
PİRUS ZAFERİNE DÖNÜŞÜR MÜ ?
24 Mart 2025 00:44:26
İBB Başkanı CHP’li Ekrem İmamoğlu, “yolsuzluk” soruşturmasından tutuklandı, terör soruşturmasından serbest bırakıldı...
Artık normal prosedür işleyecek. İmamoğlu ile diğer tutukluların avukatları müvekkillerinin serbest bırakılması için mahkemeye başvuracaklar, olmazsa belirli aralıklarla taleplerini yineleyecekler. Diğer yandan savcılık makamı belirsiz bir süre içinde iddianamesini hazırlayıp mahkemeye sunacak. Kabul edilirse yargılama süreci başlayacak...Bu süreç aylarca da sürebilecek yıllarca da...
Sonuçta mahkeme kararını açıklayacak, peşinden temyiz süreci başlayacak, süreç yargının labirentlerinde yeni bir yolculuğa çıkacak...
Yeri geldi şu önemli gerçeğin altını çizmek istiyorum:
Demokrasiyle yönetilen bütün ülkelerde yargı, yasama ve yürütmeden sonra, üçüncü “erk”tir/güçtür. Ayrıca tam bağımsızdır; bağımsızlığı anayasa ile güvence altına alınmıştır.
Bizde parlamenter demokrasi yok gerçi, bize özgü bir başkanlık sistemimiz var. Ama bizde de yargı bağımsızdır, örneğin İmamoğlu soruşturmasında alınan kararlar bağımsız yargının kararlarıdır. Bu kararların siyasal iktidarla bir ilişkisi kesinlikle yoktur. Bağımsız yargıya iktidarın müdahale etmesi zaten haddi değildir !..
Orası öyledir ama, İmamoğlu soruşturması sonuçta siyasi bir soruşturma; dolayısıyla soruşturmanın ilk etaptaki yargı kararlarının da kaçınılmaz olarak siyasi sonuçları oldu/olacak...
Soruyu açacağım:
İmamoğlu ve arkadaşlarının tutuklanması siyaset çarşısında kimin işine geliyor ? Sorunun yanıtı belli: İktidarların işine geliyor. Açalım:
İmamoğlu gelecek cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın en önemli iki rakibinden birisi. Geçen seçimde Kılıçdaroğlu adaylıkta ısrar etmeyip İmamoğlu’nun önünü açsaydı, bugün cumhurbaşkanlığı koltuğunda büyük bir olasılıkla o oturuyor olacaktı... Yerel seçimden sonra CHP’li Özel yönetiminin yaptığı bir dizi hata, şu sıralar tutuklanma ile noktalanan travmatik sürecin kapısını açtı.
İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla Erdoğan’ın iki önemli rakibinden birisi, romantik üfürmeleri bir yana koyarsak, cumhurbaşkanı adayı olarak “nötr”leştirildi. Diğer önemli potansiyel aday olan CHP’li Mansur Yavaş benzeri bir sürecin içine sokulur mu, şu an bu bir soru işareti !
Bağımsız yargının bu son kararlarının iktidarın eni-konu önünü açması elbette rastlantıdır...
İmamoğlu’nun tutuklanmasına yolaçan sürecin CHP’nin tümüyle safdışı edileceği bir sürece dönüşmesinin izlemesinin önü Özel’in kurultay kararı almasıyla kesildi. Özel’in şu son dört günlük performansı da harikaydı ayrıca.
Ama ne yazık ki yerel seçimden sonra yaptığı ağır hataların üzerini örtmek için bunlar yeterli değil. CHP olağanüstü kurultayda seçilecek yeni ekibiyle oligarşik yönetim üslubunu terkedip tüm merkez yönetiminin katkısına açık kolektif ya da demokratik bir üslup benimsemelidir artık. Bu zorunlu. İmamoğlu’nun tutuklanması siyasi mücadeleye yeni bir ivme kazandırdı çünkü.
İktidarın elde ettiği bu son “zafer”, kitle psikolojisini ters yönde etkileyerek sandıkta büyük bu yenilgiye dönüşebilir. Bunun ilk belirtisi CHP’nin dün yapılan önseçiminde ortaya çıktı. Önseçimden İmamoğlu’na CHP üyelerinden yüzde 92’lik bir destek geldi. 15 milyon vatandaş da “İmamoğlu’na evet” oyu kullandı. Siyasasetimizin yeni rol modeli İmamoğlu artık. Bu biraz da iktidarın eseridir...
ETİKETLER : Yazdır