
DEM, “TÜRKİYE PARTİSİ” OLABİLİR Mİ ?
02 Mayis 2025 00:45:06
DEM’in, etnik kimlikli bir parti olmaktan çıkıp bir Türkiye Partisi kimliğine bürünmesi fikri Bahçeli’ye ait değildir.
Bu fikir öteden beri seslendirilen bir fikir. Bunun DEM içindeki ilk uygulama girişiminin önderleri ise, Demirtaş ile Ertuğrul Kürkçü’ydü.
Demirtaş, o tarihlerde DEM milletvekili olan Ertuğrul Kürkçü’nün de etkisiyle partinin adını ve logosunu değiştirmişti. Logo ve isimde halkların birliği vurgusu vardı. Demirtaş sık sık, sadece Kürtlerin değil, tüm Türkiye’nin sorunlarının çözümüne talip olduklarını söylüyordu. Ayrıca sık sık siyasetle şiddetin yan-yana ve iç-içe yaşayamayacağının altını çiziyor, PKK’ya üstü kapalı olarak tavır alıyordu.
PKK ve Apo bu yeni politikaya karşı çıktılar. Demirtaş ve Kürkçü kenara itildi, Apo’nun 1990’ların başlarından bu yana taraftarı olduğu ABD kökenli yeşil sol’u DEM’e monte ettiler. Partinin adı Yeşil Sol Parti olarak değiştirildi, logosu buna uygun hale getirildi...
Yeşil/ekolojik sol sınıf mücadelesini reddeden bir hareketti. Politik-pratiğinin en önemli satırbaşı federalizmdi...
Kürt tabandan gelen baskılar sonucu yeşil sol, fikren olmasa bile ismen dışlandı, Kürt siyasal hareketini merkez partisi son olarak DEM adını aldı, logosu yeniden değişti.
Demirtaş’ın Türkiye Partisi çizgisi/önermesi dışlandı...
Gerçi DEM’liler hâlâ Türkiye partisi oldukları savında, ama gerçekte etnik kimlikleri gitgide daha da keskinleşiyor şu sıralar...
Apo, ve PKK Sovyetlerin dağıldığı 1990’ların başlarında Marksizm ile ipleri kopartmıştı. Amerikancı yeşil solun çok yönlü federalizminin cazibesine kapılmıştı. O gün bugün PKK Marksist anlamda sol bir parti değildir. PKK ve genel olarak Türkiye Kürtlerinin siyasal çizgisi milliyetçi bir harekettir. Kürt milliyetciliğinin ABD destekli olması ona mandaterist bir özellik katmaktadır.
**
Irak PKK’sı ya da Kandil yenildi, işlevini yitirdi, ABD de arkasından çekildi. Kapısına kilit vurmaktan başka yapacak bir şeyi yok.
Bahçeli’nin çağrısı üzerine Apo’nun teslim bayrağını çekmesi doğaldı bence.
DEM bu “bitiş”i büyük bir özveri havasında tezgâhlıyor, ama gerçek öyle değil. Kandil de Apo da siyaseten bitkisel yaşamdalar.
Erdoğan bu gerçeği gördüğü için PKK’nın teslim olma kararını bir pazarlık süreci olarak algılamıyor. Tek yanlı bir teslimiyet bekliyor. Çünkü o da farkında ki PKK’nın teslim olması karşılığı verilecek en düşük bir ödün bile siyaset kantarına pazarlık olarak çıkacaktır. Erdoğan haklı olarak böyle bir hava yaratmak istemiyor.
Bahçeli’nin yaklaşımı ise daha pragmatik. O, PKK silah bıraksın buna karşılık Apo’yu affedelim modunda . Bahçeli’nin Kürtlere yaklaşımı etnik değil, siyasi de değil, (çünkü Kürt Sorunu ’nu reddediyor) kardeşlik/birlikte varolma diyebileceğimiz milli bir yaklaşım.
Şu var ki Kürt Sorunu Kandil’in teslim olmasıyla çözülecek bir sorun değil. Çünkü PKK’nın esas güçleri bu kez Suriye’de ve sınırımızda özerklik peşinde. Onların bu politikası DEM tarafından da sıcak karşılanıyor...
Türkiye için PKK sorunu çözülmüş değil henüz. PKK bu kez Suriye sınırımızda, DEM de etnik kimliğini korumakta ısrarlı...
Yani Kandil’in silah bırakması DEM ’in Türkiye Partisi kimliğine bürüneceği anlamına gelmiyor.
Hoş zaten bu çizgiyi onun yaratıcılarından Demirtaş da terketti...Bahçeli kusura bakmasın ama hayal görüyor !..
ETİKETLER : Yazdır