BİR FOTOĞRAF KARESİ…
18 Eylül 2019 15:06:29
Fotoğrafa bakıyorum…
Yan yana ve el eleler…
Objektife hafifçe gülümsüyorlar…
Muzaffer birer kumandan gibiler…
Tanıdık isimler…
Detayları kaçırmamak için gözlüklerimi takıp daha yakından bakıyorum…
Yasalara çalım atmanın kibrini ve kurnazlığını yakalıyorum gözlerinde…
Bir de mutluluk parıltısı…54 yıllık bir basın emekçinin 22 yıllık emeğini birlikte iç etmenin mutluluğu bu!
Bir başka yalım da yakalıyorum birinin yüzünde:
Malı ucuza kapatmanın hazzını…
Ötekinde de bir başka yalım yakalıyorum:
Son ekmek teknesini yitirmenin hüznünü…
Hüzün,mutluluk,kibir,kurnazlık ve kötü bir şey yapanlara özgü korkaklık iç-içe…
Utanmazlığı arıyorum,yok.Anlaşılan bu soylu duygu onları terkedeli çok olmuş…
Muzaffer kumandanlar gibi duruyorlar,ama zoraki…Çünkü zaferlerinin bir Pirus zaferi olduğunun onlar da farkında.Bu yüzden gerginler…
Gözlüğümü çıkarttım geriye yaslandım.İçimi yokladım sonra…
Şaşkınlık?
Yoktu.
Öfke?
Yoktu.
Sadece boşluk…
Sonra o boşluğun altından ağır ağır bir acıma duygusunun yükselmeye başladığını duyumsadım.
Birisi,herşeyini yitirmiş bir ‘enkaz’dı.Ona acımak insani bir refleksti.Bu yüzden üçkağıtçılığının izahı da vardı bu duygunun içinde…
Öteki,eline zaman kurgulu bomba tutuşturulmuş saf bir köylüye benziyordu…Mutluydu,ama,Dimyata pirince giderken,evdeki bulgurdan olacağının bilincinde değildi.Acımayı hak ediyordu bu nedenle.
Derken,kahkahalarla gülerken yakaladım kendimi…
Tiyatro bitmişti nihayet!
Meğer bitmemiş!Bir final perdesi daha varmış:
Kedi-fare oyunu sürecekmiş.Fareler kaçacak kediler kovalayacakmış bundan böyle de…
İşte buna sevindim:
Oyun,beni çok eğlendiriyor çünkü…
ETİKETLER : Yazdır