
NORMALLEŞME ŞART !
10 Haziran 2025 00:30:16
Normal seçime ikibuçuk yıl var. Son günlerde kafamda şu soru dönüp duruyor:
Şu anki ekonomik, sosyal ve siyasal sıkıntılar gelecek ikibuçuk yıla da yayılırsa Türkiye bunu taşıyabilir mi ?
Sanmıyorum, çünkü şimdiden taşıyamıyor ! Araştırma şirketlerinin anketlerine göre halkın çoğunluğu erken seçim istiyor. Halk kitleleri için erken seçim sadece bir hedef değil, aynı zamanda umut da ! Erken seçimle bir iktidar değişikliği olacağı ve süregiden toplumsal sıkıntıların en azından azalacağı umudu !..
CHP’yi her ankette birinci parti çıkartan bu umut işte ! CHP halkın çoğunluğunun gözünde Türkiye’yi güzel günlere taşıyacak beyaz atlı prens !..
İktidar da bunun farkında. Bu yüzden seçim şansları en azından eşitlenmeden ülkeyi bir erken seçime götürmek istemiyor.
Şu var ki seçim şanslarının eşitlenmesi toplumun her alanındaki kötü grafiklerin iyileşebileceği olasılığına dayalı değil. Bu yüzden seçim şansını en azından eşitlemeyi rakipleri mümkün olduğu kadar safdışına itme şeklinde algılıyorlar. İBB/İmamoğlu operasyonları bunu gösteriyor…
İktidarın bir diğer umudu, Erdoğan’ın hâlâ önemli bir seçmen desteğine sahip olması. Bu yüzden Erdoğan’ın yeniden aday olmasını sağlayacak bir anayasa değişikliği yapılması Cumhur İttifakı için yaşamsal önemde.
Denilebilir ki Cumhur İttifakı’ın şu an Erdoğan’dan başka tutunabileceği bir başka dalı yok.
Buradan şöyle bir sonuç çıkıyor: Erdoğan’ın adaylığı kişisel bir tercih olmaktan çıkalı çok oldu. Çünkü AKP uzun süren iktidarı boyunca Erdoğan’a alternatif olabilecek potansiyel bir lider yetiştiremedi. baraj civarındaki oyu ile MHP’nin de bu boşluğu dolduracak imkanı yok.
Buradan bakıldığında Cumhur İttifakı, Erdoğan’ın önünü açacak bir anayasa değişikliğini gerçekleştirmek için her şeyi yapacaktır.
DEM de bunun farkında elbette. Siz DEM yöneticilerinin arada bir dile getirdikleri, “Biz Erdoğan’ın önünü açmak için pazarlık konusu olmayız” lâflarına bakmayın. PKK’nın feshine karşılık öne itilen talepler aslında pazarlık değil mi ? Bu pazarlık atmosferinin anayasa kulislerinden uzak kalacağına kim inanır ?
Ancak, anayasa değişikliği ile Kürt taleplerinin ulusal bir çerçevede sunulup çözümlenmesi için o atmosferin yaratılması da gerekiyor.
Bir yandan anamuhalefet partisi kum torbasına çevrilmişken anayasa değişikliği ile Kürt taleplerini demokratik bir çerçeve içinde sunmak olacak şey değil !
Bu yüzden sürece CHP’nin de katılmasına gerektiği düşünülüyor. Bu konuda MHP ile DEM’in eni-konu kararlı oldukları da çeşitli vesilelerle gözleniyor. En azından görüntüyü kurtarmak için !..
Ben de CHP’nin sürece dahil olmasını istiyorum. Ama şu koşulla: Başta İmamoğlu olmak üzere öteki belediye başkanları ve belediye bürokratları serbest bırakılmalı, yargılanmalar tutuksuz devam etmeli. İmamoğlu üzerindeki tüm yasaklar kaldırılmalı…
Bu koşullar yaratıldığında sanıyorum CHP’yi yönetenler de anayasa değişikliği ile Kürt talepleri sürecine aktif olarak katılacaklardır.
Katılmaları da gerekiyor. Anketlerde iktidar alternatifi olarak görünen bir partinin çok önemli bir etnik sorun ile anayasa değişikliği gibi yaşamsal önemdeki bir sürece ilgisiz kalması düşünülemez.
Şu olasılık da ver elbette: CHP tümüyle dışlanarak sürecin DEM ile AKP ve MHP’den oluşan üçlü ittifakın inisiyatifiyle yürütülmesi yolu da tutulabilir.
Bu yola sapılması çok büyük bir hata olur. CHP’nin dışarda tutulacağı bir süreç nasıl bağlanırsa bağlansın demokratik ve ulusal açıdan hasarlı bir sonuç olur.
Normalleşme yoluyla CHP’nin sürece katılmasının sağlanması en çıkar yoldur. O olmasa bile CHP’nin bir şekilde sürece katılıp ulusal çıkarlarımızı ve demokrasiyi savunması gerekir. CHP’siz anayasa değişikliği ve Kürt açılımı olmaz !..
ETİKETLER : Yazdır
Böyle kaliteli yazı ve analizlerin ulusal çapta yayımlanan bir gazetede yayınlanmasında ülke çıkarı açısından ve toplumsal huzur yönünden çok değerlidir. Umarım bu ve buna benzer değerlendirmelerinizi siyasi partilerin genel merkez yöneticilerine ulaşıyordur. Aslında İlçe Başkanlarının kendi partilerinin basın bürosuna bildirmeleri gerekir. Merkezi düzeyde yayın yapan medyada elbette bu çerçevede yazılar vardır. Ama yine de ulaştırmanın yararı vardır.
- s.
- 1