
GEÇMİŞİN YÜKÜ BUGÜNÜ NASIL BELİRLİYOR?
24 Mayis 2025 14:08:22
Hepimiz yeni bir güne uyanırken acaba gerçekten bugünü mü yaşıyoruz ?
Geçmiş aslında geçmedi.
Bir örnekle baÅŸlarsak, iÅŸ yerinde müdürün bir iÅŸi eksik yaptığınızı söylüyor. Sesi, mimikleri yumuÅŸak ve ılımlı olsa da içinizde bir ÅŸeyler sıkışıyor, bedeniniz titriyor, kalbiniz çarpıyor ve ‘yine yetersizim’ diyorsunuz. YaÅŸadığınız bu tepkiler ÅŸimdiyle mi ilgili? Yoksa yıllar önce geçmiÅŸin izleri mi ?
Geçmişte yaşadığımız olaylar sadece bir anı olarak kalmaz. Bugünün mihenk taşlarıdır. Özellikle erken çocukluk dönemindeki deneyimlerimiz. Hepimizin çocukluktan kırılganlıkları, başarısızlıkları hayal kırıklıkları ile görünmez bir sırt çantası taşırız. Bu deneyimler bugünkü davranışlarınızı, duygularınızı ve ilişkilerimizi etkiler. Duygusal bir mirasla bugüne taşınır.
Beynimiz aslında yaşadığımız her anıyı işlemeye çalışır. Fakat bunu her saman randımanlı bir şekilde yapamaz. Özellikle travmatik, yoğun stres yaratan olaylarda beynin işlenmemiş hali ile zihinde donar ve ham bir şekilde beynin sag bölgesinde kalır. O zamanki donmuş anıda hissettiğiniz duygular, beden duyumları ve inançlarla birlikte geleceğe taşınır. Geçmişin içinde olanlar bugünü sabote eder.
2014 yılında University of Wisconsin’ dan Dr. Seth Pollak ve ekibi tarafından yapılan bir FMRI araÅŸtırması, çocukluk döneminde ihmale veya istismara maruz kalan bireylerin amigdala (duygusal tepkilerle iliÅŸkili beyin bölgesi) aktivitesinde kalıcı deÄŸiÅŸiklikler olduÄŸunu ortaya koymuÅŸtur. Yani bu kiÅŸiler tehdit algısına karşı daha hassas hale gelirken; nötr durumlarda bile yogun duygusal tepkiler gösterebilmektedir.
Görüşmelerimde de birey şuan sorun yaşadığı bir problemden bahsettiğinde geçmişteki deneyimlerinde de aynı döngüler yaşadığına ulaşıyoruz. Örneğin, haksızlığa uğradığında ciddi öfke problemleri yaşayan kişi geçmişte ebeveyni tarafından haksızlık yapıldığını görüyoruz. Böylelerle aslında geçmiş, bugünkü yaşadığınız sorunları inşa ediyor.
Bu noktada, geçmişi silmiyoruz ve istediğimizde geçmişi silmek, değiştirmek değil. Amacımız, bu anılara dikkatlice dokunmak ve donmuş anıların yeniden işlemek. Böylece travmatik anıların içindeki anlam, duygu, beden duyumu ve inançlar yavaş yavaş çözülür. Böylece yaşanan anı bir yere gitmez ama bugünkü etkisi yumuşar. Anı kanlı canlı iken artık siyah beyaz olur. Geçmişin izlerini yeniden düzenlemiş oluruz.
Aslında geçmişimizin bugüne etkisini anlamak, farkındalık kazanmak ilk adımımız. Bazen sadece hatırlamak yetmiyor, anlamlandırmakta gerekir.
Peki, bugün verdiğiniz tepkiler bugüne mi ait, yoksa geçmişin yansıması mıdır?
Geçmişi değiştiremesekte geçmişin yükünü sırtımızdan atabiliriz.
Bugünü yaşanabilir kılmak dileğiyle.
Klinik Psikolog, EMDR Avrupa Akredite Terapisti
M. Melda Yenin Çil
ETİKETLER : Yazdır
Okuyunca gerçekten ya diyor insan . Teşekkürler Melda Hanım bu güzel yazı için.
Bazı davranışlarımızın sebepleri hakkında farkındalığımız oluşmaya başladı sayenizde.
- s.
- 1