
ENDİŞEYE GEREK YOK !
17 Subat 2025 00:23:28
Tabii ki ilân edilmemiş bir seçimin sürecinden sözedilemez. Ama ben yine de Türkiye’nin bir erken seçim sürecine girdiğini düşünüyorum. Süreç yerine “hava” sözcüğünü de kullanabilirim gerçi, ama hava değişimi, süreç ise gelişimi vurgular daha çok. Hava değişebilir, ama sürecin kesintiye uğraması için olağandışı gelişmelerin olması gerekir. Şu an böyle bir şey yok.
Tam derinleşmedi ama ekonomik, sosyal ve siyasal krizin iç-içe geçtiği bir süreç içindeyiz. Bu sürec teorikman, seçim sürecidir de.
İktidara bakıyorum...Takvimi henüz belli olmayan bir erken seçime hazırlığı içinde...İlkten evin içini derleyip toparlıyorlar: Yakında genel kongre yapacaklar; kadrolarını yenileyecekler, peşinden hükümeti...
Seçimin yapılacağı alanın/ülkenin kendisi için en elverişli seçimin koşullarına kavuşması için izleyecekleri politikalar zaten var: İktidarın son günlerdeki sert/köşeli kararlarına bu gözle bakmak gerekiyor...
Seçimi normal takviminde yapmayı düşünen hiçbir iktidar, üstelik seçime nerdeyse üç yıl varken, böyle sivri yaptırımlarda bulunmaz; çünkü sivri politikaların, spontane şekilde domineleşmesi olasılığı vardır. Hele hele muhalefetin sokağa çıkması durumunda...
İktidarın şu sıralar izlediği Kürt politikası da erken seçim hazırlığının bir parçası bence...Ezber bozan bir politika bu ! “İmralı süreci”nin start almasında ve sürecin her aşamasında iktidarın rolü belirleyici olduğu halde Erdoğan’ın ortalıkta hemen hiç gözükmemesi ve sürecin adeta Bahçeli’ye zimmetlenmesi derinliği olan bir politika...
Bence DEM de bunun farkında; özellikle İmralı Heyeti ! Kayyım baskılarını biryandan protesto ederken çözüm sürecinden umutlarını kesmediklerini açıklamaları iktidarın senaryosunun farkında olduklarını gösteriyor. İktidarla Bahçeli aracılığı ile aynı kareye girmeye çalışıyorlar...
Öylesine akılcı bir politika izliyor ki iktidar, Kürtleri, hemen hiçbir ödün vermeden kolayca yanına çekiyor. Sürecin bir yerinde anayasa değişikliğine de Kürtlerin katkıda bulunması talebi kendiliğinden masaya gelecek bence...
Bahçeli’nin DEM’e el uzatması...Öcalan’ın devreye sokulması...Silahların bırakılmasının önerilmesi... Öcalan’ın bu doğrultuda çağrı yapmasının takviminin hazırlanması ve en son Barzani ziyareti, bunların tümü, iktidar senaryosu bence.
Senaryo iyi çekilebilirse bundan hem Türkiye kazanır ve hem de iktidar ! Türkiye kazanır, çünkü en azından Kandil belirsiz bir süre için nötralize olur.
İktidar kazanır, çünkü, çözüm sürecine henüz girilmeden anayasa değişimi ve seçim desteği konusunda Kürtler bir anlamda bağlanmış olur...
Sürecin bonusu Kandil’in yaşlı ve yarı-işlevsiz yönetici kadroları ile Öcalan’a kalır...
Şu var ki bir gözü ABD’de olan Kandil’in dayatması durumunda ya da içinden çıkılamaz taleplerde bulunması durumunda işler tersine de dönebilir.
Bence AKP/Erdoğan bu olasılığı dikkate alarak topa girmiyorlar.
Neresinden bakarsanız bakınız, Türkiye bir erken seçim sürecine girdi
Yani...
CHP’nin erken seçim stardı vermesi ile bu bağlamda cumhurbaşkanı adayını belirlemek Kararı alması yanlış değil. Ama Mansur Yavaş’ın katılmama kararı almasından sonra önseçimin anlamı kalmadı. Zaten daha önce de formalist bir karardı bu...
Ortalığın karışır gibi olması kimseyi endişeye düşürmemeli bence. Yaşananlar seçim süreçlerinin bilinen/yaşanmış ve yaşanabilecek rutinleri...Sonuçta sandık gelecekse (ki gelecek) bunları yaşayacağız ve başımızı dik tutacağız, adam gibi !..
ETİKETLER : Yazdır