
MARKSİZM VE ULUS DEVLET
08 Haziran 2025 00:08:37
Şu sıralar internette dönüp duran Apo’nun tarih tezi önümde. Otuz sayfalık makaleye şöyle bir göz attım, Apo’nun da ulus-devlet konusunda kafası karışık. O yazıya bir köşeyazısının çerçevesi içinde sonra değineceğim.
Ulusalcıların (Kemalistlerin) ulus- devlete kıskançlıkla sahip çıkmaları, onu korumaları doğaldır. Peki Marksistler niçin sahipleniyor ulus-devlet ?
Öyle ya, sonuçta ulus-devlet kapitalizmin temeline oturur. Milletleri, ulus-devletleri yaratan kapitalizmdir. Peki öyledir de kapitalizmi bir toplumsal sistem olarak reddeden Marksistler niye kol-kanat geriyor ulusdevlete ?
Sorunun en özet yanıtı şöyledir:
Marksist çelişkiler bilimi onu öngürdüğü için !
Marksizm, kapitalist bir toplumda temel çelişkinin emek-sermaye çelişkisi olduğu tespitini yapar. Ülke gelişmiş bağımsız bir ülke ise, temel çelişki aynı zamanda başçelişkidir, yani öncelikle çözülmesi gereken çelişkidir.
Yok, sözü edilen ülke, içinde yarı-feodal kalıntıları da barındıran, emperyalizmin gizli veya açık işgali altındaki bir ülke ise, o takdirde başçelişki milli çelişki haline gelir. Milli-çelişki, tam ülkenin bağımsızlığı için tüm milli güçlerin birlikteliğini ve mücadelesini öngörür. Bir başka deyişle ulusdevletin öncelikle korunmasını !
Bugün Türkiye’de aklı başında Marksistler de ulus-devleti savunuyor. Yani ülkenin tam bağımsızlığını, üniter yapısını, lâisizmi, vb.
Ulusalcılar ile Marksistlerin Kürt sorununa yaklaşımını başçelişki manipüle ediyor. Yani Marksist sol da milli pencereden bakıyor Türkiye’ye ve dünyaya…
Bu, sol için milliyetçilik değildir. Vatanseverliktir. Vatanın çıkarları bugün neyi gerektiriyorsa, odur !
Milletler ile ulusdevletler tarihsel kategoridir, dünya durdukça duracaklarını söylemek bilime ve tarihsel, toplumsal gerçeklere aykırıdır.
İnsanlık tarihi kapitalist ulusdevletlerin alternatifini de hem teoride ve hem de pratikte gördü ve görüyor. Ama şunu da gördük ve görüyoruz, maddi ve manevi koşulları yeni bir toplumsal sisteme geçmeye hazır olmayan ülkelerde bunu dayatmak, tarihe ve bilime karşı çıkmak anlamına gelir.
Marksist solun ulusdevlete sahip çıkmasının temelinde bu bilimsel argümanlar yatıyor. Üsteki düğümü çözmeden altındakini çözemezsiniz ! Marksist solun darbelere karşı olmasının nedeni de budur.
Ulusalcılar ile Marksistler PKK’nın teslim olmasını izleyen sürece bu pencereden bakıyorlar işte. Ulusdevletin bir şekilde bölünmesi, alternatif toplumsal sistemin zaman içinde inşaasını da geciktirir. Ayrıca bölünen ülke zayıflar, dış dinamiklerin her alandaki saldırılarına açık bir yer haline gelir. Sevr’in yolu yeniden açılır…
Biliyorum, Apo’nun makalesinde ana hatlarını çizdiği federatif ve konfederatif yeniden yapılanmayı DEM de savunuyor için için…. Partinin ismini bir ara Yeşil Sol yapmaları da bunu gösteriyordu. Yeşil Sol hareket gerçekte Apo’nun da feyz aldığı yerel yönetimlerin özerkliğine dayalı bir akımdır Bunlar teorik düzeyde tartışılabilir şe
ylerdir, ama bu fantastik önermeleri politik pratiğe dönüştürmek isteyenlere karşı dikkatli olunmalıdır elbette.
Kürt ve anayasa süreçleri ulusdevlete zarar veren süreçler olmasın diyoruz.
ETİKETLER : Yazdır