
CHP’NİN ADAYI KEMALİST OLMALI !
11 Subat 2025 00:11:35
Beklediğim oldu. ABB Başkanı Mansur Yavaş, CHP’de cumhurbaşkanı adayını belirleyecek önseçime katılmayacağını açıkladı.
Yavaş kendi açısından haklı. Hiç kimse kazanamayacağı bir yarışa girmek istemez. Zaten Yavaş daha önce önseçime katılmayacağını ima eden sözler seylemiş; adayın önseçimle değil anket yöntemiyle saptanmasını istemişti.
Dün de yazdım. Mansur Yavaş’ı halk seviyor ve güveniyor; nitekim cumhurbaşkanlığına ilişkin anketlerde Yavaş birinci çıkıyor daima.
Ama, kökleri CHP’de olmadığı için, CHP üyelerinin oy kullanacağı bir ön seçimden Yavaş’ın çıkması sözkonusu değildir.
Yavaş, bu nedenle, seçim kaybeden bir kişi olmak istemedi...Önseçime girmemesinin nedeni bu.
Peki şimdi ne olacak ?
Artık sonucu belli bir önseçim yapmanın anlamı kalmadı. Önseçimin ileri bir tarihe ertelenmesinin de anlamı kalmadı, çünkü Yavaş artık hiçbir zaman önseçime katılmaz. Başka aday adaylarının da şansı olmaz.
Yavaş, CHP’nin üyesi ama kökleri CHP içinde ya da CHP ekolünden gelen birisi değil. O’nun ülkücü geçmişi biliniyor.
Bu durumda. CHP, önseçimin anlamı kalmadığı için aday göstermekten vazgeçip durumu dalgalamaya mı bırakacak ? Yoksa İmamoğlu’nu bu kez aday olarak atayıp Mansur Yavaş’ı bir anlamda serbest mi bırakacak ?
Eğer ikinci yolu tutulursa Mansur Yavaş’ın böyük bir olasılıkla genel seçim kararı alınıncaya kadar CHP’de kalacağını, ancak seçim arefesinde aday olmak için başka seçeneklere yöneleceğini düşünüyorum. En akıla yakın seçenek, bağımsız aday olmasıdır.
CHP için pek iç-açıcı olasılıklar değil bunlar, ama bu durum Özel yönetimi yarattı.
Bunu açmalıyım:
CHP’deki “Değişim” hareketinin önderi İmamoğlu’ydu. Normalde yeni hareketin lideri olarak İmamoğlu’nun CHP Genel Başkanlığına aday olması gerekiyordu.
Ancak, İstanbul belediyesindeki özel durum, daha açıkçası meclisin AKP’nin elinde olması İmamoğlu’nun İstanbul’da devam etmesi zorunluluğunu doğurdu. Özgür Özel, Kurultayda “emanetçi” bir kimlikle genel başkanlığa aday oldu ve kazandı. CHP’de Ankara’yı yeniden kazanan Yavaş’ın da içinde olduğu oligarşik bir yönetim doğdu. Partinin üst organları kenara itildi, önemli kararlar, bazen Yavaş’ın da görüşü alınarak İmamoğlu ile Özel tarafından alınmaya başlandı. Belirleyici olan İmamoğlu idi. Önseçim kararına koşut olarak erken seçim stratejisini geliştiren de İmamoğlu’ydu. Ancak çok gecikmiş bir karardı bu.
Şu an CHP’nin en büyük sorunu oligarşinin kendi içindeki uyumsuzluğu...Bir ipte iki cambaz oynamaz özdeyişi CHP’de en somut örneğini yaşıyor bugün...
CHP beklenen yolayrımına geldi:
Ya, kökleri Yavaş’a göre CHP’nin daha derinlerinde olan İmamoğlu’ yla devam edecek...
Ya da, ilkeleri bir yana koyup “Erdoğan gitsin de kim gelirse gelsin” mantığı ile Yavaş’a sarınılacak. Bu ikinci olasılık zayıf bir olasılık.
Ben tek seçici olsam çok da beğenmediğim halde İmamoğlu’nu tercih ederdim. CHP bu yolu tutarak en azından ilkeli devranmış olurdu.
Mensur Yavaş, her ülkücü gibi “Atatürk”çüdür, ama Kemalist/solcu değildir. Yavaş’a göre solcu bir adayın cumhurbaşkanı seçilmesi, tarihi bir fırsat ve şans olarak Türkiye’nin önüne konulmuşsa bugün, sırf Erdoğan gitsin diye sağcı bir politikacıyı cumhurbaşkanı seçmek o tarihi fırsatı tepmek anlamına gelecektir...
ETİKETLER : Yazdır