
“YUMUŞAMA” OLUR MU ?
25 Mart 2025 00:23:40
İBB odaklı son soruşturma ve tutuklamalar zaten epeydir karışık olan siyaset çarşısını iyice karıştırdı. Güzelim ülkemiz hak etmediği bir kaotik sürece sürükleniyor...
Şimşek ve ekibi ekonomide görece bir denge dönemi yaratmış, biraz da para biriktirmişti. Enflasyonun artış hızı da eni-konu düşmüştü. Bir yıl sonrası için tek haneli bir enflasyon bile düşünülmeye başlanmıştı.
Erdoğan, olası bir erken seçimi düşünerek 2026’da lirayı sıkan kemerleri gevşetmeyi bile düşünüyordu. Bir başka ifadeyle bir tür seçim ekonomisini...
Pat, İmamoğlu’nu tutukladılar. Borsa tepetaklak oldu. Döviz uçtu, lira eridi. Bir-iki gün içinde Şimşek’in gıdım gıdı biriktirdiği dövizlerin önemli bir bölümü buharlaştı... Özetle güzelim ülkemiz biraz daha fakirleşti...
Özünde politik bir tasarruf tutuklamalar ekonomiyi altüst etti...
Politika ile ekonomi iç-içe kurumlar. Zaman zaman ortaya çıkan ekonomik yoğunlaşmalar (kriz diye okuyun) politikayı; politik kavrulmalar da ekonomiyi direkt etkiliyor.
Acaba diyorum, İmamoğlu’nu oyun dışı bırakma operasyonunun ekonomik faturasının böylesine büyük olacağı düşünülmemiş miydi ?
İmamoğlu, İBB’yi AKP’nin elinden almasından bu yana, özellikle ikinci kez fark da yaratarak bu başarısını tekrar etmesinden bu yana muhalefetin birkaç etkili rol modelinden birisi, belki de en önde geleni. Geniş kitlelerin AKP iktidarına olan tepkisi, İmamoğlu’u sevgisi şeklinde dışa vuruyor.
İktidar bunu göremedi mi ?
Belki gördüler ama tepkilerin bu çapa ulaşacağını hesap edemediler. Şimdi siyasi “miyopi”lerinin faturasını ödüyorlar...
Peki niçin ?
İktidar/Erdoğan nicedir sıkıntılı zaten:
Trump’ın kurmaya çalıştığı yeni dünya düzeni ile bunun ortadoğu’daki izdüşümleri konusunda, özellikle Suriye konusunda kafaları rahat değil. Bir yandan Trump’un dirsek çevirmesiyle güvenlik sorunu yaşamaya başlayan AB ile fhört ediyorlar. Öte yerden da ABD ile dirsek temasını kesmek istemiyorlar. ABD-İsrail’in son olarak Suriye PKK’sına meşruiyet kazandıran operasyonu bardağı taşıran son damla oldu.
Şu günlerde Kandil sorunu da yaşıyor iktidar. Kandil’in nasıl nötralize edileceği sorusu boşlukta kaldı. İmralı süreci tıkandı. Apo’nun sesi kesildi. DEM İmamoğlu’nun tutuklanması olayında CHP’nin yanında saf tuttu; iktidara tavır koydu. Çünük DEM’liler de farkında ki yarın kendilerini de benzeri bir pozisyonda bulabilirler.
Erdoğan’ın adaylık sorunu da henüz aşılamadı, nasıl aşılacağı da belli değil. CHP’nin sokağın nabzını iyi tutan cesur politikaları iktidarın bir başka sorunu. Bu gerçek erken seçimin koşullarının ısınmaya başladığını ile gösteriyor çünkü..
Erdoğan deneyimli ve zeki bir politikacıdır. Bu bana şöyle bir hem soru açma imkanı sunuyor:
İktidar, ülkenin esenliği argümanıyla yeni bir “yumuşama” stratejisine dönebilir mi ? Yoksa tam tersi bir yol mu izler: To be or not to be !
Bence böyle bir politikaya sarılmak yanlış olur. Güzelim ülkemiz bunu kaldıramaz. Gerek de yok zaten. Erken seçim kararı ile halkın iradesine başvurulur, olur biter.
ETİKETLER : Yazdır