
ÖNCE SOMUT DURUM !
30 Nisan 2025 00:07:24
Analitik düşüncenin temel yöntemi, somut durumun somut analizini yapmaktır. Gerçeğe/gerçekleri ancak bu şekilde ulaşılabilir. Bu bir anahtardır...
CHP son günlerde ülkenin ve kendisinin içinde bulunduğu koşulların/durumun somut bir analizini yapıp ona göre çözüm yolları arayacağına rejimsel formülleri öne itip hem zaman kaybediyor ve hem de esas odaklanması gereken sorunları ikincil plana atmış görünüyor.
Bunun en tipik örneğini pat diye öne itilen parlamenter sistem çıkışında görüyoruz. Basına yansıdığına göre CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı İmamoğlu “hücresinde” şu sıralar Türkiye’ye özgü/genişletilmiş parlamenter sistemle ilgili bir çalışma yapıyormuş; çalışmanın ana gövdesi tamamlanmış, sıra detaylara gelmiş...
“Yakında” inşa edilecek parlamenter sistemin hikayesini ise Özel şöyle açıklıyor:
“Yüzde 70’le tek başımıza iktidar oluruz. Meclis açılır açılmaz tasarıyı oya sunar parlamenter sisteme geçeriz. Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı olur, İmamoğlu da başbakan...”
Somut duruma bakıyoruz:
İmamoğlu cezaevinde. İBB bürokratları gözaltında. Seçimin normal takvimi 2028’e...
Bu durumda CHP’nin gündeminin başında ne olması gerekiyor? Öncelikle İmamoğlu’nun cezaevinden çıkması ile gözaltındaki bürokratların görevlerine dönmesi değil mi ?
CHP’nin ivedilikle çözmesi gereken sonun bu/bunlar.
CHP ne yapıyor peki ?
Bu sorunlarda odaklaşacağına ya da hedef daraltacağına parlamenter sistem muhabbeti yapıyor !
Yo hayır, parlamenter sistem mi, başkanlık sistemimi tartışmalarına girmeyeceğim. Girersem ben de onlar gibi somut durumu ıskalamış olurum. Sadece şu kadarını söyleyeceğim:
Parlamenter sistem kapitalizmin klasik yönetim biçimidir. Aynı şey olmamak la birlikte demokrasi kavramı ile de özdeşleştirilir.
Bizim gibi yeteri kadar gelişememiş ülkelerde “gelişmiş” bir parlamenter sistem kurmak mümkün değildir. Çünkü parlamenter sistem bir üsyapı kurumudur ve ancak gelişmiş kapitalist bir altyapının yansısı olarak ortaya çıkar.
Kaldı ki kapitalizmin metropollerinde o da aşıldı; başkanlık ve yarı-başkanlık sistemleriyle parlamentarizme dinamizm kazandıran yönetim biçimleri uygulanmaya başlandı nicedir.
Yani, burjuva parlementoculuğunu idealize etmek oralarda bile demode hâle geldi...
CHP solculuk savında bir parti. Sonuçta kapitalist sosyo-politik organizasyonunun klasik yönetim biçimini idealize eden bir tavır takınması yadırgatıcı bir durumdur.
Neyse
CHP’nin bunca çözülmesi gereken somut sorunu varken İmamoğlu’nun “hücresinde” Türkiye’ye özgü “gelişmiş ”parlamenter sistemin taslağını hazırlamaya çalışması en azından somut duruma da ters düşen bir zaman kaybı değil midir?
Politika uzağı görme sanatıdır. Ama, öncelikle çözülmesi gereken çok önemli somut sorunlar varken hayata dürbünün tersinden bakmak en azından hayalciliktir !..
ETİKETLER : Yazdır







