
HAFIZ’IN KABRİNDEKİ GÜL
17 Haziran 2025 00:26:41
Babalar Günü’nde büyük oğlum Ahmet Naim ile eşi Gülper, epeydir edebiyat dünyasının tozunu atan Çin’li-Amerikalı yazar R.F. Kuang’ın Sarı Yüz adlı romanını armağan ettiler bana. Küçük oğlum Sina ile eşi Büşra da göğsünde kocaman MAVİ yazan tril tiril bir tişört…Sevgili eşim Zehra da popüler bir Fransız markasını taşıyan yazlık iki takım eşofman… Köşeyi döndüm kısaca.
Marka takıntısını aşalı epeyce oldu. Kapitalizmin küreselleşip girmediği delik kalmadığı bir dünyada 930’ların “yerli malı” devletçi-milliyetçiliğini sürdürmenin anlamı yok artık…O günleri elbette anıyor ve özlüyorum. Acaba o günlerin devrimci mirasını yeniden harmanlamak olası mıdır diye düşündüğüm de olmuyor değil. Ama günümüz Türkiye’sinin yozlaşmış kapitalist ekonomisinde yerli malı aramanın anlamsızlığı da ortada ! Hoş zaten yabancı malı ne varsa çoğunu bizimkiler üretiyor artık. Fason dümeni…
Tiril tiril yerli markalı tişörtü sıcaklar bastırınca evde giyeceğim. Ayaklı reklam panosu gibi sokaklarda salınma yaşımı geçeli çoook oldu çünkü…
Uzunca bir süredir evde çalışıyorum. Günü yaşayan birisi oldum hep, bu yüzden günlük programımı sabahları yaparım. Bu gün de öyle yaptım. Sarı Yüz’ü kahvaltıdan sonra okumayı planlamıştım ilkten, öyle de yaptım, ama sadece yirmibir sayfa okuyup bıraktım. Yorgun gözlerimi idareli kullanmam gerekiyor. Önce yazıyı yazayım romanı ikindide sürdürürüm dedim içimsıra…
Yazı odama geçmeden önce TV’yi açtım. Hemen bütün haber kanallarında İsrail-İran savaşına ilişkin (çoğu bayat) haberler dönüp duruyor. Bugün savaşın dördüncü günü birbirini vurup duruyorlar. Ne iyi ki savaş teknolojisi eni-konu gelişti, füzeler ve uçaklardan yapılan saldırılar sivil halka eski savaşlara göre daha az zarar veriyor…
Arkasına ABD’de başta olmak üzere emperyal batıyı alan İsrail, İran’ın üstdüzey asker-sivil yöneticileri ile nükleer bilimcileri’ne ve nükleer tesislerine saldırıyor. Hedeflerinde Hamaney de var. Hamaney suikastını güya Trump veto etmiş. Palavra! Medyaya bu asparagası onlar sızdırmış olmalı. Havayı kokluyorlar. Amaçları halk arasında panik havası yaratıp bunu molla rejimini devirmek için kullanmak…
Tamam Molla rejimi matah bir rejim değil. Demode, çağın dışında. Mollalar kırkbeş yıldır yönettikleri İran’ı tüm dünyada yalnızlaştırdılar, içine kapadılar. Halkı yoksullaştırdılar, bireysel özgürlüklerini ellerinden aldılar. Tek yaptıkları nükleer silahlara kavuşup rejimlerini en az bir kırkbeş yıl daha garantiye alma projeleriydi. Ekonomiyi batırmak pahasına bunu yaptılar, ama işte görüyorsunuz: İsrail’in/ABD’nin uçakları füzeleri trilyonlarca dolarla kurulan nükleer tesisleri yerle bir ediyorlar !..
Ama bu elbette molla rejiminin dış müdahaleyle devrilmesini meşrulaştırmıyor. İran’ın nasıl bir rejime sahip olacağına sonuçta İran halkı karar verir ve vermelidir. Rejimin çağdışı olması, dış müdahaleleri hiçbir şekilde haklı göstermez…
Ortadoğu’nun en köklü halklarından birisi olan ayrıca düşünce zenginliği ve sanatsal derinliği ile anılan bu onurlu halk nasıl bu hâle geldi üzülüyorum !
İsrail’i canavarlaştıran ABD’dir/Batı’dır. Filistin, İsrailoğullarının da anavatanıdır. O topraklar bütün semavi dinler için kutsal topraklar olmuştur hep… Batı/İngilizler, başlarda İsrailoğullarını Afrika’yı yerleştirmek istiyorlardı. Ancak bu fikir kabul görmedi. Yahudi toplumu anavatanlarına dönmek istiyordu. Onların bilinen yöntemlerle Filistin’e yerleştiler. İsrail, Batı tarafından bir terör devleti olarak projelendirildi, ancak bu profille kutsal topraklarda yerleşebilirlerdi…
Öyle de olmadı mı ? Batı’nın özellikle ABD’nin vahşi pragmatizmi, hiçbir uluslararası hukuk ve ahlak kaygısı olmayan bugünkü İsrail’i yarattı !
Yazıyı bitirirken ünlü İran’lı ozan Şiraz’lı Hafiz’e atfedilmiş bir dörtlük takıldı aklıma:
**
Hafız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış/ yeniden açarmış her gün kanayan rengiyle / gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış / eski Şiraz’ı hayal ettiren ahengiyle…
Hafız’ın kabrinde kan gülleri açmıyor artık, oralar kan gölü oldu çünkü !..
Trump, şıngır-mıngır !..
ETİKETLER : Yazdır