
CHP’NİN AB ISRARI NİYE ?
10 Mart 2025 11:20:14
“Çılgın Kral” Trump’ın AB ve NATO’yu karşısına alan son açıklamaları değişik yankılara ve şu temel soruya yolaçtı:
Yeni bu dünya düzeni mi kuruluyor ?
Aslında Sovyetlerin yıkıldığı 1991’den bu yana “yeni” diyebileceğimiz bir dünya düzeni hiç olmadı. ABD tek kaldı o kadar. Zaten en büyük güçtü.
2000 li yıllar Rusya’nın yeni bir rejime/kapitalizme entegre yılları oldu. Çin gelişti. 1957’de Roma antlaşması ile kurulan Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET-Otak Pazar) Doğu avrupadan yaptığı transferle büyüdü ve tek devlete dönüşme hayallerine kapıldı...
AB’deki bu gelişmenin altında ikinci dünya savaşının yarattığı korku yatıyordu. Birbirlerine sarılıp ekonomik istikrara ve güvenceye sahip olacaklar, dışardan gelecek kötü niyetli müdahalelere karşı NATO onları koruyacaktı...
Oysa NATO, Sovyetlerin yıkıldığı 20. yüzyılın sonlarından itibaren teorik olarak işlevsiz kalmıştı. Çünkü NATO’nun kuruluş amacı olası Sovyet yayılmasına karşı Batı ülkelerini korumaktı. Sovyetlerin yıkılışı ile “Komünizm korkusu bittiği” için NATO’ya da gerek yoktu artık.
Hoş zaten AB de NATO da kapitalizmin temel felsefesine aykırı yapay kuruluşlardı. Serbest rekabet ve eşitsiz gelişme yasası kapitalizmin tekelci döneminde de varlıklarını koruyorlardı çünkü...
NATO ABD için de yük haline gelmişti. Avrupanın kulağı kesik sömürgecilerini Sovyetlerin yıkılmasından sonra da ABD niçin korusundu ?
Trump bugün bunu dile getiriyor. Eşitsiz gelişmenin yolaçtığı yeni dengeleri bir şekilde stabil hale getirecek ana yolu ya da bir üçüncü dünya savaşının önünü açıyor...
Trump’ın Büyük Amerika’sı buradan doğacak. Büyük bir olasılıkla savaş olmayacak. Çünkü nükleer bir savaş, bir paylaşım savaşının pragmatizmine aykırı.
Ne olacak ?
Büyüklerin küçükleri vahşi Batı yöntemleriyle yutacağı bir dönem başlayacak. Doğal olarak bundan kazançlı çıkacak olanlar da ABD, Rusya ve Çin gibi devler olacak...Trump bunun önünü açıyor. Panama kanalını ve Grönland’ı istemesi, Kanada’ya çökme projesi, Ortadoğu’yu yeniden biçimleme girişimleri bunun ilk göstergeleri.
Putin’e el uzatması ise,dünyayı barış içinde birlikte paylaşalım çağrısı...Sırada Çin’le ilişkilerini bir şekilde yoluna koymak var. Ya kıyasıya bir rekabet olacak ya da Rusya gibi ikna edilip üçlü dünya sömürüsünün bir bileşeni olacak...
Ben buna, konvansiyonel ve nükleer silahların kullanılmayacağı bir yeniden paylaşım savaşı diyorum. Ya kardeş kardeş, paylaşacaklar ya da kıyasıya bir rekabetle...
Yeni bir dünya düzeninden sözedecek olursak, böyle bir şey olacak bu düzen...
Şu sıralar Avrupanın/AB’nin korku içinde olmasının nedeni bu. Özellikle ikinci büyük savaştan bu yana gerçek güçleriyle doğru orantılı olmayan nüfuz bölgeleri elde edenlerin...
Peki güzelim ülkemiz ne yapacak? Fırsat bu fırsattır deyip kapağı AB’ye mi atacak ?
Erdoğan AB’nin patronlarına güçlü ordumuzu işaret ederek güvenlik vadediyor. Özgür Özel ise, AB’nin üyelik verdiği Doğu Avrupa ülkelerinden daha çok demokrasi kültürüne sahip olduğumuzu söylüyor; bunu şirinlik muskası olarak sunuyor !..
Oysa...
Yeni dünya düzeni üç kutuplu olacak. Kutuplar içinde AB olmayacak. Eğer ABD NATO’dan ve AB’nin arkasından çekilirse AB büyük bir olasılıkla dağılacak; İngiltere gibi herkes başının çaresine bakacak...
Erdoğan’ı anlıyoruz da CHP niçin ısrarcı AB’de ? En azından ABD’nin ezber bozan politikalarının netleşmesi beklenmesi gerekirken bu telaş niye ?..
Sola, kendi gücüne güvenen tam bağımsızlık ilkesi yakışır. Özellikle kuruluşunda bu ilke olan Türkiye’ye...
AB’nin Türkiye’ye vereceği bir şey yok. Demokrasi, ithal edilen bir şey değildir; kendi dinamikleriyle yaratılan bir şeydir. O da ancak kendi kaynaklarına dayalı bir üretim seferberliğiyle elde edilebilecek bir şeydir.
CHP bunu bilmiyor mu ?..
ETİKETLER : Yazdır