinde meydana gelen bir olay, particilik denilen körlüğün tipik bir örneğiydi:
AKP’li belediye başkanı, bir büyük derenin temizlenip yeniden düzenlenmesi için yetki istiyor, CHP’li üyeler reddediyor !
Yani… Dere temizlenmesin öyle kalsın diyorlar !..
Derenin temizlenip yeniden düzenlenmesi (ıslahı), halkın sağlığı ve cangüvenliğiyle ilgili önemli bir hizmettir.
Buna karşı çıkıyorlar…
Particilik, somut bir örnek olarak, bu işte !..
Bu olay, “o yapmasın ben yapayım” olayı da değil. Çünkü, geçen dönemde belediye CHP’liydi. Onun yapmadığını bu kez AKP’liler yapmak istiyor, bunlar olmaz diyor !..
Sen yap, yapmıyor; ben yapayım, karşı çıkıyor !..
Halkın çıkarlarını hiçe sayan siyasi körlük bu işte !..
Bunun başka örnekleri de var:
Önceki belediye başkanımız, son beş yılını CHP’de geçirdiği 20 yıllık hizmet döneminde, bir su arıtma tesisi olsun kuramadı. Bu yüzden, halkın durumu iyi olan kesimi, damacana suyu içiyorlar, olmayanlar klorlanmış baraj suyu !..
AKP’li belediye başkanı Hüseyin Uysal, sadece üç yıl içinde bu işin üstesinden geldi. Erdemir barajından bağımsız bir su tesisi kurdu, Ağustos ayında musluklardan kaynak suyu akıtacak… Damacana suyu içen halkın parası cebinde kalacak, içemeyen fakir-fukara insanlarımız, klorlanmış baraj suyu içmekten kurtulacaklar…
Ereğli’nin belediyecilik tarihinde bir milattır bu.
Muhalif particiye bakıyorsunuz, üç maymun !..
Bundan önceki CHP’li belediye Ereğli’ye bir meydan olsun kazandıramadı.
Bu kazandırıyor…
Önceki, sahili düzenledi, ama sosyal tesisler kuramadı veya kurmadı.
Halk, CHP’li dönemde, eşe-dosta verilen tek-tük kapalı sosyal tesislerde bir bardak çayı 2,5 liraya içiyordu, şimdi oralarda çay 1 lira ! Açık bahçelerde 75 kuruş !..
Bu durumda halkçı olan kim ?..
Ereğli halkına mükemmel bir plaj tesisi kazandıran da bunlar oldu…
Geçen dönemde o dökülen plajın lokantasını Belediye Başkanyardımcısı işletiyordu. Anlayın işte !..
Bunları unutmamak ve yapılanları görmek gerekiyor…
Şehire çoktan hak ettiği meydanı da yine bunlar kazandıracak…
Adam, CHP’li dönem dahil, 20yılda yapılmayanları yapıyor, berikiler her şeye karşı çıkıyor !..
İdeolojik olarak savrulma da yaşamadı Ereğli… Yaşasa, önce buna ben karşı çıkardım. Atatürk posterleri, rölyefleri yerli-yerinde, çiçeklerle donatılmış durumda… Halkın yaşamına müdahale yok. Din sömürüsü yok.
Geçen dönemde asıl CHP’li belediye din sömürüsü yapıyordu. En büyük bütçeye sahip Diyanet İşleri şurada dururken, belediye camilerin minarelerini ışıklandırıyor, müminlere su geçmez seccadeler dağıtılıyor, bizzat başkanın nezaretinde camilerde halı yıkama şovları düzenleniyordu…
Seçim arefesinde, şimdi alta düşen dincilerle kapı kapı dolaşıp, halktan oy isteyenler de onlardı. Arşivlerde var…
Öte yandan, durumu dengelemek ve alevi oylarını etkilemek için 20 yıl sonra bir cemevi yapılıyor, ama zeki ve ilkeli alevi topluluğu bu göstermelik cemevine sahip çıkmıyordu…
Örnekler çoğaltılabilir.
o o o
Yazı yaşamım boyunca doğruları söylemekten hiç geri durmadım. Bu yüzden bir sürü belayı göğüslemek zorunda kaldım. Tutuklamalarla, işkence tezgahlarıyla, tabutluklarla, cezaevleriyle örülmüş bir yaşamım var. Sıkıyönetim mahkemelerinde de düşüncelerimden hiç ödün vermedim.
Ben partici değilim, toplumsal gerçekçi bir yazarım. Doğrusu neyse onu dökerim okurun önünde… Şöyle özetleyeceğim:
Bugünkü Ereğli belediyesi, hizmet felsefesi bakımından geçen CHP’li dönemin belediyesinden daha halkçı, daha demokrat !..
Hataları yok mu, var. Ama büyük resime baktığınızda günahları sevaplarının yanında küçük kalıyor…
o o o
CHP, yerel belediyecilik tarihinde, geçen dönem gibi, temel ilkelerinden böylesine uzak, halktan böylesine kopuk bir dönem yaşamamıştı.
Akçalı işlere hiç girmiyorum!..
CHP, bu nedenle, geçen dönemin derin bir özeleştirisini yapmalı ve yeni bir kadroyla halkın karşısına çıkmalıdır.
Bu yapılamazsa başa sarılır ve sonuçta CHP bir dönem daha yerel iktidardan uzak kalır. Hizmet üreten, bir dönem daha varlığını korur…
Particilik körlüktür !..
Ereğli Fetö’cülerden ve siyaset kenelerinden temizlenmelidir!..
* * *
OLMADI SAYIN BAŞKAN !
Adam zorda kalmış, tezgahını kurtarmaya çalışıyor.
Sen gidiyorsun, niye zorda kaldığına bakmaksızın ona omuz veriyorsun… Partini de işin içine sürüklüyorsun…
Tezgaha ortak filan değilsen ne işin var orada !
Hem partini ve hem de kendini riske ediyorsun…
Yok, riske etmek zorundaysan, sorun yok, yolun açık olsun. Üzüm üzüme baka baka kararır…
Değilsen, sen sen ol, seçim de yaklaşırken, böyle mide bulandıran şeylerden uzak dur !
Birlikte kaynarsınız yoksa !..
ETİKETLER : Yazdır