
NERDE KALMIŞTIK ?
15 Mart 2025 00:22:32
MHP lideri Bahçeli, 25 yıldır İmralı cezaevinde yatan “PKK’nın kurucu önderi” (Bu hitap Bahçeli’ye aittir” Sayın Öcalan”a (Bu hitap da DEM’e aittir) bir çağrıda bulunmuş; “Buraya (TBMM’ne) gel, DEM Grubunda kürsüye çıkıp PKK’yı feshettiğini açıkla” demişti...
Bu çağrı üzerine araya şunlar-bunlar girmiş, Apo’nun önü açılmış, ziyaretler filan yapılmış, sonunda “PKK’nın kurucu önderi” Bahçeli’nin çağrısına uyarak bir açıklama yapmış ve Kandil’den silah bırakmasını ve kendisini feshetmesini istemişti. Sonuçta, yakalandığı ilk günden bu yana bir hizmet adamıydı Apo...
Sonra, Kandil, Apo’nun çağrısını olumlu karşıladıklarını açıklamış, sürecin Apo’nun önderliğinde ilerleyebileceğini, bu nedenle “Sayın Öcalan”ın serbest bırakılmasını istemişti...İyiniyetini (!) göstermek için de tek yanlı “ateşkes” ilan etmişti.
Kandil’in açıklamasının üzerinden epeyce zaman geçti, halen bu noktadayız...
Aradan geçen zamanda MSB zehir zemberek açıklamalar yaptı; ateşkesin sözkonusu olmadığını, terör örgütüyle mücadelenin devam edeceğini filan söyledi...Adalet Bakanı hiçbir pazarlığın olmadığını, genel af filan da düşünülmediğini açıkladı...
Kandil’in açıklamasına ilk tepkisi çok mülayim olan Bahçeli nedense daha sonra biraz sertleşti ve açıklamanın yetersiz olduğunu söyledi...
DEM’liler baktılar ki süreç noktalanma çizgisine doğru kayıyor, olayı gündemde tutmak için yeni bir siyasal partiler turuna başladılar...
Derken beklenmedik bir şey oldu. İmralı sürecini uzaktan izlemeyi yeğleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin sorusu üzerine, “isterlerse İmralı Heyetine randevu veririm” dedi. İmralı Heyeti bu açık çağrıya balıklama atlayıp randevu istedi. Erdoğan İmralı Heyeti’ni bunun üzerine iftarda kabul edip ağırladı...
Ama hala Kandil’in; “Sayın Öcalan’ı serbest bırakın” noktasındayız !..
Süreç, tıkanmış görünüyor...Anlaşılan Kandil’in Apo’yu serbest bırakın talebini yumuşatması bekleniyor...
Kimi gazetelerin yazdığına göre ise, Kandil’in elebaşları, Suriye PKK’sı (SDG) ile HTŞ’nin yaptığı anlaşmasının üzerinden kapağı Suriye’ye atıp sütten çıkmış ak kaşık olma yolunda...
Kimi iktidar yanlısı gazeteler ise, ABD’nin yönlendirmesi ve himayesinde imzalanan SDG-HTŞ anlaşmasının Apo’nun çağrısının meyvesi olduğunu yazıyorlar. Süreci Türkiye’nin yönettiğini ima ediyorlar !..
Bunlar iyi hoş da Kandil’in Apo’yu bırakın talebi hala boşlukta !
DEM’liler ise, Kürt Sorununun Meclise taşınması için hukuksal adımlar atılmasını istiyorlar...
Sanırım İmralı Heyeti’ne yeni bir İmralı gezisi izni verilerek süreç biraz daha zamana yayılacak...
Dikkat çeken nokta şu sıralar anayasa değişikliği konusunun pek gündeme gelmemesi...
Sadece TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İmralı süreci ile anayasa değişikliği sürecinin farklı şeyler olduğunu söyleyerek bir anımsatmada bulundu, o kadar.
Aslında bu iki süreç iç-içe. Apo’nun da, Kandil’in de ve DEM’in de altını çizdikleri “demokratikleşme” talepleri sadece Kandil’in legalize edilmesini değil, anayasa değişikliğiyle Kürt kimliğinin hukuksal güvenceye alınmasını da içeriyor.
Peki böyle bir şey olabilir mi ?
Anayasanın 42 ve 60.maddeleriyle oynanırsa olur. Bu arada cumhurbaşkanı seçme-seçilme maddesi de hizaya getirilirse görev tamamlanır !..
Çok kritik haftalara giriyoruz...
ETİKETLER : Yazdır