Altıoksuz Olmaz!
07 Haziran 2011 11:05:48
Batı’nın ünlü yayın organlarının CHP’ye oy verilmesini istemesi Başbakan Erdoğan’ı küplere bindirdi.
Oysa aynı yayın organları 2007 seçimi öncesinde AKP’ye oy verilmesini istemişlerdi.
Başbakan o zaman çok mutluydu…
Erdoğan’ın Batılı yayın organlarının bu kez CHP’ye oy verilmesini istemelerini, müslüman-yahudi çekişmesinin kadim kulvarına çekmeye çalışması aceleye gelmiş bir tepkidir. Bu yüzden yüzlerce tebessüm uyandırmaktan öte bir işe yaramadı.
Çünkü Başbakanın alel-acele uydurduğu argümanın yanıtı kendi içinde saklıydı:
Bu yayın organları 2007 yılında İsrail yanlısı değil miydi peki?.
Emperyalist Batı’nın dış politikalarındaki değişiklikleri, birkaç ünlü yayın organında izlemek, en azından bunlardan bazı ipuçları elde etmek mümkündür. Batı’nın, özellikle de ABD’nin dış politikasındaki değişimleri bu yayın organları herkesten önce “hisseder”, bir bakıma yönetimi adına dünyaya yansıtır bunu…
Bu kez de öyle oldu.
Anlaşılan odur ki AKP, Yankee yönetiminin desteğini yitirmiş durumda…
Şu anlama gelir bu: Zar-zor bir seçim daha kazansa bile Erdoğan’ın geleceği yoktur! 2023 vizyonu, düşten başka bir şey değildir!..
Eee ne olacaktır peki ?
Batı, anlaşıldığı kadarıyla, AKP’nin alternatifini Yeni CHP’de bulmuştur.
Bu iyi bir şey midir, yoksa kötü mü ?
Bu sorunun yanıtı, seçen olmak ile seçilen olmak arasındaki çok önemli farkta gizlidir. Türkiye’yi kimin yöneteceğine başkaları karar veriyorsa ve verecekse eğer, bağımsızlık ve demokrasi kavramları da içi-boş kavramlar haline gelir.
Anlaşıldığı kadarıyla, başta ABD olmak üzere emperyalist Batı, Aydınlanma Devriminin temel ilkelerinin tasfiye edileceği bir Türkiye peşinde ! Bunun da seçim sonrası kotarılacak yeni bir anayasa ile gerçekleştirilmesi öngörülüyor.
Batı’ya göre bunu şu veya bu parti yapmış, önemli değildir.
Batı, AKP’ye niye güvenemiyor artık ?
Erdoğan’ın Tek Adamlık ihtirasının gemlenemez hale gelmesi nedeniyle mi ?
Batı basını böyle koyuyor sorunu…
Ama, gerçek bu değildir.
Gerçek, devrimci hareketin giderek güçlenmesi, karşıdevrimin gerileme sürecine girmesidir.
Batı da biliyor ki bir ülkede rejim ne kadar sertleşirse, devrimci harekete o oranda güç nakli olur bu.
AKP’nin kuracağı bir dikta rejimi, Türkiye’deki Amerikancı iktidarların sonu olabilir.
Batı’nın, CHP’yi altıokundan arındırarak “neo”laştırma ve bu yolla daha “demokrat” bir Batıcı iktidar alternatifi yaratma manevrasının temelinde bu gerçek yatıyor.
CHP yöneticileri bu gidişatı, bilmiyoruz görüyorlar mı?
Devrim esprisini yitirmiş bir rejim, Türkiye’ye getirse getirse, kölelik getirir.
ETİKETLER : Yazdır