
Değersizlik: Geçmiş bugünün efendisi olmak zorunda değil
10 Haziran 2025 16:43:07
“Hiç kimse değer vermiyor.”
“Zaten çok değersizim.”
Bu cümlelerle terapi odasında sıklıkla karşılaşırım. Sadece bir duygu değil aynı zamanda erken çocukluk döneminde öğrenilen bir inanç sistemidir bu.
Araştırmalara göre çocuklukta yeterince görülmemek ve duygusal olarak karşılanmaması kişinin benliklik algısında derin izler bırakabilir. (Felitti et al., 1998 - ACE Study )
Travma deyince sadece büyük ve sarsıcı olaylar gelir akla. Fakat bazen küçük ama sürekli tekrar eden duygusal ihmal, tutarsızlık, şartlı sevgide gelişimsel bir travmaya dönüşür.
Çocukluktaki duygusal ihmal yaşayan bireylerin %70 inden fazlası yetişkinlikte düşük özsaygı ve değersizlik duygularıyla baş etmeye çalışıyor.
Değersizlik duygusu güncel hayatta ;
“Fazla veren ama değer görmeyen kişi olma”
“Onay alma ihtiyacı hissetme”
“Sınır Koyamama”
“Kendini sevilmeye layık hissetmemek”
“Kendisiyle acımasızca konuşma”
olarak karşımıza çıkar.
FMRI çalışmalarında, değersizlik hissi yaşayan bireylerde öz değerle ilişkili beyin bölgelerinde olan medial prefrontal korteks ve anterior singulat korteks’ te farklılıklar görülmektedir. Bu, beynin değerle ilgili içsel kayıt sistemlerinin etkilenmiş olabileceğini gösteriyor. (Davet et al., 2011)
Travmatik bir olay karşısında beyin, bilgileri sağlıklı bir şekilde işleyemez ve olay donar. Anılar işlenmeden depolanır. Böylelikle benzer durumlar yaşandığında kişi aynı duyguları, bedensel duyumları tekrar yaşar. Sinir sistemi yaşamış olduğu duyguları şimdi yeniden canlandırır. Böylelikle aslında geçmiş hiçbir zaman geçmişte kalmaz. Geçmiş bugünün gölgesi haline gelir.
EMDR terapisi ile bu travmatik anılar göz hareketleri eşliğinde yeniden işlenir. Geçmiş anıları yetişkin bakışıyla yenilen değerlendirilir. Bugünü etkileyen bu olaylar artık tehdit olmaktan çıkar ve olaylar daha nötr olur veya olaylar daha sağlıklı bir bakış açısıyla değerlendirilir. Bu anılara bağlı duygu (suçluluk, utanma) , beden duyumu (midede yanma, yüz kızarması) ve olumsuz inanç (önemsizim, değersizim) yeniden işlenir.
EMDR terapisi ile sadece geçmiş işlenmez. Aynı zamanda birey kendisi ile ilgili sağlıklı inançlar da geliştirir ve bunun yerleşmesini de destekleyen bir terapi yöntemidir.
Kişi artık “ben değerliyim” der. Böylelikle sadece düşünce değil duygu ve davranışları değişmeye başlar.
Sevgili okuyucu, güleriz, çalışırız, hayat bir şekilde kendi akışında gidiyor gibi gözükür. Aslında bazen “mış gibi” yaşarız hayatı. Fakat içe döndüğümüzde “ben gerçekten sevilmeye değer miyim” diye sorarız. İçten içe yerleşir bu hisler ve güncel hayatı bir yerlerde sekteye uğratır ve yaşam kalitesi düşer.
Danışan koltuğunda oturan bir terapist olarak bazen bunları dillendirmekte bir o kadar zorludur. Sessizce yaşamak daha kolaymış gibi gelir. Fakat hayata karşı bir filtredir.
İyileşme tam da bu noktada başlıyor. Bir odada, o sessizlikte, güvenli, yargısız ve sabırlı bir ilişki ile yeniden anlam verme çabasında.
Güçlü bir duygu olsa da değersizlik, geçmişin sadece gölgesi. Bu gölge sadece tamamlanmayan hikayeyi tamamlamaya çalışıyor. O hikaye yeniden yazılabilir ve daha sağlıklı bir benlik algısı geliştirebilirsiniz.
Geçmiş susar bir yere gitmez. Geçmişe ışık tuttuğumuzda ise geçmiş sadece bir iz olarak kalır.
Unutmayın, değerli olduğunuzu kimseye kanıtlamak zorunda değilsiniz.
Bu “değersizlik” gerçek değil sadece sana öğretilen bir inanç.
Klinik Psikolog - EMDR Avrupa Akredite Terapisti M. Melda YENİN ÇİL
ETİKETLER : Yazdır
Değeri hep basma kalıp ölçülerle belirliyor beynimiz, biraz da öğrenilmiş çaresizlik gibi bu. Yine üzerine düşünülesi bir yazı. Elinize sağlık ????
Teşekkürler Melda Hanım,
Yine çok düşündürücü bir yazı olmuş. Çözümü de (EMDR) ile mümkün olduğunu öğrenmiş olduk.
- s.
- 1