MANİFESTO YERİNE!..
15 Nisan 2014 13:09:02
Sevgili dostlar, beni yoran sizler değilsiniz
Kim onlar derseniz, nasıl yazayım! 32 yıldır o kadar çok biriktim ki, gerçekten çok yoruldum.
Şundan ki; onca yazının okunup okunmadığını bilmiyorum. Gönderdiğim yazıların hangileri yayınlandı, hangileri yayınlanmadı o nu bile bilmiyorum. Çünkü gazeteler bana gönderilmiyordu
Yayınlanan onca yazımdan kaç tanesine bir yorum yapıldı, öneri getirildi ya da olumlu/olumsuz görüş bildirildi. Bunların sayısı 30u geçmez. Özellikle de gerici-dinci kesimlerden gelenler de oldu. Şu yanıtı verdim hepsine: Eğrisi doğrusuna denk gelmemiş mi? Mesela, Bartında, Senin sonun geldi Cumhuriyet ! diyen yazının kalemi, tehdit ettiğinde böyle bir yanıt vermişti. Susmada, Çaycumada görevli bir öğretmene verdiğim yanıt da şöyleydi: Üslubun seni tanımama yetti. Cevap vermeye değmezsin diye iki mesaj attım ona. Yıllarca hizmet ettiğim Devrek Postası sahibi, Ankaraya göçtüğümde gönderdiğim yazı için: Biz o adamın yazılarını basmıyoruz gibi çirkin bir karşılık almıştım. Yanıt bile vermedim. Ankarada karşılaştığımda ise, methiyeler düzmüştü matbaacıya. Ben ikiyüzlülükten nefret ederim. Bir kitap taslağımın adın yazmakla yetiniyorum: YÜZÜM BANA BENZER: Benim yüzümün haritası vardır. İçimdeki yüz, dışarıya aynen yansır
***
2000 yılının başıydı. Foto Baydaşa gittim bir sabah. Bu fotoğrafı bugün çekmeyelim amca dedi çocuk. Niye dedim, için yüzüne vurmuş deyiverdi. Deneyim ve birikimlerimi anlatmak için, bu nedenle fotoğrafçılara şu soruyu sorarım hep : Baktığını mı çekeceksin, gördüğünü mü?
Komşum dükkân sahibi çocuk, fotoğrafımı çekmek isteyince; köpeği ATİKle çek dedim. Çekti. Niye diye sordu: İki sebeple dedim. Sen kamyonla eve giderken o, senden önce Zonguldak köprüsüne gelmeden, 0 ordaki üst geçitte seni bekliyor. Sen dönmeden üstten kamyonun kasasına atlayacak kadar vefalı, akıllı ve atik bir hayvandı. İkincisi de şu: Kimileri de var ki, beni hiç tanımadıkları halde halde-nasıl anlatılmışsam, dedikodumu yaparlar. Onlara dilli düdük derdim. Zavallı insanlardı ayrıca
****
Demem şu ki; ilkelerime aykırı hiçbir gazetede yazmadım bugüne kadar. Bundan sonra da yazmayacağım. Tâ ki, özür diler ve bana başvurularsa. Koşulum, ilkelerime uyulmadığında nerde trak, orda bıraktır. Çünkü gazeteciyi değil, oralarda çalışan emekçilere saygı duyduğum için. İşsiz, aşsız kalmasınlar diye. Bunu Devrek Postasında yaşadığım çok olaydan biriyle açıklamama izin verin: Avukat Erol Bayraktar, Gölcüke alınınca gazetenin çıkamama ihtimali vardı. Korkudan kimse sahip çıkmadı. Her riski göze alarak ben üstlendim görevi. Çıraklar işsiz lamasın diye.
İşte böyle dostum ! Sina Babanın yaşadıklarına bakınca benimkiler hiç kalır yanında. Ama ne yaşadığımız değil aslolan, niçin yaşadıklarımızdır. Sizler yormadınız beni: İkiyüzlülükler, vefasızlıklar, ilkgisizliklerdir. Bu mektubumu acilen inret olsun diye yayınlanamızı, tekrar yazmaya başlarsam ilk size döneceğimi belirterek emeğinize, geçmişinize ve atanıza duyduğunuz saygıdan ötürü zevkle yazacağım.
Saygılarımla
___________________________________________________________-_________
(*) Anlamak istediğim her tip gazeteci var Zonguldakta da, Ereğlide de, Bartında da, Çaycumada da, Karabükte de. Ülkemde ise yığınla var. Ama ben bu toprakların çocuğum
Ve, bilirim ki; Kişi noksanını bilmek, kendini-haddini bimekten daha büyük irfan olmaz insan-ı kâmil olmak için (sakın âkillerden de saymayın beni). Bir seçim döneminde beni Doğuş Gazetesi sahibi Memduh adlı biriyle, yanılmıyorsam Ömer Taşlıydi Şeyh-ül Muharririn diye yazmışlardı benim için. Mutlandım, ama onlar yazdığı içinde utanmıştım
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış